| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 27'nci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarı, söz alan muhalefet milletvekillerinin belirttiği gibi, birbirinden tümüyle ilgisiz konuları bir arada görüşmeye zorlayan, suçluluk telaşının ürünüdür; toplumumuzun gerçek talep ve beklentilerini büyük ölçüde dışlamış, yolsuzluk ve rüşvet skandalının üstünü sansür etmeye odaklanmış, 40 milyon İnternet, 32 milyon Facebook, 12 milyon Twitter kullanıcısı olan ülkemizde amacına ulaşmayacak yasakçı bir ağ kurmaya çalışmıştır; bilgiye erişimi, sosyal medya bağlantılı toplumsal direnişi engellemek gibi çağ dışı ve sonuçsuz bir yola başvurmuştur.
Keyfî sansüre dayalı bu tasarı, Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı bir türlü Meclis gündemine getirilmezken, özel hayatın gizliliğini korsan yasa maddeleriyle tümüyle ihlal etmekte, muhalifleri sanal yoldan fişlemektedir. Bu tasarı, kurulan alt komisyonlarda Meclis İçtüzüğü'nü ihlal eden önergelerle tartışmaya zorlanılmıştır. Geçen yıl zaten yasalaşmış 26 kanun maddesi, Meclisi takip etmeyen bazı vekiller tarafından tekrar teklif edilmiştir. İnternet sansürü uğruna, tasarıda zaten mevcut olan farklı konulardaki 22 madde bazı vekiller tarafından tekrar yazılmış, araya ise İnternet sansür maddesi konulmuştur. 125 maddelik bu tasarının çok sınırlı bir bölümü kadınları, engellileri, çocukları ilgilendirmekte; çalışanların özlük hakları, kadro talebi için adım atmaya korkulmaktadır. Çocuklarımızı okuldan koparan, tehlikeli işlerde çalışma yaşını yönetmelikle düşüren devlet, Muğla Fethiye'de işe gitmediği için patronu tarafından motosiklet arkasında sürüklenen çocuğumuza bu skandalın hesabını vermelidir.
Sayın milletvekilleri, bu tasarıda, erken yaşta evlenmeye zorlanan, yaşamı altüst edilen, kamuoyunda "çocuk gelin" olarak isim verilen kız çocuklarımızın acısını hafifletmeye dönük bir adım yoktur. Tasarı, çocuk yaşta ev ve eş yükü altına girmenin, oyun ve okul çağında tecavüze, baskıya ve ayrımcılığa uğramanın önüne geçmekten uzaktır.
TÜİK verileri, çocuk yaşta evlendirilen kız sayısını 180 bin olarak vermekte ancak bu sayı, dinî nikâhları ve nüfusa bildirilmeyen birlikte yaşamaları kapsamamaktadır. Her 100 kızımızdan 20'si 10-14 yaşları arasında, 36'sı 15-18 yaşları arasında evlendirilmiş, yaş büyütmek için mahkeme başvurusu yüzde 90 artmıştır. 18 yaşından küçük evliliklerin yarısı okuryazar olmayan çocuklarımız arasındandır. Her 100 evlilikten 35'i ise okuryazar olsa da artık okula gidemeyen çocuklarımız arasından gerçekleşmektedir. Mal, mülk ve soyun devamı adına 18 yaş altındaki akraba evlilikleri yüzde 40'lara dayanmıştır. Biz, çocuklarımız erken yaşta yaş almasın derken bu tasarı... Biraz önce, Bakan Ayşenur İslam "Ben böyle demedim." dese de sonunda "Aileler, kendilerinin erken evlenmesi yüzünden böyle anlıyorlar." diyerek aklamaya çalışması sürmektedir. Sayın Bakan, acaba Siirt Pervari'de öldürülen 14 yaşındaki kızımız Kader Erten'in resmine hiç baktınız mı? Sayın Ayşenur Hanım, sizce Kader üzerine binmiş yükle hiç 14 yaşında gözüküyor muydu? Temelinde cinsel istismar, tecavüz ve sapkınlık da yatan, sözüm ona "gelenek ve töre" adı altında açık bir baskı ve ayrımcılığa uğrayan yavrularımız, oyuncak gelinlerle oynayacak çağda doğuracakları bebeklerine anne ve abla olmaya zorlanırken Hükûmet daha ne kadar bekleyecek? Sayın Bakan, evlilik kurumunun masumiyeti ile çocuk yaşta evlendirmenin yol açtığı yıkımları birbirine karıştırmayacak adımı ne zaman atacaksınız?
Bu sorularımla birlikte, toplumumuzun gerçek sorunlarına odaklanan kanun tasarılarını görüşmek dileğiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum, şayet beni dinlediyseniz. (CHP sıralarından alkışlar)