| Konu: | ESKİŞEHİR 2013 TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 15.01.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH KOCA (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; 522 sıra sayılı Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Eskişehir'imiz için 2013 ve 2014 yılının ayrı bir önemi var. Turizm, sanayi, kültür, sanat, ulaştırma, eğitim ve sağlık alanında sağladığı gelişmeyle dikkat çeken şehrimiz, 2013 yılında ülkemizi iki ayrı unvanla temsil etti, Türk Dünyası Kültür Başkenti ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkenti.
"Türk Dünyası Kültür Başkenti" sıfatı, kültürel anlamda olduğu kadar diplomatik anlamda da önemli bir köprüyü temsil ediyor. Bir köprünün üzerindeki trafik ne kadar yoğunsa, diğer milletlerle iletişiminiz de o kadar güçleniyor. Bu anlamda, "Kültür Başkenti" başlığı altındaki çalışmalar, bir ülkenin, kendini dünyaya anlatması ve kültürel diplomasiyi kullanarak var olan barış ve güven ortamını pekiştirmesi açısından büyük şans sağlıyor. Ülkemiz, bugün bu şansı Eskişehir'le devam ettiriyor. Milletimizin dünya medeniyetlerine katkısının öyküsünü bu kez Eskişehir dillendiriyor.
Kültürümüzü dünyaya anlatırken gerçekleştirilen etkinliklerin ana teması göç olarak işlendi. Göç, yüzyıllarca yaşam tarzımız olmuştu, dilimizi, sözümüzü, şiirlerimizi etkilemişti, dolayısıyla öykümüz bu temayla anlatıldı.
2013, Türkiye ve Eskişehir için kaynaşmanın, kültürel faaliyetleriyle harmanlayarak yarattığı kalıcı eserlerin hafızalardan silinmeyecek programların yılı oldu. Türk dünyasının kalbi ülkemizde ve Eskişehir'de attı.
Ayrıca, Eskişehir, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkenti olarak da yüzyıllardır koruduğumuz geleneklerimizi, insanlık ve medeniyet mirasının sadık koruyucusu olduğumuzu bize bir kez daha hatırlattı. Konuklarımıza ve tüm dünyaya bizim Yunus'un diliyle seslendik: "Gelin tanış olalım/ İşi kolay kılalım/ Sevelim, sevilelim/ Dünya kimseye kalmaz."
Yine, dünyanın tüm dost ve kardeş coğrafyalarında yaşayan soydaşlarımıza "Dilde, fikirde, işte birlik." şiarıyla yolculuğumuzu sürdürdük. Türk dünyasında derin izler bırakan Gaspıralı İsmail'in biraz önce belirtmiş olduğumuz "Dilde, fikirde, işte birlik." şiarıyla seslendik.
Bu yapmış olduğumuz programlarla birlikte gönülleri fethettik. Bugün, şehrimizin ve ülkemizin adı Musul'da, Kerkük'te, Üsküp'te, Kazan'da, Astana'da, Bakü'de, Buhara'da, Saraybosna ve Kosova'da ve Türk dünyasının her köşesinde sevgiyle, kardeşlikle, tebessümle anılır oldu.
Eskişehir, Osmanlı'dan bu yana Kırım'dan, Kafkaslardan ve Balkanlardan göç etmiş yiğitleri bağrına basarak, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Şeyh Sücaeddin-i Veli, Seyyid Battal Gazi, Şeyh Edebali, Hızır Bey, Sinan Paşa, Aziz Mahmud Hüdayi, Selmanı Farisî, Dursun Fakih gibi gönül erlerini yetiştirerek ve onlara ev sahipliği yaparak, toprağa, gümüşe, lüle taşına, cama estetik bir anlam katarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk demokrasi mitingini gerçekleştirerek ve yüce Meclisimizin onayı ile bu payeyi kazanmıştı. Ülkemizi de bu zenginlikleri ile en iyi şekilde temsil etti. Bu proje, yıllarca demir perdeler nedeniyle birbirinden uzaklaştırılan kardeşlerin yeniden hemhâl olmalarını sağladı. Düzenlenen programlarla, ötekileştirmeden, sen-ben ayrımı yapmadan, yalnızca birlik ve beraberlik mesajları verildi. Bu proje, göç etmeye zorlanan soydaşlarımızın baba ocakları ile bağlarının güçlenmesini, tarihlerini, örf, âdet, gelenek ve göreneklerini unutmamalarını sağladı. Ülkemizin dört bir noktasından şehrimize gelmiş 8 bine yakın öğrencimizle Türk dünyasına yayıldık, oralarda ecdadımızın izlerini aradık. Balkanlar'dan Uzak Doğu'ya, tüm Türk Cumhuriyetlerine kadar gönül köprüleri kuruldu. Bu proje, bizim Yunus'un ve Şeyh Sücaeddin-i Veli'nin manevi felsefesini, Seyit Battal Gazi'nin kahramanlığını ve Nasreddin Hoca'mızın hicvini öğrenmemizi sağladı.
Artık, kuruluş kanununda belirtilen amaçlara adım adım yaklaşılmaktadır. Kültür başkentliği uygulamaları, yapılan yoğun çalışmalar ile ciddi sonuçlar üretmiştir. "Kalıcı eserler" başlığı altında toplayabileceğimiz bilim-sanat merkezleri, stadyum, Türk Dünyası Meydanı, Türk Dünyası Bahçesi, Göç Müzesi ve birçok tarihî eserin restorasyonu, sokak modernizasyonları ve telif hakları Ajansta olacak "Korkunç Yıllar, Türkler" belgeseli gibi birçok proje tamamlandıktan sonra projenin amacına bir adım daha ulaşılması mümkün gözükmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Ajans Yönetim Kurulunca kabul edilen ancak bütçe ve zaman kısıtı nedeniyle tamamlanmayan ya da başlanamayan etkinlikler ile kitap, belgesel, film, taşınmaz restorasyonu ve yapımı gibi kalıcı eserler tamamlanarak gelecek nesillere başkentliğin aktarılmasıyla, başkentlik bayrağının devredileceği kapanış törenlerinin başkentlik amacına uygun olarak yapılabilmesi ve Türk dünyasına örnek teşkil edebilmesi için, uygulama süresinin 30 Haziran 2014 tarihine kadar uzatılması önem arz etmektedir. İnşallah, bu süre uzatılmasıyla da yarım kalan kalıcı eserlerin tamamlanması sağlanacaktır.
Bu nedenle, Türk Dünyası Kültür Başkenti payesinin şehrimize kazandırılmasına olur veren başta Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, Koordinasyon Kurulu Başkanımız, Başbakan Yardımcılarımız Bekir Bozdağ ve Beşir Atalay'a, projenin hazırlanmasında ve hayata geçirilmesinde her türlü fedakârlığı ortaya koyan Millî Eğitim Bakanımız Profesör Doktor Nabi Avcı Hoca'mıza, iktidarıyla muhalefetiyle tüm Eskişehir milletvekillerimize, halef ve selef Kültür Bakanlarımıza ve İçişleri Bakanlarımıza, Dışişleri ve Maliye Bakanlarımıza, oy birliğiyle bu kanunun çıkarılmasında ve altı aylık süreyle uzatılmasında emeği geçen, iktidar-muhalefet, tüm milletvekillerimize ve Ajans Yönetim Kurulumuza şehrimiz adına şükranlarımızı sunuyor, vermiş olduğunuz desteklerden dolayı teşekkür ediyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)