| Konu: | BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; meselenin özüyle ilgili düşüncelerimi paylaşmaya devam edeceğim.
Değerli arkadaşlarım, hiç birbirimizi aldatıp kandırmayalım. Bu kanun teklifi, belli, belli, besbelli ki 17 Aralıkta çıkan rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, imar düzenlemesi, kara para aklaması gibi adli soruşturmaların üzerini kapatabilmek amacıyla yargı organlarına aynen polis teşkilatında yapılan atamalara benzer operasyonlarla el koymak ve işin daha vahim noktalara, daha ciddi noktalara gitmesini engellemek için yargının tepesine AKP şapkasını geçirme kanun teklifidir.
Bu çerçeve içerisinde değerlendirdiğimizde, değerli milletvekilleri, yardan mı serden mi geçeceğiz şeklinde bir ikilem ile karşı karşıyasınız. Ne yardan ne serden geçilir. Doğru olanı parlamenter demokrasi içerisinde iktidar grubu milletvekilleri en az muhalefet kadar iktidarın yolsuzluğunu, kanunsuzluğunu, hukuksuzluğunu denetlemek zorundadır. Hatta, iktidar kanadına mensup olan milletvekilleri muhalefet kanadından daha fazla yetkiye sahiptir çünkü kendi bakanlarını kendi grup toplantılarında da muaheze etme, denetleme hakkına sahiptir.
Bugüne kadar böyle bir denetlemenin AKP içerisinde olduğuna şahit olmadık. Temennimiz bu yasa teklifi nedeniyle ortaya çıkabilir. Sizin böyle bir imkânı elde edebilmeniz için, daha önce hadisten, ayetten, Cenab-ı Allah'tan, Kelimetullah'tan kültürümüze yansımış olan değerlerden bahsettik. Bu defa iki ayrı değerli, biri yabancı, biri yerli olmak üzere, kişinin sözleriyle size hitap etmek istiyorum. Onlardan bir tanesi Descartes. Ünlü düşünür "Düşünüyorum, o hâlde varım." demiş. Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızın varlıklarını ispat etmelerinin tam zamanıdır. Biat mı edecekler; düşünerek, kalplerinden, vicdanlarından ve mantıklarından süzülerek gelen değerleri insanlığın geliştirmiş olduğu evrensel değerlerle muaheze edip buna göre bir karar verebilecekler mi? İşte bu, işin mihenk taşı ve meselenin özüdür.
Değerli arkadaşlarım, ikinci söz ise içinizden birisine ait; Sevgili Dostum Sayın İyimaya'ya ait. Sayın İyimaya çok güzel, vecize olabilecek sözleri üretmekte mahir bir insandır, kabiliyetli bir insandır. Sanki bugüne ışık tutacak şekilde 2010 yılındaki Anayasa değişikliğinde de tekrar ettiğim sözünü bu defa, bir kez daha buradan tekrar etmek istiyorum. Sayın İyimaya diyor ki: "Eğer parmakların aklı olsaydı demokrasiyi yok edecek canavarlar türemezdi."
Değerli arkadaşlarım, demokrasiyi yok edecek canavarları 2010 yılında akıl ile bağdaştırmadığınız parmaklarınızla yarattınız. Bugün sizin çektiğiniz sıkıntının bir sebebihikmeti de budur.
Şimdi, Sayın İyimaya'nın bu sözü sebebihikmetini ortaya koyacak; yine üç yıl, dört yıl sonra sizi saç baş yolduracak bir hâle getirmemek için ben size hatırlatıyorum. Parmaklarınızın aklı olsun. Allah'ın size verdiği vicdanı, mantığı, o değerleri, önümüze gelmiş olan hukuka, evrensel değerlere ve Anayasa'ya aykırı bu kanunda kullanın ve biat kültürüyle hareket etmenin hem bu dünyada hem öbür dünyada ceremesini çekmemek için aklınızı kullanın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)