| Konu: | BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 22.01.2014 |
HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu şikâyetinizi anlamak mümkün değil -5'inci madde üzerinde söz aldım ama- on bir yıldan bu yana iktidar olan bir Adalet ve Kalkınma Partisi, bütün adalet bakanlarını kendi atamış, 2010 yılında referandum yapmış, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili düzenlemeleri halkoyuyla geçirmiş, Anayasa Mahkemesiyle ilgili kararları almış, şimdi diyorsunuz ki: "Biz oyunu bozuyoruz, oynamıyoruz."
Ee, on bir yıldan beri mecrasından çıkmamış hukuk, 17 Aralıkta kasalar ortaya çıkınca, çocukların evinde para makineleri bulununca, inkâr etmediğiniz milyon dolarlar çıkınca mı mecrasından çıktı? Bugüne kadar şikâyet yoktu, şimdi şikâyet olmaya başladı.
Ne demişti Sayın Başbakan İstanbul'da Türkçe Olimpiyatları'nda -hatta alkışlamaktan hepinizin ellerinde nasır oluşmuştu- "Ey, hizmet insanı, Türkiye sana hasret, ne zaman döneceksin?" Bunları söyleyeli çok mu oldu zannediyorsunuz? Ne değişti? Bu ülkede ne değişti de şu an bir temizlik harekâtına girdiniz? Siz birbirinizle birlikte bu ülkeyi yönetenler değil miydiniz?
Şimdi, cemaat camia oldu -freni patladı arabanın- camia örgüt oldu. Bizim bildiğimiz örgütler var: PKK terör örgütü, DHKP-C terör örgütü, El Kaide terör örgütü, El Nusra terör örgütü. Peki, Sayın Başbakanın söylediği, sizin de alkışladığınız bu örgütün adı nedir? Bileniniz var mı? Yani bu örgüt ne? Hizmet insanına "örgüt" dediğinizde örgütün adı ne oluyor?
Değerli arkadaşlar, bu ülkede bu kavgaları yaparak bu ülkenin sanayicisini bitirdiniz, bu ülkede ekonomiyi rayından çıkardınız. Bir cümle gerekliydi, 17 Aralık başladığında bir cümle gerekliydi, Başbakan diyecekti ki: "Savcılar benim teminatım altındadır. Dün, ben nasıl zırhlı arabayı gönderdiysem, bugün de hiç kimse dokunamaz; savcılar, ne istiyorsanız yapın." O destan yazmış polislere, destan yazıldığını söyleyen Sayın Başbakan polisleri, emniyet müdürlerini görevinden almayacaktı, bir de tabii ki, bu kutsal mekânda bu sıralara oturup veya bu sıralarda bakanlık yapan, haklarında fezleke hazırlanmış olan bakanlara da diyecekti ki: "Adalet Bakanı, hemen bunları Meclise getir." Bir küçük cümle daha kuracaktı, "Bilal Erdoğan, sen Başbakan oğlusun, benim zırhlı arabamda saklanmana gerek yok. Git, savcılar senin ifadeni alsın." deseydi, bugün 3,07 lira olan euro 2,70 liraydı, 2,27 lira olan dolar 1,97 liraydı.
Değerli arkadaşlarım, ekonomiyi bu kadar çığrından çıkardınız, insanları iflasa sürüklediniz, KOBİ'lerin hiçbir şekilde paraya ulaşma imkânı kalmadı. Geçen konuşmamda da söyledim, burayla ne alakası var? Kendi içinizde bunca yıl "Ne istedin de vermedik?" dediğiniz örgütle, camiayla, hizmet adamıyla kavganızdan dolayı bu ülkenin ekonomisini bozmaya hakkınız var mı? Ne yapıyordunuz? Yaptığınız neydi? Sayın Başbakan her tarafa çıktığında en son moda, ne işaretiydi? Rabia. Biz onu anlamamışız, şifreymiş bu, Rabb'im hep bana, Rabb'im hep banaymış! Biz bunu anlamamışız.
Düşün bu milletin yakasından, bu millet kurtulsun. (CHP sıralarından alkışlar)