| Konu: | BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2014 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 523 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu madde 4954 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu'nun 14'üncü maddesinin birinci fıkrasındaki (f) bendinin yürürlükten kaldırılmasını önermektedir. Söz konusu yürürlükte olan kanunun 14'üncü maddesinin ilgili bendindeki "Türkiye Adalet Akademisinde verilen hizmetler karşılığında alınacak ücretler için Yönetim Kurulunca hazırlanan tarifeyi onaylamak." olarak ifade edilen metnin Genel Kurul görevleri arasından çıkartılması öngörülmektedir yani şu andaki mevcut metin budur. Dolayısıyla, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunun onaylayacağı ve onun onayından sonra yürürlüğe konacak bir bendin, maddenin buradan çıkartılması uygun değildir, söz konusu Genel Kurulun görevlerine müdahaledir. Dolayısıyla, Anayasa'ya aykırılık teşkil edecek bu hükmün bu şekilde yerinde korunması daha doğru olacaktır, önergemiz de zaten bunu amaçlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle kamuoyunda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yönelik düzenleme olarak belirtilen bu kanun teklifi aslında bir torba kanun teklifi ve maalesef zamanlama olarak 17 Aralık 2013 tarihinde meydana gelen yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının arkasından Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine hızla getirilmesi nedeniyle, bugün vatandaşın gözünde Türk yargısına, dolayısıyla bu yargıda hizmet veren hâkimler ve savcılara yönelik bir düzenleme olarak algılanmaktadır. Ne kadar haklı olursanız olun, ne kadar güzel düzenlemeler getirirseniz getirin, söz konusu operasyonların ardından Hükûmet tarafından hızla, tüm itirazlara ve tartışmalara rağmen komisyondan geçirilip Genel Kurulun gündemine getirilen bu düzenlemeler, siz ne kadar rıza gösterirseniz gösteriniz Türk milleti tarafından asla kabul edilmemektedir. Bu nedenle, bu teklif, Anayasa'ya aykırılık içermektedir, mutlaka geri çekilip yeniden bir uzlaşmadan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirilirse daha doğru olacak bir tekliftir. Bunu baştan ifade etmek istiyorum.
Diğer bir konu, milletimiz 12 Eylül 2010 tarihli referandumda, itirazlara rağmen, tartışmalara rağmen böyle bir düzenlemeyi Anayasa'da değişiklik olarak kabul etmişse, o zaman millet iradesinden bahseden Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, millet iradesini hiçe sayarak bir taraftan kendine dokunan yargı uygulamalarının ardından bu düzenlemeyi buraya getiriyorsa o zaman "millet iradesi" sözü lafta kalacak ve asla inanılmamış bir söz olarak milletin kafasında yine soru işaretleri yaratmaktadır. O zaman "Türk milletinin iradesi nerede kaldı, bu nasıl bir irade?" sorusunun cevabını da mutlaka sizlerin vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemelerle ilgili tartışmaların gündeme gelmesinden bu yana Türkiye'de gizli yaşanan bir devalüasyonu hepimiz görmekteyiz ve son dönemde yüzde 30'lara varan bu devalüasyon nedeniyle bugün iş adamları feryat etmektedir, iş dünyası sarsılmıştır. Devletine güvenmiş, Hükûmetine güvenmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisine güvenmiş insanlar dövizle alışveriş yapmalarından dolayı bugün iflasın eşiğine gelmiştir, bunu görmemiz lazım. O nedenle, toplumu gerecek, ekonomide ciddi sıkıntılara yol açacak. Zaman zaman Sayın Başbakan övünse de, "Şu kadar rezervimiz var." dese de bugün Türkiye ekonomisi çökme noktasına gelmiştir. O nedenle, bunun geri çekilmesi milletimizin de yararına olacaktır.
Diğer bir konu, maalesef, Türkiye Cumhuriyeti devleti, uluslararası arenada, bugün, demokratik hukuk devleti olma özelliğinden uzaklaşmış, neredeyse bir çadır devleti konumuna doğru sürüklenen bir devlet olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, bu önergemizin yerinde önerge olduğunu düşünüyor, tekrar hepinize saygılar sunuyorum.
Önergemize destek bekliyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)