GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, 18/12/2013 TARİH VE 1301 SAYI İLE MANİSA MİLLETVEKİLİ ERKAN AKÇAY VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN SON YILLARDA ÜLKE GÜNDEMİNDEN HİÇ DÜŞMEYEN USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUĞUN SOSYAL VE EKONOMİK BOYUTLARININ ARAŞTIRILARAK YASAL ÖNLEMLER DÂHİL OLMAK ÜZERE ALINACAK ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 9 OCAK 2014 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:45
Tarih:09.01.2014

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin lehinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu ayakkabı kutusu, aslında, Halk Bankası Genel Müdürünün evinde bulunan para kutusu değil, yanlış anlamayın, bunun içerisinde benim evraklarım var, başka bir şey yok, para falan yok.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ali Rıza Bey, her şey çıkar o kutudan, iktidar çıkmaz!

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüleri ve Başbakan, 2002 yılında iktidara geldiğinden bugüne kadar sürekli derin devletten, devlet içerisindeki çetelerden söz ediyor ve iktidara yönelik her olayda mutlaka olayı çetelere bağlıyor. Bu çetelerin kim olduğunu söylemiyor. Kendisine onlarca önerge verdim değişik olaylar nedeniyle, "Falan konuşmanızda sözünü ettiğiniz çeteler kim?" dedim ama Sayın Başbakan onu söylemiyor.

Şimdi, 17 Aralık günü bu ülkede bir olay yaşandı. Şimdi AKP diyor ki: "Bu olayı görmeyelim." Yani, "Yolsuzluk iddiası ile başlatılan soruşturmaları unutalım." diyor. Şimdi, bunu unutamayız.

AHMET YENİ (Samsun) - Öyle bir şey demiyoruz.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Bunun arkasından diyor ki: "Efendim, burada çeteler var." Şimdi, bu çeteler kim? Bir yandan bu kürsüye geliyorsunuz, on bir yıldır bu iktidarın çetelerle mücadele ettiğini, devleti çetelerden temizlediğini söylüyorsunuz ama bir yandan da çetelerden söz ediyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, çeteler bugün mü meydana gelmiştir? Eğer bugün meydana gelmemişse ne zamandır bu çeteler vardır? Bugün sizin sözünü ettiğiniz çeteler -bugün, "Bunlar!" dediği Başbakanın- Fethullah Gülen ve sempatizanları mıdır? "Çete" diye söylediğiniz Fethullah Gülen midir? Fethullah Gülen'e mensup, yargı camiası içerisinde yer alan kişiler midir? Bunları açıklayın, biz de bilelim. Kim bunlar? Eğer bunlar değilse kimdir?

Bakın değerli milletvekilleri, dün söylediklerinizi bugün unutmayacaksınız. Bu kürsüde dün ne söylediyseniz aynısını söyleyeceksiniz. Şimdi, okuyorum: "Fethullah Gülen, bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin millî, manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şeyi de açık, devletin denetimi, gözetimi altında, açık, her şeyi göz önünde olan. Yapılan hizmetlere baktığımızda, siz bunu, hakkında herhangi bir savcının iddiası, mahkûmiyet kararı olmayan birini 'çete' diye itham ederseniz, ona karşı da büyük bir haksızlık yaparsınız. Kendi de burada yok ama çeteden yargılanan, çete iddiasıyla soruşturulanları, kovuşturulanları, demokrasiye darbe vurmak isnat ve iddiasıyla yargılananları milletvekili olarak için Meclise taşıma gayreti içinde olurken, temiz insanları 'çete' diye suçlamak kabul edilemez." Kim söylemiş bunu arkadaşlar? Bunu kim söylemiş bu kürsüden? Bunu bu kürsüde bugünün Adalet Bakanı söylemiş, Bekir Bozdağ. Ne zaman söylemiş? 24 Mart 2011 günü. Şimdi, siz, dün bu kürsüde "hizmet adamı" dediğiniz Fethullah Gülen'i ve yandaşlarını çetelikle suçluyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak, bu kürsüde, öteden beri, bu yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını, yargıyı çeteleştirdiğinizi size söyledik, 23'üncü Dönemde Anayasa burada kabul edilirken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu eliyle yargıyı AKP'lileştirmek istediğinizi söyledik ve siz o zaman Fethullah Hocayla gayet mutluydunuz, mesuttunuz. Hem Başbakan hem Bekir Bozdağ hem Adalet Bakanı hem sözcüleri HSYK Yasası'nın ne kadar güzel yasa olduğunu, aslında bu değişikliklerle yargının birilerinin bahçesi olmaktan çıkarıldığını, milletin hizmetine sunulduğunu söylediniz. O zaman bizi kandırdınız mı, milleti kandırdınız mı? Sizin hangi söylediğiniz doğru?

Değerli milletvekilleri, Başbakanın ve Bekir Bozdağ'ın dün ne söyledikleri burada. Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinin o zaman ne söyledikleri burada. Şimdi Fethullah Gülen'le yollarınız ayrılınca çeteleşmeden bahsediyorsunuz. Biz yargının ne bir cemaatin eline geçmesine ne de siyasi iktidarın eline geçmesine tarafız. Eğer siz gerçekten, bağımsız ve tarafsız bir yargı oluşturma anlayışındaysanız, geçmişte yaptığınız hatalardan ders çıkarmak, bir başlangıç yapmak istiyorsanız, bunun yolu, Türkiye Büyük Millet Meclisine bir intikam yasasını dün gece dayatmak değildir. Siz, yargının bağımsızlığından aslında rahatsızsınız. Şimdi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ya da yargıdaki bazı yargıç ve savcıların cemaat mensubu olmasından rahatsızsınız. Kendinizin hâkim ve savcısını yaratmak istiyorsunuz. Aslında dün öyle olduğunu sanmıştınız.

Değerli milletvekilleri, zaten yürütmeye bağlı olan yargının, 2010'da "demokratik" söylemiyle yaptığınız Anayasa değişikliyle yargının üzerinde yürütmenin hegemonyasını daha çok pekiştirdiniz. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay basit aritmetik hesapları ve seçme yöntemleriyle ele geçirilirken ve yargı kadroları cemaat ağırlıklı paylaşılırken mest olmuştunuz bu kürsüde, buralarda, alkışlıyordunuz o zaman. Kariyer, liyakat, kıdem, temayüz ve ilkelerin yerine yandaşlığı ya da biat etmeyi getirdiniz.

Değişikliklerin ve kadro oynamalarının hepsine bir gerekçe uydurdunuz. Eşitsiz ve adaletsiz düzeninizin içinde kendi adaletiniz ve çıkarlarınız için hukukla, yargıyla da açıkça sık sık oynadınız. El atmadık hukuk kuralı bırakmadınız. Sermayenin ve gericiliğin önünü yargıya açıp özelleştirmeyi ve kentsel dönüşümü yargıyla çözdünüz. Laikliği yargıyla yaraladınız. Muhaliflerinizi yargıyla susturdunuz. Hak ve özgürlük arayışlarını yargıyla demir parmaklıkların arasına hapsettiniz. Emeği ve emeğin örgütlerini yargıyla bastırdınız. Toplumsal korkuyu ve baskıyı bu ülkede yargıyla yaydınız. İşinize geldikçe "bağımsız yargı ve masumiyet karinesi" dediniz, işinize gelmedikçe kararı veren hâkim ve savcılara saldırdınız. Kimi kararları, işkenceciyi öldürmemek için nefes aldırmak gibi, yozlaşmanın üstünü örten maske gibi kullandınız. Şimdi de cemaatle yaptığınız savaştaki toz duman içinde "Biz yanlış yaptık." dediniz. Daha da ileri gidiyorsunuz, HSYK'yı Adalet Bakanlığının bir şubesi hâline getiriyorsunuz. Gittiğiniz yol, yol değildir. Bir sene sonra "Biz gene yanlış yapmışız." dememek için bugün çok düşünmelisiniz. Bu ülkede, 2011 yılında çıktınız, hâkim ve savcıların kişisel kusur ve kastından dahi olsa haklarında tazminat davası açılamayacağını siz getirdiniz.

Şimdi siz neyin peşindesiniz? Bu ülkede eğer yargıda bir çeteleşme olmuşsa bu çeteleşmeyi siz yaptınız. Biz o zamanlar bu kürsüde bağırdık, komisyonlarda bağırdık. Özel yetkili mahkemeler size dokundu, siz "Karşıyız." dediniz ama dün "Karşıyız." demediniz. Şimdi terör mahkemelerini de kaldıracaksınız biliyorum, adım gibi biliyorum yarın getireceksiniz ama üçüncü yargı paketinde özel yetkili mahkemeleri kaldırmış gibi yapıp yerine terör mahkemeleri kurduğunuz zaman bu kürsüde ben konuştum, yanlış yapıyorsunuz dedim.

Değerli arkadaşlarım, Meclis, bir yandan çetelere karşı mücadele etmelidir, doğrudur ama öbür yandan da yolsuzlukların üzeri örtülmemelidir. Adalet ve Kalkınma Partisinin yetkililerinin şu sözleri hukuki değildir. Efendim, yolsuzluk varsa -olup olmadığını bilemeyiz- elbette ki bir kesinleşmiş yargı kararıyla belli olacak ama yolsuzluk olduğu iddiası ile kuvvetli suç şüphesi var ki haklarında böyle bir soruşturma açılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Şimdi AKP'ye düşen görev Bilal Erdoğan'ı ifadeye göndermektir, diğerlerini ifadeye göndermektir. Bırakın, yargının önünü açın.

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Hiç merak etme, açacağız, açacağız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başbakan bir zamanlar söyledi, "Bırakın, yargı işini yapsın." dedi. Şimdi ben size söylüyorum: Bırakın, yargı işini yapsın, hatalarını da kendi içinde düzeltsin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)