GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:29.01.2014

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 26'ncı maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, toplumları ayakta tutan, biz duygusudur. Herhangi bir nedenle biz duygusu ortadan kalkarsa veya kaldırılırsa o toplumun barış içinde, huzur içinde yaşama olanağı da ortadan kalkar. Eğer, bu biz olma duygusu "onlar, bunlar, benden, senden" denilerek yıpratılırsa, olumlu, olumsuz her eleştirel sese "vatan haini" yaftası yapıştırılırsa, inanın, bunun altında hepimiz kalırız. Bizim düşmana ihtiyacımız yok, her taşın altından düşman çıkaran bir zihniyete de ihtiyacımız yok.

Bakınız, özellikle 17 Aralıktan bu yana muhalefete, gazetecilere, savcılara, iş dünyası temsilcilerine, sokakta "Hırsız var." diye bağıranlara, velhasıl iktidarın istediğini söylemeyen herkese "vatan haini" denildi, "iç mihrak" denildi. Böyle yapılarak biz olma duygusu zedelendi, kapanması zor yaralar açıldı. Ben, bu söylemin tehlikesine dikkat çekmek istiyorum, vatan sevgisinin kimsenin tekelinde olmadığına, her eleştiri getirene "vatan haini" yaftası yapıştırılmasının ancak otoriter ülkelerde görüldüğüne dikkat çekmek istiyorum. Bu ülkede, hiç kimsenin bir diğerini "vatan haini" diye niteleme hakkı yoktur. Kimsenin kişisel beklentilerine uymuyor diye başkalarını düşman ilan etme hakkı da yoktur. Eğer, başka öncelikler yönetim önceliklerinin önüne geçerse sadece toplumsal gerilimler artmaz, bundan en büyük zararı bu ülkenin vatandaşları görür, bu asla unutulmamalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

Ayrıca, şunun altını da çizmek isterim ki: Var olan ve önümüzde duran tehlikeye dikkat çekmek, yolsuzluklara karşı çıkmak, tarafsız ve adil bir yargı istemek vatan hainliği değil, bilakis vatan borcudur. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu "vatan hainleri, iç ve dış mihraklar" ithamlarını duyunca 12 Eylülün muktedirlerini hatırlamadan edemiyor insan. O dönemde de meydan meydan, halka iç ve dış mihraklar sayılır, büyük bir komplodan bahsedilir ve hemen herkese "vatan haini" yaftası yapıştırıldı; cadı kazanları kaynatılınca ve birileri düşman ilan edilince tüm sorunların da ortadan kalktığı yanılgısına düşülürdü, sonrası malum. Bugün, hiç kimse o günleri hayırla yâd etmiyor. Nasıl ki bugünden o zamanlara bakıldığında, bir haksızlıktan, bir akıl tutulmasından, bir tahammülsüzlükten söz ediyorsak, bir on sene sonra da bugüne bakıldığında korkarım ki benzeri bir tablodan söz edilecek; denilecek ki: "Yolsuzluk iddiaları araştırılmak yerine, üstleri örtülmek istendi. Bunun için lobiler uyduruldu, 'iç ve dış mihraklar' denildi, 'çeteler' denildi, muhalefet vatan hainliğiyle suçlandı. Toplum yanlış yönlendirildi. Adalet duygusu zedelendi ve ülke zaman kaybetti. Ve bunlar vatan hainleri yüzünden değil, basiretsizlikten, yanlış yönetimden, ötekileştirmek yüzünden oldu." İşte, bütün bunlar olmasın diye, Türkiye kendisini ayakta tutan biz duygusunu kaybetmesin diye, her şeyden önce bu söylemi terk etmek gerekir çünkü bu söylem çok tehlikeli bir söylemdir. Yarın, bu ülkenin insanları, aynen Nazım Hikmet gibi "Vatan ayakkabı kutuları ise kasalarınız ise vatan, evet, ben vatan hainiyim!" derse söylenecek söz mü kalır geride? (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)

Değerli milletvekilleri, her muhalife "hain" yaftasının yapıştırıldığı, şeffaflığın olmadığı, ucu kime dokunursa dokunsun yolsuzluk iddialarının soruşturulamadığı, hukukun işlemediği bir ülkeye demokrasi denilemez. Haber alma özgürlüğünün, basının, İnternet'in kısıtlandığı, sansüre uğradığı bir rejime de demokrasi denilemez. Yasaklarla, ben yaptım oldu mantığıyla ulaşılsa ulaşılsa ancak otoriter bir rejime ulaşılır. Böylesi bir rejimi halkına layık görenlerin de eninde sonunda kaybetmeye mahkûm olduğunu belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)