| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 25'inci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bir ayı aşkın süredir tüm Türkiye yolsuzluğu, rüşveti, nüfuz ticaretini, tırları, görevden almaları, sürgün edilen polis ve savcıları, yargıya müdahaleyi konuşuyor ve bütün bu olup bitenleri şaşkınlıkla izliyor.
Aslında olup bitene şaşırmamak elde değil. Gezi protestolarında "Destan yazdı." denilen polislerin aslında çete olduğunu, yıllarca iktidarla kol kola yürüyen cemaatin aslında paralel devlet olduğunu, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarında yaptıkları hararetle alkışlanan savcıların aslında hain olduğunu ve de aslında yolsuzluk diye bir şey olmadığını öğrenince, insan doğal olarak şaşkınlığa düşüyor.
Şaşırtan yalnızca bunlar da değil. Yine bu süreçte, içinde dolarlar olan ayakkabı kutularının aslında masum ama protesto için balkondan gösterilen ayakkabı kutularının ise birer suç unsuru olduğunu öğrendik. Yıllarca "Tüyü bitmemiş yetim hakkı" diyenlerin soruşturma konusu kendileri olunca kıllarının kıpırdamadığını gördük. Güzide basınımızın penguenlerden deve kuşlarına terfi ettiğine tanık olduk. Velhasıl, son bir buçuk ay içinde, ülkemizde, ileri demokrasi olmayan pek çok ülkede asla görülmeyecek, görülse de birkaç hükûmeti istifa ettirecek birçok olay yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, bu süreçte kimin hakkında soruşturma açılsa, zamanlama için hep "manidar" denildi. Doğal olarak insan sormadan edemiyor: Bu soruşturmaların zamanlaması manidar da para sayma makineleri, para kasaları manidar değil mi? Savcılara edilen telefonlar, yargının tehdit edilmesi manidar değil mi? Bir zamanlar kahraman ilan edilen savcıların ve adli kolluğun oradan oraya sürülmesi manidar değil mi? Düne kadar yüzlerce insan sahte deliller uydurulup hapislere atılırken bunu alkışlayanların şimdilerde her taşın altında komplo aramaları hiç mi manidar değil? Haklarında soruşturma açılan binlerce insanın özel hayatı gazetelere çarşaf çarşaf dökülürken manidar değildi de şimdi mi manidar oldu?
Değerli arkadaşlar, tüm bunlar dün de yanlıştı, bugün de yanlış. (CHP sıralarından alkışlar) Cumhuriyet Halk Partisi dün de bunlara yanlış diyordu, bugün de yanlış diyor ama dün yanlışa yanlış diyemeyenlerin, hatta o yanlışlığı sonuna kadar savunanların bugün düştüğü durum hakikaten manidardır. (CHP sıralarından alkışlar) Umuyorum, siyaset kurumu bu yaşananlardan gerekli dersi almıştır. Masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkının ne denli elzem olduğu umuyorum görülmüştür. Adalet sistemini işinize geldiği gibi eğip bükmeye çalışmanın doğru sonuçlar doğurmadığı umarım öğrenilmeye başlamıştır.
Değerli milletvekilleri, demokratik rejimlerin öngörülebilir olması gerekir. İnsanlar, başlarına bir şeyler geldiğinde adalete sığınacaklarını bilmeliler. Eğer "paralel" denilirse "onun savcısı, bunun hâkimi" denilirse insanlar kime, nasıl güvenecek? İnsanlarda adalet duygusu incitilirse -ki adalet duygusu ülkemizde çok yara almıştır- geriye elde boş bir kabuk hâlini almış bir sistem kalır ve bu sistemin bırakın insanları, kendine bile hayrı dokunmaz. Bu yaşananlar hepimize adalet sistemindeki yanlışlıkları, kadrolaşmanın olumsuzluklarını ve hepsinden önemlisi, adaletin günü geldiğinde herkese lazım olduğunu göstermiştir. Bu durumu da düzeltmek inanın mümkündür. Yeter ki kişisel beklentiler veya biat duygusu veya itaat duygusu sağduyumuzun önüne geçmesin diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)