GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:29.01.2014

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 20'nci maddesinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu 20'nci madde ile Sosyal Hizmetler Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu uyarınca korunma veya bakım tedbir kararı alınmış çocuklara kamuda istihdam hakkından yararlanabilmek için en az iki yıl süreyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal hizmet modellerinden birisinden yararlanma şartı getirilmiştir. Kamuda işe girmek için getirilen bu süre sınırlaması olumludur, öncelikle bunu ifade etmek istiyorum ve bu maddeyi genel hatları itibarıyla olumlu buluyoruz. Çünkü bazı çocukların reşit olmaya birkaç ay kala, hatta birkaç hafta kala usulsüz bir şekilde koruma altına alındığı ve kamuda işe yerleştirildiği malumumuzdur. Bu çocukların özel sektörde çalıştırılmaları hâlinde sigorta primleri sigortalıya ve işveren hissesinin tamamının sigortalının işe giriş tarihinden itibaren beş yıl süre ile hazine tarafından karşılanacaktır. Bu uygulamanın beş yıl süre ile sınırlanmasını doğru bulmuyoruz ve bunun beraberinde bazı sorunları da getireceğini düşünüyoruz. Bu özel sektör iş yeri sahipleri azami beş yıllık süreyi doldurduğu için bu çocukları, indirimden yararlanamayan işçileri işten çıkaracak ve indirimden yararlanmak için başka çocukları işe alacaktır. Önergemizde beş yıllık süre kısıtlamasının kaldırılmasını talep ediyoruz.

Haklarında korunma veya bakım, tedbir kararı alınmış çocukların kamuda işe yerleştirilmesini, söylediğim gibi, destekliyoruz ancak, değerli milletvekilleri, aynı özeni şehitlerimizin çocuklarına da göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Peki, özen gösterilmiyor mu? Elbette özen gösterilmediğini söylemek doğru olmaz fakat yeterince özen gösterilmediğini ifade edebiliriz. Buna ilişkin düzenlemeleri geçtiğimiz yılın temmuz ayında ve ondan önceki yılın, 2012'nin Temmuz aylarında yine hep birlikte burada çıkarmış ve desteklemiştik, birlikte değerlendirmiştik komisyonlarda.

Şimdi, mevcut bu uygulama, özellikle temmuz ayında çıkan mevcut kanunlar çerçevesinde, şehitlikten doğan iş hakkının birini eşi veya çocuğu, diğerini ise anne-baba veya kardeşlerinden birisi kullanabilmektedir. Yani, aileden 2 kişiye bu hak veriliyor; birisi şehidin eşi veya çocuğu, diğeri anne-baba veya kardeşlerinden birisi. Şehidimizin 1'den fazla çocuğu olması durumunda, şehidin eş ve çocukları ile anne-baba ve kardeş arasında çeşitli anlaşmazlıklar ve hatta dargınlıklar olabilmektedir, ki bunların içerisinde parçalanmış aileler de vardır.

Şimdi, ben örnek olması bakımından bir fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu Jandarma Uzman Çavuş Yücel Koç; 21 Mayıs 2008 tarihinde şehit oluyor ve çocukları da babalarının naaşı başında, 3 küçük çocuk.

Şimdi, bu çocuklardan birisine iş imkânı verilecek. Acaba kime iş verilecek, hangisine sahip çıkacak devlet ve hangisine "Sen git, kendine iş bul." denecek?

Terörle Mücadele Kanunu kapsamında, hayatını kaybeden kamu görevlileri ile er ve erbaşların çocuklarının tamamı işe yerleştirilmelidir. Bu aslında özünde bir mağduriyeti giderme, bir talebi karşılama da değil. Şehit ailesinin isterse maddi durumu çok iyi olsun, olabilir ve hiç de iş imkânına ihtiyacı da olmayabilir. Önemli olan, böyle bir imkânın devlet tarafından tanınmasıdır. Bu da şehidimize karşı bir kadirşinaslık örneği olacaktır devlet tarafından.

Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)