| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ UMUT ORAN'IN, (2/296) ESAS NUMARALI 7269 SAYILI UMUMİ HAYATA MÜESSİR AFETLER DOLAYISİYLE ALINACAK TEDBİRLERLE YAPILACAK YARDIMLARA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (4/144) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 04.02.2014 |
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz kanun teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 yılında Erciş ve Van'da meydana gelen deprem sonrasında 644 yurttaşımız hayatını kaybetti, 3 binden fazla yurttaşımız yaralandı, sakat kalanlar oldu, evsiz barksız kalanlar oldu, annesiz ve babasız kalan yetim çocuklar oldu. Yaşanan bu acıyı tarif etmek gerçekten zor. Allah, bir kez daha böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. Bu acıyı iyi bilenlerden biriyim çünkü biz de Kocaeli olarak 17 Ağustos 1999 depreminde bundan daha ağır bir tabloyu yaşadık; 20 binin üzerinde insanımız yaşamını yitirdi, 40 binin üzerinde yaralı, 600 bin kişi evsiz kaldı. Ancak halkımız böyle zor dönemlerde iyi bir dayanışma örneği göstererek yaraları sarmayı, acıyı hafifletmesini iyi yapmaktadır. Gerek Kocaeli depreminde gerekse Van depreminde bunu gösterdi. Vatandaş üzerine düşeni fazlasıyla yapmış olmasına rağmen Hükûmet ne yazık ki üzerine düşeni tam olarak yapamadı.
Bakın iki örnek vereceğim: 17 Ağustos Kocaeli depreminin üzerinden on beş yıl geçmiş olmasına rağmen hâlen Kocaeli'de 3.750 adet orta hasarlı binamız mevcut. Asıl üzücü tarafı da bunun 3.280'inde ne yazık ki hâlâ oturan var ve yaşamını idame ettirmeye çalışanlar var. Soruyorum size: Olası bir Marmara depreminde bu binalar çökecektir, o zaman ne diyeceksiniz, ne gerekçe bulacaksınız, yine kader mi, ne yapalım mı diyeceksiniz?
Buradan Hükûmeti ve yetkilileri uyarıyorum: Deprem bizim gerçekliğimiz, onunla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Artık ne olur kafanızı kuma gömmekten vazgeçin. Yarın bu insanlara bir şey olursa tek sorumlusu sizsiniz. Hatırlatmasını şimdiden yapıyorum.
Van depreminin üzerinden iki yıl geçti. Cumhuriyet Halk Partisi heyeti olarak Van'ı ziyarete gittik. Konteyner kentleri ziyarete gittiğimizde ne yazıktır ki aynı ihmal, aynı ilgisizlik, aynı vurdumduymazlık orada bir kez daha görüldü. Türkiye'nin dört bir yanından gönüllülük temelinde toplanan bunca yardıma rağmen, Kocaeli depreminden sonra deprem vergisi olarak toplanan 50 milyar Türk liralık bir rakama rağmen, göz önünde bulundurduğunuzda, Van'da yaşananlar tam bir içler acısı. Konteyner kentlerde 260 aile kalmakta. İçlerinde dul, çocuk, hasta olanların, yaklaşık 500 kişinin kaldığı bu konteyner kentlerin asıl üzücü tarafı, ne yazıktır ki, suyu ve elektriği kesikti ve işin üzücü bir tarafı hâlâ kesik olduğunu hatırlatmak istiyorum. Düşünebiliyor musunuz değerli milletvekilleri, bunca toplanan paraya, yapılan yardımlara rağmen insanca yaşam hakları elinden alınarak barınma ortamlarındaki suyun ve elektriğin kesilmesi neden dersiniz? Bir an önce çıkıp gitsinler, bu konteynerler Suriyeli mültecilere, yerlerine, verilsin için mi? Bunu vicdanlarınıza bırakıyorum. Düşünebiliyor musunuz, konteyner kentlerde barınan bu depremzedeler, artık son çareyi, sesini duyurmak noktasında, burada açlık grevine gitmekte buldular. Belki de dünyada ilktir, bilemiyorum ama sizleri rahatsız edip edemediğini sizlerin vicdanlarına bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu insanların yaşadığı bu insanlık dışı dramı tüm muhalefet partileri olarak Meclise taşıdık önemsemediniz, basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurduk önemsemediniz, Sayın Başbakana bu sıkıntılarla ilgili soru önergesini altı ay önce bizzat sormuş olmama rağmen henüz yanıt alamadım.
Değerli milletvekilleri, bu anlayışınız ve tutumunuz ne bir sosyal devlet anlayışına ne de bir vicdana sığıyor. Ne diyebilirim? Sadece size, içinizdeki insani duygulara seslenmek istiyorum: Gelin, vermiş olduğumuz bu kanun teklifine destek verin. Afet bölgesinde yaşayan insanların, halkımızın ekonomik zorluklarının giderilmesine, bölgedeki hayatın canlanmasına, bölge halkının üzerindeki psikolojik ve sosyal sıkıntıların giderilmesine yardımcı olmanızı bekliyorum. Verdiğimiz önergeye desteğinizi bekliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)