GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARA BULUCULUK KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:24.05.2012

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

İlk olarak Sayın Şandır'ın bir sorusu vardı: "Devlet ile vatandaş arasında ihtilafları çözmek üzere bir ara buluculuk kurumu oluşturulması düşünülüyor mu? Bu yönde bir çalışma var mı?" diye. Bu konuda aslında 2011 yılının Eylülünde, 26 Eylül 2011 tarihinde Maliye Bakanlığının hazırlamış olduğu ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yasalaşan bir düzenleme var. Bu düzenlemede adli ve idari uyuşmazlıklarda dava açmadan ve icra takibine başlamadan önce idarelere şöyle bir görev yükleniyor, sulha davet yükümlülüğü getiriliyor idareye. "Vatandaşla önce görüşün, onu sulha davet edin, netice alamazsanız adli takibi, adli süreci başlatın, icra takibini ona göre başlatın." diye. Bu bir adımdır ama bahsettiğiniz anlamda tüm beklentileri karşılayacak bir öneri değildir. Bizim genel stratejimiz şu: Uyuşmazlıklar adliyelere intikal etmeden önce alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını geliştirmek gibi bir hedefimiz var, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde bu başlı başına bir belirlenmiş hedeftir. Bu hedef çerçevesinde bugün görüşmekte olduğumuz Ara buluculuk Kanun Tasarısı hazırlanıp getirilmiştir. Ayrıca "cezada uzlaşma" dediğimiz kurumun daha da etkin hâle getirilmesi için birtakım çalışmalar devam etmektedir. Bahsettiğiniz, vatandaşla kamu arasındaki ihtilafları çözmeye dönük bir komisyon oluşturduk. Bu komisyonun çalışmaları da inşallah orta vadede bu Genel Kurulun huzuruna getirilecektir.

Sayın Şandır'ın bir diğer sorusu "Ara bulucu ile hakem arasında ne fark vardır?" diye. Hakem, tahkim kurumunda görev alır ve hâkim gibi kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar verir görevi itibarıyla. Oysa ara bulucunun böyle bir hakemlik görevi yoktur, bir karar verme yetkisi yoktur. Sadece tarafları bir araya getirip uzlaşmalarına zemin hazırlamak, uzlaşmalarına katkı sunmak ve bu uzlaşma sonucunu bir tutanağa, bir protokole bağlamak gibi bir görevi var. İkisinin arasındaki fark budur Sayın Şandır.

Sayın Genç'in soruları bu tasarıyla ilgili değil. Tasarıyla ilgili olmayan sorulara vaktim kalırsa girmeye çalışacağım, aksi hâlde yazılı olarak cevap vermeye çalışacağım.

Sayın Tanal, çok sayıda soru sormaya çalıştı, ben de bir kısmını not alabildim onun için ama eksik kalan olursa onlara tutanaktan bakıp size yazılı olarak da cevap vermeye çalışacağım.

"Avukat ve hukuk mezunlarından oluşacağına göre ara bulucular, bunlar için Adalet Bakanlığının eğitim vermesi doğru bir şey mi?" diye sordu yanılmıyorsam. Tasarıda yapılan değişiklikle, zannediyorum, hukuk fakülteleri de ara buluculuk eğitimlerini verme noktasında yetkilendirildiler. Barolar da bu eğitim verebilecek durumdalar, tasarıda bu da söz konusu. Adalet Akademisine böyle bir imkân sağlanmıştır. Dolayısıyla, burada Adalet Bakanlığının tekelinde olan bir eğitim söz konusu değildir.

Bir de şu var, bir başka soru, "Bunların eğitime ihtiyacı var mı?" diye bir soru da vardı ferî olarak. Sayın Tanal, buradaki eğitim, teknik olarak hukuk eğitimi falan değil. Zaten hukuk nosyonuna sahip hukuk fakültesi mezunu avukatlarımız. Ama burada daha çok müzakere teknikleri açısından, iyi uygulama örneklerinden, bu işe başlayacak olan ara bulucuların işe başlarken birtakım, gerekirse psikolojik -tarafların psikolojilerini öngörmeleri noktasında- ya da dünyada uygulanan tekniklerden istifade etmek adına öngörülen müzakere tekniklerine ilişkin bir eğitimdir bu. O açıdan, bunun yapılması kurumun başlangıçta sağlam adımlarla yola çıkmasına katkı sunar. Çünkü yeni oluşturduğumuz bir kurumdur ve işe başlarken yola sağlam çıkar isek elde etmeyi düşündüğümüz fayda azami oranda artacaktır diye düşünürüz.

"Baro nezdinde bir sicil tutmak daha doğru değil mi?" dediniz. Zaten burada tasarının 30 ve 31'inci maddelerine baktığınızda, Kurul esas itibarıyla Daire Başkanlığının çalışmalarını da takip eden, ona tavsiyede bulunan bir organdır. Kurulun oluşumunda Barolar Birliği de vardır, sivil toplum örgütleri de vardır, çok sayıda sivil toplumdan temsilciler vardır. Bu maksat oradan hasıl olacaktır diye düşünüyorum.

Sayın Tanal, not alabildiğim bunlar, alamadıklarıma da ayrıca yazılı cevap vermeye çalışacağım.

Sayın Ağbaba, gene, cezaeviyle ilgili bir soru yönelttiler. Müsaade ederseniz, önce bu yasayla ilgili sorulara cevap vermeye çalışayım, vaktim kalırsa bunlara dönmeye çalışacağım.

Sayın Köktürk "Hâlen ara buluculuk uygulaması bulunan ülkelerde uyuşmazlıkların ne kadarı ara buluculuk kurumu tarafından çözülmektedir?" diye bir soru sordular. Elimizde böyle bir istatistiki veri yok. O açıdan buna cevap veremiyoruz.

Sayın Özgündüz, kamu denetçisiyle ilgili bir soru sordunuz, yine bu tasarıyla doğrudan ilgili değil. Ona da sürem kalırsa dönmeye çalışacağım.

Sayın Köse, ara buluculuk kurumunun Adalet Bakanlığına bağlı bir daire başkanlığı tarafından denetlenmesinin, bağımsızlığı konusunda bir şüphe oluşturacağını ve ara bulucunun bağımsız ve tarafsız çalışmasına engel olacağına işaret buyurdular.

Değerli arkadaşlar, ara buluculuk, hukuk sistemimize yeni kazandırmaya çalıştığımız bir kurum. Burada tasarının 31'inci ve 32'nci maddelerine bakabilirsek bir kurul öngörüyoruz. Bu kurul karma bir yapıda oluşacak. Burada Adalet Bakanlığından bürokratların yanı sıra Türkiye Barolar Birliğinden 3 tane temsilci var, yine Türkiye Noterler Birliğinden temsilci var, burada yükseköğretim kurumlarının temsilcileri var, burada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden temsilci var, burada esnaf ve sanatkârlar odalarından temsilciler var, Adalet Akademisinden var. Hülasa, Adalet Bakanlığındaki bürokratlara ilaveten sivil toplumun ve meslek örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla oluşan karma bir heyet, bütün bu önemli kararları alacak olandır ve daire başkanlığının işlemlerine tavsiyelerle yön verecek organdır. O açıdan sivil toplumun ve meslek örgütlerinin denetimi ve yönlendirmesi esas olandır. İleride bu kurum oturduğunda, belki daha da kökleştiğinde, bahsettiğiniz anlamda özerk bir yapıya, Bakanlığın dışında bir yapıya gitmesi de mümkün olabilecektir.

Adalet Bakanlığı olarak, özel hukuk uyuşmazlıklarında ara buluculuk yapacak olanların denetlenmesini özellikle Bakanlık bünyesinde tutmak gibi özel bir arzumuz, isteğimiz yok. Neticeten tarafların isteğine bağlı olarak, gönüllülük esasına dayalı çalışacak bir kurumdur bu. Ama yola çıkarken bunun sağlam temeller üzerinde yola çıkması, kurumsallaşmasında herhangi bir aksaklık oluşmaması açısından buna ihtiyaç olduğu düşüncesiyle böyle öngörülmüştür. İnşallah, kurumsallaştıktan sonra, bahsettiğiniz anlamda bir özerkliğe doğru gidiş söz konusu olabilecektir.

Onun dışında, Sayın Halaman'ın bir sorusu gene bu tasarının dışında ama onu, inşallah, gene özelde görüşeceğiz.

Sayın Işık'ın "Ara buluculuk yoluyla hangi uyuşmazlıklar çözülemeyecektir?" sorusu var. Ben birkaç cümleyle ifade etmeye çalışayım. Özel hukuk alanında "yabancılık" unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklar arabulucu tarafından çözülebilecektir. Onun dışında, kamu düzenini ilgilendirmeyen alacak veya tazminat davası gibi özel hukuk alanındaki tüm uyuşmazlıklar arabulucu tarafından çözülebilecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edebilirsiniz Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Tazminat ve her türlü alacak davaları arabulucu marifetiyle çözülebilecektir. İş hukuku ve tüketici hukukundan kaynaklanan davalar arabulucuya götürülebilecektir.

Onun dışında, kamu düzenine ilişkin olanlarda arabulucu görev yapamayacaktır.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.