| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 04.02.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 70'inci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle bu torba tasarı görüşmelerinde mümkün olduğunca görüşülen konulardan ayrılmamaya özen gösteriyorum, kendimi de zorluyorum bu konuda. Ve mümkün mertebe yapıcı, olumlu katkılar vermeye de gayret gösteriyoruz.
Yalnız, değerli arkadaşlar, o kadar vahim gelişmeler oluyor ki; anbean, saat ve saat, dakika dakika, kulağımızla duysak gerçekten inanmayacağımız vahim hadiselerle karşılaşıyoruz. Türkiye, tamamen kayıt dışı bir yönetim altındadır. Hani "kayıt dışı ekonomi" deniyor ya, bırakalım onu, tamamen her alanda kayıt dışı faaliyetler söz konusu ve bu kayıt dışı faaliyetlerin de başında Sayın Başbakan var. Bu, bir devlet yönetimi olmaktan çıkmış, tamamen bir çete faaliyetine dönüşmüştür. Bu kadar vahim bir süreçten geçiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, bir ülkenin Başbakanı televizyonların, medyanın haber müdürlerini, medya koordinatörlerini arayıp Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yle ilgili verilen habere sansür uyguluyor, yayından kaldırtıyor ve bu, hepimizin bilgisi dâhilinde, artık saklanamaz, inkâr edilemez bir hâle gelmiş. Yazıktır ve ayıptır, bu kadar... Ve dahası, en başında suçtur. Bu nasıl bir güçtür, bu nasıl bir devlet ve siyaset anlayışıdır ki "Her alana, her şeye hükmedeceğim, dediğim dedik, söylediğim kanun." anlayışıyla... Bu ülkede demokrasiden, hukuktan, insan haklarından bahsetmek mümkün müdür? Eşit siyasi yarıştan bahsetmemiz mümkün olabilir mi?
Türkiye gırtlağına kadar yolsuzluklara batmış bir suç çetesince âdeta rehin alınmış durumda. Hiç kimsenin ne can ne mal güvenliği teminat altında değildir. Yolsuzlukları bir örtbas etme faaliyetiyle bir buçuk aydır Türkiye meşgul ediliyor, deliller saklanıyor, yok ediliyor; savcılar, polisler sürgün ediliyor, baskı altına alınıyor; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu dağıtılıyor; rüşvet, imar yolsuzluğu, kara para aklama, kaçakçılık vesaire ne ararsan var. Ayakkabı kutuları, milyon dolarlar, rüşvetler yayılmış ortalığa, Başbakanın oğlu Bilal Erdoğan'ın vakfı TÜRGEV, âdeta ihale karşılığı alınan bir rüşvet merkezi hâline gelmiş, arsa, arazi işleri, imar işleri bir uzmanlık alanına dönmüş ve yöneticisi olduğu vakfın banka hesabına 100 milyon dolar yatırılması söz konusu ve bunlar inkâr da edilemiyor. İş adamlarının komisyonla ihale alması ayan beyan ortalığa dökülüyor. Havuzlar oluşturulmuş, havuzları oluşturanın Başbakan olduğu ifade ediliyor. Bir milletvekilinin verdiği soru önergesi sansür edilmek isteniyor ve kendi sitesinden kaldırılmak isteniyor.
Şimdi, bunlar, maalesef kabul edilebilir durumlar değil, her gün çok daha vahim bir iç kargaşaya Türkiye sürüklenmektedir, bunun mutlaka en birinci derecede sorumlusu iktidar partisi grubudur. Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu milletvekili arkadaşlarımı, bu konuda gereken dirayeti, hassasiyeti ve iradeyi göstermeye davet ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bir torba tasarıyı görüşüyoruz, yarın Plan ve Bütçe Komisyonunda yine bir torba tasarı görüşeceğiz. Biraz sonraki maddede biraz daha ayrıntılarını gireceğim ama, şimdi görüştüğümüz torbadaki konuların hemen hemen aynısı, benzeri yine bu torbada da var. Bu nasıl bir plansızlık, programsızlıktır, bu nasıl bir hükûmet etme anlayışıdır, doğrusu artık tam bir şaşkınlık ve bir faciayla karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Teşekkür eder, saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)