GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:50
Tarih:22.01.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada neyi değerlendiriyoruz? Bugün, burada, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile yargının içine düştüğü durumu tekrar başka bir olay nedeniyle; yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama gibi ithamlar nedeniyle Adalet ve Kalkınma Partisinin yargı üzerinde otorite kurma amacıyla getirmiş olduğu kanunu görüşüyoruz.

Değerli arkadaşlarım, 2010 Anayasa değişikliği sürecinde Milliyetçi Hareket Partisi ne söylemişse aynısını bugün söylüyor. O zaman demiştik ki: "Hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını, hâkimin teminatını, yargının tarafsızlığını ihlal edecek bir değişikliği gündeme getirdiniz. Siz daha önceki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 'İdeolojik karar veriyor.' gerekçesi ile yapısını, bu ilkeleri değiştirerek yeni bir yapılanmaya yol açıyorsunuz. Bu, Anayasa'nın temel ilkelerine aykırıdır." O tarihte gizli bir gündemin sonucu olarak, 3 tane zehirli maddenin üzerine 8-10 tane daha kamuoyunda hoş karşılanabilecek maddeyi getirdiniz; "kadına pozitif ayrımcılık" adı altında Türk milletinin kadına saygısını, Türk milletinin çocuğa sevgisini, Türk milletinin şehitlerin dul ve yetimlerine olan şefkatini, merhametini; Türk milletinin engelliye olan şefkatini, merhametini suistimal ederek, hatta yetinmeyerek, hiç ilgisi olmadığı hâlde, milletimizin vicdanında büyük bir yara olan "Başörtüsüne çözüm getiriyoruz." yalanıyla ve yine yetinmeyerek, milletimizin ruhunda derin yaralar açan 12 Eylül darbesine nefreti dahi suistimal ederek 2010 Anayasa değişikliğini gerçekleştirdiniz.

Gerçekleşen bu Anayasa değişikliği ile elbette ki yargının içindeki iç denetim organlarını ve yargının kendi kendini dengeleme mekanizmalarını ortadan kaldırdınız ve kaldırılan bu hâliyle birtakım operasyonları yaptırdıktan sonra, şimdi sizin kuyruğunuz kapıya sıkışınca bu yargıyla hesaplaşmak üzere bu tasarıyı getirdiniz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada da 2010 tarihinde söylediğimizin aynısını söylüyoruz. Yargının bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı, hâkimin teminatı, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasideki kuvvetler dengesini altüst eden Anayasa'ya aykırı bir teklif getirdiniz. Hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne inanmış olsaydınız, ortaya çıkmış olan ve her ölçüde hiçbir şekilde makes bulmayan birtakım rüşvet görüntüleri, kasalar içerisinde milyon dolarlar, ayakkabı kutuları içerisinde milyon dolarlar, bunları takip eden polis ekiplerinin elde etmiş olduğu taksi bagajlarındaki milyon dolarlar, havaalanına giderken tespit edilmiş milyon dolarlarla ilgili kişileri, hiç tereddüt etmeden, hukukun üstünlüğüne inanan, yargının bağımsızlığına inanan bir iktidar, olduğu gibi yargının önüne teslim ederdi. O takdirde "Hukukun üstünlüğü" lafını sizin ağzınıza almanız ve onun gereğini yerine getiren bir iktidar olarak elbette ki takdir görmeniz gerekirdi.

Tam aksine bir uygulama ile Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, HSYK ve akademi çerçevesi içerisinde artık yasama meclisini partileştiren, devleti partileştiren, yürütmeyi olduğu gibi partileştiren, sermayeyi partileştiren, basını partileştiren bir iktidar olarak bir tek yer kalmıştı: Yargı. Orayı da siyasal hedeflerinize alet etmek üzere partileştirdiğiniz takdirde Türkiye tam bir parti devleti hâline gelecektir ve bu parti devleti hâline gelen Türkiye'de de ne demokrasiden ne hukuktan ne insan haklarından söz etmek mümkün olmayacaktır. Doğru olan, dürüst olan, hukukun gereğini yerine getirmek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) - ...kimin oğlu olursa olsun, kimin bacanağı olursa olsun, kimin neresine dokunursa dokunsun yargının huzurunda hesap vermelidir. (MHP sıralarından alkışlar)