GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:50
Tarih:22.01.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu madde ve ilerleyen maddelerde Sayın Adalet Bakanı, hâkimleri yurt dışına göndermek, master, doktora gibi işlerine izin vermek dâhil olmak üzere, disiplin, atama, nakil ve tüm özlük haklarında en yetkili kişi hâline getiriliyor. Bu ve devam eden maddelerde yargının kalbi olan HSYK'nın 20 tane üyesi dışındaki tüm personelinin görevine son veriliyor. Yine, yargının en önemli organı olan Teftiş Kurulunun Başkanı, Başkan Yardımcısı, başmüfettişleri ve diğer idari personel de dâhil olmak üzere tamamının görevine son veriliyor ve bunların yerine yenilerinin atanması için de en güçlü kudret Adalet Bakanı oluyor.

Bunun anlamı şudur: Yargının üzerine AKP şapkası geçiriliyor. Bunun bir başka anlamı da Sayın Bakan artık Bakan falan değil, bütün işleri tayin eden, yapan, çatan kişi olarak Adalet Bakanı sıfatlı ama personel genel müdürlüğü işlerini yapacak. Bu işleri yaparken bu kanun öyle güçlü yetkiler veriyor ki Sayın Bakanın omuzlarına apolet takıyor ve bir harbe sürüklüyor. Bu harpte hedef, yargının bağımsızlığını yok etmek, yargının tarafsızlığını yok etmek, hukukun üstünlüğünü yok etmek; elindeki, sırtındaki, heybesindeki koruduğu değer ise AKP'nin yetkililerinin... Bütün milletvekillerini suçlamıyorum, ben masumiyet karinesine inanan bir insanım, içinizde çok temiz, çok hak hukuk bilen kardeşlerimiz var, onları ayırıyorum ama belli belli besbelli ki fotoğraflarla, teknik takiplerle, tapelerle belli ki haksız, hukuksuz bir şekilde beytülmale el sürmüş insanlar var, beytülmale el atmış insanlar var, harama el atmış insanlar var. Dolayısıyla, bunların "bakan", "bakan çocukları", "Başbakan çocuğu" gibi sıfatları nedeniyle siz bir harbe giriyorsunuz. Bu harpte büyük yetkiler ile sanki bir "orgeneral personel müdürü" sıfatı gibi, sanki 12 Eylülde, 28 Şubatta görmediğimiz uygulamalar gibi böyle bir harbin içerisine sokuluyorsunuz! Size yazık olacak Sayın Bakanım. Bu harpte neticede 2 tane yol vardır; ya kazanacaksınız, ya kaybedeceksiniz. Kaybettiğiniz zaman her şey dökülüp saçılacak ve Türkiye'nin "yargı bağımsızlığı", "hâkim teminatı" gibi söylediğimiz lafların dışında sosyal alanda büyük çatlamalar olacak, adalete güvensizlik olacak vesaire. Ama, kazanırsanız, siz kazanırsanız sizin omuzlarınıza bir mareşal rütbesi takılacaktır, bu yolsuzlukları örtme konusunda AKP'nin en başarılı bakanı olarak mareşal rütbesine ulaşacaksınız!

Gelin, yapmayın, bu Anayasa'ya aykırı. Gelin, yapmayın, bu hukuka aykırı. Gelin, yapmayın, bu dine, diyanete aykırı. Bu, Cenab-ı Zülcelâl'in 99 isminden 1'i olan Hakk'a aykırı, Hakk'a. Hakka tecavüz etmiş insanları sırf parti mensubiyeti nedeniyle korumaya kalkmanın hem bu dünyada hem de öbür dünyada ceremesi olacaktır. Bu dünyadaki ceremesini ben size söyleyeyim: Bu kanuna göre yapılacak her işlemin sonu Yüce Divan olacaktır, öbür taraftan da sıratı müstakimden nasıl geçeceğinizi siz hesaplayın.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Öbür tarafta benim elime düşerlerse...

FARUK BAL (Devamla) - Kul hakkıyla, zulümle abat olmaz, abat olunacak tek değer vardır, hakka, hukuka riayettir. Gelin, Anayasa'ya aykırı olan bu kanun teklifini görüşmeden, ileri maddelere geçmeden Meclisin gündeminden çıkarın.

Hepinize saygı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)