GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, 31/1/2014 TARİH VE 2986 SAYI İLE MHP GRUP BAŞKAN VEKİLİ İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL TARAFINDAN AKP'NİN ON BİR YILDIR UYGULADIĞI EKONOMİK POLİTİKALARIN OLUŞTURDUĞU YAPISAL RİSKLERİ İLE RÜŞVET VE YOLSUZLUK OPERASYONU SONRASI YAŞANAN GELİŞMELER IŞIĞINDA ÖZEL SEKTÖR BORCUNUN, BORCUN KISA VE UZUN VADEDE ARTIŞ NEDENLERİNİN, KUR RİSKİNİN DOĞURACAĞI ZARARLARIN, MERKEZ BANKASI POLİTİKALARINA ETKİLERİNİN VE BORCUN ÇEVRİLMESİYLE İLGİLİ SORUNLARIN VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN TESPİTİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 4 ŞUBAT 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:56
Tarih:04.02.2014

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi tarafından verilen ve ekonomide son dönemde yaşanan gelişmelerin araştırılmasıyla alakalı önergenin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, milletimiz, her on yılda bir yaşanan darbeler ile dört, beş yılda bir yaşanan ekonomik krizlerle hakikaten çok zor günlerden geçerek bugünlere geldi ve 2002 senesinde Adalet ve Kalkınma Partisini tek başına iktidara taşıdı. O günden bugüne kadar bir taraftan güveni ve istikrarı tesis etmeye çalışırken bir taraftan da darbelerle mücadele ederek millî iradeye karşı vesayetin oluşturmaya çalıştığı komplolara müdahale etmeye, onlarla mücadeleye etmeye çalıştık.

Türkiye, AK PARTİ'yle, öncelikle makroekonomide yaşadığı gelişmelerle enflasyonda düşüşler, faiz oranlarında düşüşler, altyapı yatırımlarında artışlar, kamu maliyesinde ciddi anlamda iyileşmeler yaşadı ve değerli milletvekilleri, tüm bu süreçler devam ediyorken 2008 yılında dünya piyasalarında finansal kriz, Amerikan üslü olarak ifade ettiğimiz 2008 finansal krizi baş gösterdi. Dünyada bilinen en büyük krizin 1930 yılında yaşanan büyük buhran, büyük felaket, büyük kriz olduğu ifade edilirken 2008'le beraber bu dönemdeki krizin artık daha kapsamlı, daha derin ve dünyadaki ülkeleri çok daha derinden sarstığı ifade edilmeye başlandı.

Bir taraftan dünya küçülmeye, para arzları kısılmaya başlanıyorken bu süreçte, Amerika'da da başka gelişmeler ortaya çıktı. Ocak ayında ilk gelişme ortaya çıktı ve Amerika aylık 85 milyar dolar piyasaya para arzı sağlıyorken bunu 75'e düşürdü ve birkaç gün önce de yaptığı bir açıklamayla bunu 85'ten, 75'ten 65 milyar dolara düşürdü ve Amerika'da faizler belli bir noktaya çıktı.

Türkiye, bütün bu gelişmeler içerisinde bir taraftan kamu maliyesini bırakmazken, borç oranı anlamında kamunun riskini azaltırken -yüzde 35 seviyelerinde- bütçe açığını 1,2 seviyelerine düşürürken -ki OECD ortalaması bunun yüzde 4,3'tür- 2016'yla alakalı hedefi de bunu yüzde 0,5'e düşürmekti. İşte, böyle bir atmosferde Türkiye bir taraftan ekonomisini büyütmeye, bir taraftan da risklerini azaltmaya çalıştı.

Değerli milletvekilleri, reel sektör tarafından kullanılan krediler, 2013 Eylül ayı itibarıyla Merkez Bankasının yayınladığı raporda ifade edildiği gibi yüzde 19,2'dir. Yani reel sektör kullanmış olduğu toplam kredilerin yüzde 19'unu yurt dışı kaynaklı kullanmıştır. 2013 yılı Eylül ayı itibarıyla firmaların vadesi gelen, bir yıl içinde dolacak olan yurt dışı borçları -reel sektörün- 23 milyar dolar.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Bu orijinal vade ama doğru değil.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Bunu bir yıl içerisinde reel sektör kendisi ödeyecek.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Vadeye kalan gün sayısına göre değil.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Yurt dışından kullanılan uzun vadeli kredilerin kalan vadeye ağırlıklı ortalama vadesi 4,3 yıl ve reel sektörün kullandığı toplam kredilerin beş yıldan daha uzun vadeli olanlarının toplam oran içindeki payı yüzde 27 seviyesindedir. Bakın, burası reel sektörle alakalı olan kısmı, bir de bu işin bankacılık boyutu var.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Döviz niye yüzde 30 değer kazandı, niye, esas onu anlatın, rakamları değil. Faizler niye 4 misline çıktı?

MEHMET MUŞ (Devamla) - Bankacılık boyutuna baktığımız zaman, mevzuat gereği en fazla yüzde 20 açık pozisyon verebilir bankacılık sektörü, bunun üzerine çıkamaz; bu, BDDK tarafından kısıtlanmış durumda ve...

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Rakamları boş ver, neticeye gel.

MEHMET MUŞ (Devamla) - ...BDDK'nın şu an itibarıyla toplam bankacılık sektörü içerisinde herhangi bir açık pozisyonu bulunmamaktadır. Bugün itibarıyla, daha buraya gelmeden BDDK Başkanıyla yaptığım görüşmede de bir açık pozisyonun bulunmadığını, bankacılık sektöründe toplamda sadece 800 milyon dolarlık bir açık pozisyonun olduğunu ifade etti.

Bakın, değerli milletvekilleri, bu önergenin içerisinde de ifade edildi yolsuzluk iddiaları, 17 Aralıkla alakalı iddialar. Ben bir tablo çizmek istiyorum size: 2011 seçimlerine giderken kamuoyunda Adalet ve Kalkınma Partisinin seçimleri kaybedeceği ve tek başına iktidara gelemeyeceği öngörülüyordu, hatta bazı kamuoyu araştırmalarında AK PARTİ'nin oyu yüzde 30'un altında gösteriliyordu. Fakat, 2011 seçimleriyle yüzde 50'lik bir oy oranıyla tekrar Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi ve her ne olduysa 2011'den sonra gelişmeler yaşanmaya başladı. 7 Şubatta MİT krizi yaşandı, Millî İstihbarat Teşkilatına bir müdahalede bulunulmaya çalışıldı. Bunun üzerinden belli bir zaman geçti, Gezi olayları -ki burada birçok müdavim arkadaş da var- başladı ve Sayın Başbakan buradaki temsilcilerle yaptığı görüşmede: "Nedir derdiniz, ne istiyorsunuz?" Yaptığı görüşmede o arkadaşların ifade ettiği: "Biz üçüncü köprünün yapılmasını istemiyoruz.", "Havaalanına karşıyız.", "Kanal İstanbul'a karşıyız." Yani, Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçlardan hadise buraya uzandı ve bu Gezi olaylarından sonra da 17 Aralıkta -burada ifade edilen- işte, yolsuzluk iddialarıyla alakalı bir çalışmanın, bir yargı sürecinin başlatıldığı... Fakat, bakın, değerli milletvekilleri, olayın daha ilk gününden itibaren, burada herhangi bir şey varsa bu işin üzerine bizim gideceğimizi ve sonuna kadar da bu işin takipçisi olacağımızı -hem Başbakanımız tarafından hem de olayın hemen ertesinde Hükûmet sözcüsü Bülent Arınç Bey tarafından ifade edildi- burada grup başkan vekillerimiz de, bizler de ifade ettik.

Değerli milletvekilleri, bakın, burada yapılan konuşmalarda, birçok hukukçu arkadaş var ve bu hukukçu arkadaşlar dosyanın üzerinde gizlilik olmasına rağmen -her ne hikmetse- nasıl bilgi alıp burada kesin bir yargıya varıyorlar, ben anlayabilmiş değilim. Ben ekonomistim ama onlar hukukçu olmasına rağmen gizlilik kararı olan dosyayla alakalı burada çok rahat konuşabilmektedirler. Bu işin arkasında olanlar, medyaya sızdırdıkları birkaç fotoğraf ile maalesef hukukçu olarak kendilerini addedenler bu iş üzerinden kesin bir yargıya varmaktadırlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama, bunu siz öğrettiniz, siz. Bunu siz öğrettiniz Türkiye'ye.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Az önce de ifade ettim, bizler bu işin sonuna kadar zaten gideceğiz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Daha duruşma başlamadan, dava açılmadan altı ay önce yayınlar yapıyordunuz; siz yaptınız bunları.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Beş yüz sefer söyledik burada.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Altı ay önce, daha dava ortada yokken...

MEHMET MUŞ (Devamla) - Ama, burada bağıranlar, konuşanlar bu işin üzerine zaten gidemezler.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dava ortada yokken altı ay önce...

MEHMET MUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir diğer konu, bakın, hiçbir zaman yapılanın üstünü örtmedik, bundan sonra da örtmeyeceğiz. 2001 yılında Türkiye'de bir finansal kriz yaşandı.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Paralar nerede, paralar?

MEHMET MUŞ (Devamla) - Şimdi, paralar geliyor, nerede olduğunu öğreneceksin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nerede, nerede?

FARUK BAL (Konya) - Bosna'ya gitti, imam-hatip için Bosna'ya...

MEHMET MUŞ (Devamla) - 2001 yılında büyük bir kriz yaşandı; bankacılık krizi. Doğru mu? Türkiye'de onlarca banka fona devredildi, hortumlandı, 50 milyar dolar -o günkü maliyetiyle- o bankaların içerisine konuldu. Peki, hazine bu parayı nereden buldu?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Mehmet, sen oralara girme, oralar seni aşar.

FARUK BAL (Konya) - Yalan söyleme, yalan söyleme, 2002'de hortumlanmadı.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Hazine bu parayı nereden buldu? Devlet tahvilleri çıkardı yüksek faizle, hazine bonoları çıkardı yüksek faizle. Eğer kamunun bugün üzerinde bir borç yükü varsa o 2001'de o bankaları hortumlatanlar ellerini başlarının arasına alıp düşünecekler: "Biz nasıl oldu da o gün o bankaları hortumlattık?"

MEHMET GÜNAL (Antalya) - On bir yıldır daha ödeyemedin mi?

MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, bugün hâlâ bu ülke bunun ceremesini çekiyor, bugün hâlâ ceremesini çekiyor.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Çalınan paraları bir anlat. Kaybolan paraları bir anlat.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Sistem çok basit.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bence de sistem çok basit, ayakkabı kutuları...

MEHMET MUŞ (Devamla) - Kanun kisvesi altında, bu bankalar battı, kriz oldu. Tamam, kriz olabilir, ekonomilerde kriz de olur, gelişmeler de olur, bununla alakalı, hükûmet tedbirler de alır. Ama, bu çıkan krizi niye vatandaş ödüyor? Birileri paraları hortumluyor, öbür taraftan devlet tahvilleri eliyle bu bankaların içerisini dolduruluyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Aynen, aynen, işte birileri parayı hortumluyor...

MEHMET MUŞ (Devamla) - Arkadaşlar, bakın, o gün iktidarda olanlar bunun hesabını vermediler. 50 milyar doları o şekilde çarçur ettirdiniz, hortumlattınız, şimdi, çıkıp ahkâm kesmeyin buralarda.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye sormadınız, on bir yıldır iktidardınız ya?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hesabını sor, hesabını!

MEHMET MUŞ (Devamla) - Onun takipçisi olacaktınız. Hükümetten düşmekle bu işler olmuyor, bunun karşılığını orada koyacaktınız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - 1.132 sayfa rapor var.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, burada bir şeye daha değinmek istiyorum. Bazı arkadaşlar onların avukatı çıktı -TÜSİAD, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği- onlar da kahraman kesildi, onlar da ekonomiyle alakalı açıklamalarda bulunuyorlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Aç da bir oku, komisyon raporu var.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Ya, bu bankaları soyanların tamamı TÜSİAD üyesi değil miydi? TÜSİAD bir yaptırım yaptı mı? Bunları üyelikten men mi etti? Bunlara bir ceza mı verdi? Bunlar soyuluyorken her şey hukuki, her şey uluslararası standartlara uygun, o zaman hukuk çalışıyor ama bugün... Geçenlerde TÜSİAD Başkanı açıklama yapıyor. Sağ olsun, bazı milletvekili arkadaşlarımız da onu vatan kahramanı,...

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Hırsızların hepsine karşıyız.

MEHMET MUŞ (Devamla) - ...kahraman olarak görüyor, "Efendim, ülkede hukuk kalmadı. Bu ülkeye yatırım gelmez, bu ülkeye yurt dışından kaynak gelmez." diyor.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - TÜSİAD üyeleri sizin zamanınızda 5 misli para kazandılar, 5 misli.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Ya, 2001'de 50 milyar dolar soyuluyorken...

ALTAN TAN (Diyarbakır) - TÜSİAD'a siz hizmet ettiniz, hizmet. TÜSİAD'a hizmet ettiniz.

MEHMET MUŞ (Devamla) - ...hukuk tanınmazken hangi uluslararası norma göre bu ülkeye kaynak geliyordu? O zaman geliyordu da şimdi mi gelmiyor?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - TUSKON battı, MÜSİAD battı.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, 2008'de IMF'le stand-by anlaşmasının sonuna geldik. Yenilenecek mi, yenilenmeyecek mi?

ALTAN TAN (Diyarbakır) - TÜSİAD'cı iktidar sizsiniz.

MEHMET MUŞ (Devamla) - Hükûmetin IMF'le anlaşma yenilemeyeceğini anlayanlar...

FARUK BAL (Konya) - Hükûmet biliyor, niye anlaşma yaptı?

MEHMET MUŞ (Devamla) - ...hemen bir provokasyona, hemen bir propagandaya başladı: "Batarız, ölürüz.", "IMF'den para gelmezse biz bu borçları ödeyemeyiz.", "Özel sektörün şu kadar ödemesi var, şu kadar cari açığımız var."

ALTAN TAN (Diyarbakır) - TÜSİAD 5 misli artırdı paralarını, TUSKON battı.

MEHMET MUŞ (Devamla) - 2008 ve 2009'daki krize rağmen Türkiye o dönemde ödemesi gereken yükümlülükleri yerine getirdi. Niye? Çünkü kullanılan kredilerin bir kısmı zaten onları kullanan iş adamlarının kendi parası, yurt dışındaki bankalarda.

Ben bu önergenin aleyhinde olacağımızı ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)