GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, TEKİRDAĞ MİLLETVEKİLİ CANDAN YÜCEER VE 22 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN LÖSEMİ HASTALARININ VE AİLELERİNİN YAŞADIĞI SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 21/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 9 OCAK 2014 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:45
Tarih:09.01.2014

SEVİM SAVAŞER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen Meclis araştırması önergesi üzerine aleyhte söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi saygıyla selamlarım.

Kelime olarak kanser, bir organ veya dokudaki anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve yayılmasıyla karakterize bir grup hastalığı tanımlar. Küresel kanser yükü geçtiğimiz otuz yılda 2 kattan daha fazla artmıştır. Günümüzde ölüm nedenleri arasında kansere bağlı ölümler 2'nci sırada yer alırken yapılan projeksiyonlar gelecekte kanserin ölüm nedenleri arasında 1'inci sıraya yerleşeceğini göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, çocukluk çağı kanserleri tüm kanserlerin yüzde 4'ünü oluşturmakta ve her yıl 180 bin çocuğa kanser tanısı konmaktadır. Çocukluk çağı kanser vakalarının yaklaşık yarısını lösemiler oluşturmaktadır. Lösemiler çocukluk çağı kanserleri arasında 1'inci sırada yer almaktadır ve nedeni de kesin olarak bilinmemektedir.

Tüm kanser türlerinde olduğu gibi lösemi vakalarında da dünya genelinde hızlı bir artış söz konusudur. Türkiye'de her yıl yaklaşık 3 bin çocuğa kanser tanısı konmakta ve bunların yaklaşık yarısını da lösemi vakaları, lösemi tanısı almış çocuklar oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Sağlık Örgütü kanser vakalarının da içinde yer aldığı kronik hastalıklarla mücadelede 4 konuya dikkat çekmektedir, bunlar: Farkındalık yaratma; önleyici, koruyucu önlemleri alma, öğretme; erken tanı, tedavi ve rehabilitasyondur. Dünya Sağlık Örgütünün toplum tabanlı tarama programlarını yürütmek üzere Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri kısaca KETEM'ler kurulmuştur. Merkezlerin sayısı 2002'de 11 iken AK PARTİ iktidarları döneminde, bugün itibarıyla her ilimizde en az 1 adet olmak üzere toplamda 124'e ulaşmıştır.

Yine, AK PARTİ iktidarları döneminde, sağlıkta uygulamaya konulan politikalar ile kanserlerin de yine içinde yer aldığı bulaşıcı olmayan hastalıkları önleme ve tedavisinde önemli mesafeler kaydedilmiştir. Bu çerçevede Sağlık Bakanlığımız, öncelikle kanserin önlenmesi ve kanser tarama programlarına odaklanmış ve sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle koordineli bir şekilde ulusal kanser kontrol programlarını uygulamaya koymuştur.

Yine, Sağlık Bakanlığımız, sivil toplum kuruluşları ve meslek dernekleriyle birlikte, değişik illerde çocuk kanserlerinde farkındalığı artırma toplantıları ile halkı kanserlerin erken belirtileri konusunda bilgilendirmektedir. Ayrıca, dünyada ve ülkemizde değişik kurumlar, LÖSEV gibi sivil toplum kuruluşları konuya ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla özel günlerde çocukluk çağı kanserleri ve lösemiler hakkında etkinlikler yapmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanserde erken tanının yanında uygun tedavinin önemi büyüktür. Ülkemiz genelinde tedavi oranları gelişmiş ülkelerinkine benzerdir. Kanserde tedavide başarı oranı yüzde 80 civarındadır. Bu konuda öncelikle şunu belirtmek istiyorum: AK PARTİ iktidarları döneminde 18 yaş altı grubun sosyal güvence kapsamına alınması lösemili hastaların tedavisi için de önemli bir adım olup tanı ve tedaviye yönelik girişimler ücretsiz olarak verilmektedir.

Önergede belirtilen hususlardan biri de lösemi tedavisinde ilaçların temininde yaşanan sıkıntılara yöneliktir. İlaç temininde ithalattan kaynaklanan birtakım sıkıntıların yaşandığı doğrudur ancak şunu belirtmekte fayda görüyorum: Bazı ilaç üreticilerinin kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların üretimini durdurması yaşanan sıkıntıların bir nedenidir. Benzer sıkıntıların zaman zaman bazı Avrupa ülkelerinde de yaşandığını görmekteyiz. Bu konudaki benzer sıkıntıları gidermek için Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili diğer kuruluşlar alternatif modeller üzerinde de çalışmaktadır. Aynı zamanda, ilaç teminine kalıcı çözümler bulmak için gerekli çalışmalar da yapılmaktadır. Tabii ki asıl çözüm, lösemi ve diğer kanserlerin tedavisi için kullanılan ilaçların yerli üretimidir. Bu konuda gerek Hacettepe Üniversitesi gerekse TÜBİTAK tarafından ortak çalışmalar yürütülmektedir. Geçtiğimiz yıl sonunda, TÜBİTAK yeni ilaçların geliştirilmesi için klinik araştırmalar yapılması konusunda proje ilanına çıkmıştır. Bununla birlikte bir yerli firmamız hâlihazırda kanser tedavisinde kullanılan 33 çeşit ilaç üretmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi tarafından Dünya Sağlık Örgütünün tüm ülkeler için geliştirilmesini önerdiği palyatif bakım hizmetlerini kapsayan 2010-2015 Ulusal Kanser Kontrol Programı'nın en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul edilen Palya-Türk adında bir proje hazırlamıştır. Projenin uygulanmasıyla birlikte hem kanserli hastalara hem ailelerine manevi, psikososyal ve gerekirse maddi destek sağlanacaktır. Bu kapsamda, 223 palyatif bakım birimi, 60 adet palyatif bakım merkezi, 6'sı çocuklar için olmak üzere 49 adet palyatif bakım merkezinin açılması planlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çocukluk çağı lösemilerinde esas olan ilaçla tedavidir. İlaç tedavisiyle başarı sağlanamadığı durumlarda kemik iliği nakli yapılmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla ülkemizde nakil merkezi sayıları hızla artarak yurt genelinde yaygınlaşmıştır. Son verilere göre, kemik iliği nakli bekleyen hasta çocuk sayısı 500, erişkin hasta sayısı 250 civarındadır.

Zaman zaman basında yer alan nakil sıkıntıları ülke genelindeki verici sayısının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. 2010 yılında, kanser hastalığı konusunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmuştur ve 700 sayfaya yakın bir rapor hazırlanmıştır. Burada da Sağlık Bakanlığımızın ihtiyaç hâlinde her vatandaşın ücretsiz yararlanabileceği kemik iliği merkezlerinin oluşturulmasını hedefleyen TÜRKÖK Projesi'nden söz edilmektedir. TÜRKÖK Projesi'yle kurulan kemik iliği bankalarında, kemik iliği nakli için bekleyen hastalar ve gönüllü vericilere ait doku grubu antijeni bilgileri depolanacak, kemik iliği nakliyle ilgili merkezler arasında koordinasyon sağlanacaktır. TÜRKÖK Projesi'nin uygulamaya geçmesiyle yıllık 900-1.000 arasında olan kemik iliği nakil sayısının yılda 2.500'ün üzerine çıkması beklenmektedir.

Tabii, biraz önceki konuşmacıların birtakım soruları oldu, haklı oldukları noktalar olabilir. Mesela, maske takılması, toplumun çocuğu algılaması, ailenin yaşadığı sıkıntılar, bunların çoğu bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Özellikle, toplumdaki farkındalığın artırılmasındaki amaç bu sorunların giderilmesine yönelik olacaktır.

Yine, her ilde bir merkezin olması mümkün değildir çünkü merkezin çalışmaları bir ekip işidir, pahalıdır ama bölgesel olarak belli bölgelerde kurulması tabii ki mümkündür.

Yine, yakın zamana kadar, nakil merkezlerinden İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Kliniğinde nakil yapılmaktaydı. Deprem nedeniyle binanın yenilenmesi söz konusu olduğu için, şu arada ara verilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetleri, imkânlar dâhilinde, halkımıza kaliteli ve hakkaniyetli sağlık hizmeti sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.

Yapılan uygulamalara baktığımızda, talep edilen Meclis araştırmasının açılması konusunda aleyhte oy kullanacağımızı bildirir, tüm kanser hastalarımıza acil şifalar dilerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)