GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN ÖLÜMÜNÜN 29'UNCU YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:24.05.2012

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün İslam coğrafyasının son dönemlerde yetiştirdiği ender mütefekkirlerden biri olan Necip Fazıl Kısakürek'in ölümünün 29'uncu seneidevriyesi sebebiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Üstat Necip Fazıl Kısakürek, entelektüelliğin sözde münevverler tarafından dumura uğratılıp fetret dönemine sokulduğu bir zeminde verdiği eserler ve fert ve topluma kazandırdığı ufuk sayesinde entelektüelliğin "Nasıl?"ını 20'nci yüzyılın insanlarına göstermiş ve bu yüzyıldan sonra gelecek kuşaklara da örnek olmuştur.

Üstat Necip Fazıl, sadece şiir alanında değil, edebiyatın tüm alanlarında eser vermiş bir mütefekkir, sanat ve aksiyon adamıdır. Tanzimattan bu yana Doğu medeniyetinden yani kendi öz medeniyetinden kopmuş, doludizgin Batılılaşma sürecine girmiş ve bu süreçte ruhi ve manevi unsurlarını Batı'nın ve emperyalizmin maddeci saldırılarının açık hedefi hâline getiren bir milletin karşısına "Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak/ Haykırsam kollarımı makas gibi açarak/ Durun, durun bir dünya iniyor tepemizden/ Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden." diye haykırarak dikilmiştir.

Üstat Necip Fazıl, kendisini anlayanlara ve peşine düşenlere, yaşanmaya değer bir hayat vizyonu kazandırmıştır. Toplumun aydınlanmasının önce ferdin aydınlanmasından geçtiğine işaret ederek, "çile" olarak adlandırdığı fertteki fikrî tekâmülün gerekliliğini, yaptığı konferanslarda ve verdiği eserlerde işlemiştir.

Üstat, aynı zamanda "Büyük Doğu Dergileri" ve "İdeolocya Örgüsü" adlı eserleriyle içtimai bir nizam ortaya koymuştur.

Üstat Necip Fazıl bu kadim medeniyetin gençliğini "kökü ezelde ve dalı ebette bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik" olarak tanımlamış ve onlara şu şekilde seslenmiştir:

"Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim

Manevi babanın tabutunu musalla taşına

Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymandır."

Yakın zaman gençliğinin ufkunu bir güneş edasıyla aydınlatan bu büyük deha, inancından gelen aşk ve şevk ile mücadelesinden, aksiyonundan bir an bile geri durmamıştır. Bu deha, hakikati eğip bükmeden anlatmak ve savunmak için verdiği eserler ve yaptığı konuşmalar sebebiyle birçok cezai müeyyideye çarptırılmıştır. Ömrünün büyük bir kısmını hapishane koğuşlarında ve mahkeme koridorlarında tüketmiştir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen yürüttüğü fikir mücadelesinde hiçbir suretle yılmamış ve korkmamıştır. "Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur. " düşüncesindeki üstat, bu tavır ve duruşu ile yine son dönemin en büyük kararlılık ve idealistlik örneği olarak karşımızda durmaktadır. Üstat bu kararlılık ve idealistliğini yine şu dizelerde dile getirmektedir:

"Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!

Çatlarsan doğuran kısrak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,

Onu sürdürmeyen çırak utansın!"

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üstat, zamanı ve mekânı kendi omuzlarına emanet olarak almış ve döneminde millete karşı oynanan oyunların iç yüzünü görmüş, bunları ifşa etmiştir. Bu aziz milletin haykıran dili ve yazan eli olmuştur. Üstat Necip Fazıl verdiği eserlerle Türk düşünce dünyasının iz bırakan önderlerindendir. Üstadın bu iz bırakışı ve kalıcılığı onun ruhu ve fikri her daim maddeden üstün tutmasındadır.

Konuşmama son vermeden önce Üstat Necip Fazıl'ı rahmetle anarken onun o kutsal mücadelesini saygıyla selamlıyor ve sözlerime üstadın şu dizeleriyle son veriyorum:

"Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş!

Karanlığında nur, yeniden doğuş!

Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş!

Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!

Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir."

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, hayırlı çalışmalar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.