GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, 9/1/2014 TARİHİNDE MANİSA MİLLETVEKİLİ HASAN ÖREN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, MECLİS TV YAYINLARININ KESİLMESİNİN HALKIN MECLİSİ DENETLEMESİNİN NASIL ENGELLEDİĞİNİN VE TBMM GENEL KURUL ÇALIŞMALARININ CANLI YAYINLANMASININ KAMUOYU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN VE YAYINLARIN KESİLMESİ İLE YAPILAN TASARRUF MİKTARININ TESPİTİ İLE KESİNTİSİZ CANLI YAYIN YAPILMASI İÇİN YASAL DÜZENLEME YÖNTEMLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 14 OCAK 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:46
Tarih:14.01.2014

HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; araştırma önergem, her zaman kürsüye geldiğimde söylediğim gibi, Meclis TV'nin, bu yüce Parlamento görev yaptığı süre içerisinde, milletvekillerinin mesaisi bitmeden kapanmamasıyla ilgiliydi. Biliyorsunuz, 10 Aralık 1994 tarihinde Meclis TV olarak açıldı. Parlamento çalışmalarının halk tarafından izlenilmesi önemsendi ve bu karar alındı. Hatta, o zaman, 1994 yılında yayının ilk gününde Refah Partisi yani sizlerin "Baba ocağı" dediğiniz siyasi partinin Meclis Başkan Vekili Yasin Hatipoğlu şöyle söylemişti: "Değerli milletvekilleri, kameralar canlı yayın yapıyor, galiba bunun farkında değilsiniz, 60 milyon bizi izliyor." diyerek uyarıda bulunmuştu. Bunu niye okuyorum? Bunu, Türkiye'deki insanların bu kanalı seyrettiğini, seçtikleri milletvekillerini denetlediklerini, denetim sonucunda burada milletvekilliği görevini yapan arkadaşlarımız tekrar geriye gittiğinde bununla ilgili not verdiklerini biliyoruz. Ama, ne yazık ki, 2011 yılında Meclis TV'nin yayınlarını kısıtladınız, gerekçesinde de harcamalar ve masrafları gösterdiniz. Aslında farklı ve herkesin inanabileceği bir gerekçeyi hepimiz beklerdik, ne yazık ki mesnedi olmayan, altyapısı olmayan bir gerekçe gösterdiniz. Meclis TV'de çalışan insan sayısı 59 kişi. 2011 yılından bu yana kapattığınız, Meclisin çalışmalarının sonuna kadar devam ettiğinde yayını kestiğiniz Meclis TV'nin 59 çalışanı 58'e inmiş ise gerçekten sizler tasarruf yapmış sayılırsınız ve belki de biraz, kapatma nedeniyle ilgili haklı duruma geçersiniz ama ne yazık ki böyle bir şey gerçekleşmemiş. Haber alma özgürlüğü, demokratik hukuk devletinde vatandaşa sağlanan en önemli hizmettir. Bu hizmetten Meclisi yoksun bırakmışsınızdır.

Değerli arkadaşlarım, Meclis TV, etkin ve siyasal iletişim aracıdır. Eğer bu Meclis TV'de bundan sonra da milletvekillerinin çalışmasında gerçekten bir kısıtlamaya gider iseniz bilin ki toplum takip görevini milletvekilinin üzerinde yapamayacaktır. Her zaman söylediğimiz bir şey var: Niye korkuyorsunuz? Niye çekiniyorsunuz? Yaptıklarınız doğruysa, bu halk için çalışıyor iseniz, Meclis TV'nin de Meclisin çalıştığı süre içerisinde yayın yapmasına fırsat vermeniz gerekli. Korktuklarınız başınıza geliyor. Söylediğimiz şu: Eğer sizin korktuklarınız... Bu Parlamentoyu, bu yasamayı bizim söylediğimiz gibi çalıştırsa idiniz yani şu sıranın bu yanındaki muhalefeti de çalışmalarınızın içine koysa idiniz, şu an bu sıkıntıları yaşamayacaktınız. Biz muhalefet olarak görevimizi yapıp size bugün düştüğünüz bu durumda yardımcı olabilirdik, bugün Türkiye'de kutular konuşulmuyor olabilirdi. Kendi içinizde, buranın hiçbir müdahilliği yok, bu yandaki siyasi partilerin -BDP, MHP, CHP- bulunan kutuların içindeki parayla ilgili hiçbir müdahilliği yok. Sadece siz kendi başınıza çalışmayla işte başınıza bu çorabı ördünüz. Şimdi, sıkıntınız var, yukarıya tükürseniz bıyık, aşağıya tükürseniz sakal. Para bulundu mu? Kutu içerisinde para bulundu. E ne diyeceksiniz? Baştan inkâr etme yoluna da gitmediniz. Şimdi, bazı arkadaşlarımız efendim inkâr ediyorlar "Gördün mü kutu içinde parayı?" E görüldü kutu içinde para. Bu Meclisin bu kısmını yani muhalefeti yasamanın içerisine katmış olsaydınız, bu sıkıntıları yaşamayacaktınız. Bu kutularla ilgili, bu insanların, bu toplumun, 76 milyonun kafasında bir algı yerleşmeyecekti. Para sayma makineleri rahatsız ediyor. Edecek, yaptınız, biz yapmadık, bunun içerisinde biz yokuz. Böyle bir şeyle ilgili hiçbir zaman biz bunun bir tarafı olmadık. Bir tek soru var: Hâlâ daha halkın kafasında. 4,5 milyon doların ne olduğuna aklı erdi ve onun cevabını kafasında buldu. Para sayma makinasını bir yere yerleştirdi. Bakan çocuklarının evinde çıkan 1 milyon 200 bin doların da ne olduğunu buldu. Ama bir türlü kafasına yerleştiremediği "Bir evde 6 tane para kasası ne işe yarar?" bunu bir türlü anlayamadı. 1 değil, 2 değil, 3 değil, 4 değil, 6 kasadan bahsediyoruz.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Komplo, komplo! Dış mihraklar koydu!

HASAN ÖREN (Devamla) - 6 kasanın içerisine ne kadar para sığacağıyla ilgili parası olmayan vatandaşın burada bir soru işareti var.

Değerli arkadaşlarım, muhalefeti yasamanın içerisinde ortak alın. Denetlemeden korkmayın; denetlemeden, denetlenmekten korkar iseniz bilin ki bu çamurun içerisinde debelenirsiniz. Sakın bu yanla ilgili bir şey söylemeyin. Başbakan şimdi çıkmış diyor ki: "126 milyar dolarımız gitti." E, toplam zaten Hazinede 136 milyar dolar vardı, demek ki elimize kalan 10 milyar dolar. Şu çizginin bu yanında, 126 milyar dolarla suçlu gösterebileceğiniz bir kimse var mı? Yine, kendiniz çaldınız, kendiniz oynadınız, kendi içinizde problem çıktı.

MEHMET METİNER ( Adıyaman) - Ayıp, ayıp!

HASAN ÖREN (Devamla) - Şimdi, burası size soruyor, diyor ki: "126 milyar dolar..." Başbakanın söylediği gibi... Sizin kendi içinizdeki kavgadan dolayı vatandaşın emeğini ve alın terinin hesabını sormayı da muhalefete bir görev olarak veriyor.

MEHMET METİNER ( Adıyaman) - Biz çalmayız, çalmayız.

HASAN ÖREN (Devamla) - Bunu her zaman söyleyeceğiz, bunu burada her zaman dile getireceğiz.

Sayın Başbakan çok alışıktır gündemi değiştirmeye. Ne olmuştu? Hani -sizin de elinizde sallayıp da- Kabataş'ta vapurdan inmiş bir hanım kızımız, başındaki başörtüsü ve altı aylık çocuğuyla onlarca, yirmilerce, otuzlarca insanın saldırısına uğramıştı. Başbakanın elinde kamera kayıtları vardı, bunu bize gösterecekti, ne oldu? Abbas yolcu, bitti. Hemen arkasından ne geldi? Haşa, o kutsal mabette içki içenlerin kameralara alındığını, günü ve zamanı geldiğinde bunların gösterileceğini... "Biz bunları bütün halkımıza göstereceğiz." diyen Sayın Başbakan değil mi? Merakla bekliyoruz. Yalan makinesi, para makinesi. Para makinesi, biliyoruz, para saymaya yarıyor ama bu kadar yalanı, bu kadar yanlış bir bilgiyi Sayın Başbakan verdiğinde sizler hiç düşünmüyor musunuz? Sizler merak etmiyor musunuz? "Camide içki içildi." denilen o kaseti seyretmek istemiyor musunuz? 76 milyon istiyor. Şimdi ne söylüyor? Diyor ki: "Ben bu 17 Aralıktan önce dolarları alanları biliyorum, onları açıklayacağım."

ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) - Size bir şey çıkmaz buradan Hasan.

HASAN ÖREN (Devamla) - Sayın Başbakan, elinizi tutan mı var? Kim aldı dolarları? 17 Aralıktan önce 1 Aralık, 5 Aralık, 7 Aralık, 10 Aralık. Bu dolarları kim aldı, niye açıklamıyorsunuz? Neden böyle bir şeyi kendi kafanızda bir hayal ürünü olarak ortaya koyuyorsunuz?

Değerli arkadaşlarım, kara göründü. Daha ne kadar Sayın Başbakanın arabasında ve Sayın Başbakanın yanında Bilal Erdoğan gezebilir, onu bilmem.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Gezer, gezer.

HASAN ÖREN (Devamla) - Ama ya metroda yalnız başına...

İHSAN ŞENER (Ordu) - Ne demek o? Ne demek o ya?

HASAN ÖREN (Devamla) - ...gezer iken vatandaşın biri derse ki...

İHSAN ŞENER (Ordu) - Sen çocuğunla gezmiyor musun?

HASAN ÖREN (Devamla) - "Bilal Erdoğan savcının gönderdiği tebligat doğrultusunda ifadesi alınmak için savcılığa çağrılmıştır." der ise o polis ne yapacak? Yanaşacak, diyecek ki: "İsmin, soy ismin ne?" "Bilal Erdoğan, Başbakanın oğlu."

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Düne kadar o çeteci yapıdan rahatsızdınız.

HASAN ÖREN (Devamla) - Alıp götürse yerinden olacak, beş dakikada tayini çıkacak.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Cemaat halk partisi oldunuz.

HASAN ÖREN (Devamla) - Alıp götürmese... Başbakanın oğlu, ne yapacak!

Bütün bürokrasiyi sıkıntıya soktunuz. Bütün insanlar şu an sizin yaptıklarınızdan ve dün yaptıklarınızla bugünü karşılaştırarak sıkıntı içerisinde.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Düne kadar paralel yapıdan rahatsızdınız.

HASAN ÖREN (Devamla) - Grubunuzda da sıkıntı var. Bu grubunuzdaki sıkıntı da çok kısa sürede gün ışığına çıkacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Düne kadar paralel yapıdan şikâyetçiydiniz, ne oldu size?

HASAN ÖREN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)