GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MEVLİT KANDİLİ'NE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:45
Tarih:09.01.2014

İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 12 Ocak Pazar akşamı Mevlit Kandili'dir; bu münasebetle söz almış bulunuyorum.

Sevgili Peygamber'imiz Hazreti Muhammed bu dünyaya fakir geldi, fakir gitti. Miras bırakacak servet edinmedi, geriye ne 1 dinar ne de 1 dirhem bıraktı. Nice ganimetler, haraçlar, cizyeler, zekâtlar toplandı, hükümdarlar türlü türlü hediyeler gönderdi, hiçbirisini kendisinde tutmadı, tamamını halka harcadı. Kendisi fakir yaşadı ama halkını zenginleştirdi.

El değirmeniyle buğday öğütmekten, kuyudan su çekerek taşımaktan elleri nasırlaşan, hâlsiz düşen sevgili kızı Hazreti Fatıma devlet hazinesinden istekte bulundu, Hazreti Muhammed "Kızım, yoksulların ve yetimlerin durumu daha kötü, onların senden daha fazla hakkı var." diyerek bu talebi uygun bulmadı. Zira, Hazreti Muhammed, yöneticilerin kendi ailesinden önce halkını düşünmesini istedi. En acımasız ve en kötü yöneticinin, doymak bilmeyeni olduğunu açıkladı. Devlet görevlisinin maaşından öte menfaat teminini haksızlık ve hırsızlık olarak gördü. Devleti yönetenlere verilen hediyelerin de devlete ait olduğunu belirterek "Devlet işinde değil de kendi işinde çalışsaydı o hediyeler de verilmezdi." buyurdu.

Hazreti Muhammed, Yüce Allah'ın kul hakkını asla affetmeyeceğini açıkladı. "Ey insanlar, eğer birinizin sırtına vurmuşsam işte sırtım, gelsin sırtıma vursun; şayet birinize hakaret etmiş veya onurunu incitmişsem işte karşılık verebilmesi için şeref ve haysiyetim; eğer birinin malını almışsam işte malım, gelsin alsın. Gerçek şu ki benim yanımda en onurlunuz şayet hakkı varsa hakkını isteyip alandır." buyurmuştur.

Hırsızlık yapan eşraftan Fatıma adlı bir kadın lehine aracılık yaparak cezasının hafifletilmesini isteyenler olmuştu. Bunun üzerine Peygamberimiz "Sizden öncekilerin helak olmalarının sebebi şuydu: İçlerinden itibarlı, zengin biri hırsızlık yapınca onu serbest bırakırlar, güçsüz biri bir şey çalınca onu cezalandırırlardı. Allah'a yemin ederim ki kızım Fatıma da hırsızlık yapsa mutlaka cezalandırırım." buyurdu.

Huneyn Savaşı'nda ganimet malı bir deveden aldığı tüy parçasına işaret ederek "Ey insanlar, bu tüy de sizin devlet malınızdan bir tüydür. Ganimet malına ihanet, ehline karşı kıyamette utanç sebebidir, ateştir." buyurdu.

Hayber Savaşı'nda "şehit" denilen birine Hazreti Muhammed "Hayır, ben onu aşırdığı bir hırkadan dolayı cehennemde gördüm, cennete müminlerden başkası giremez." buyurdu.

Devlet malından çalan Eşca kabilesinden birinin cenaze namazını kıldırmadı. Kul hakkı yiyenlerin abdestine, namazına aldanılmamasını istedi. "Konuştuğunda yalan söyleyen, emanete hıyanet eden, iktidardayken haram yemekten kaçınmayanların orucu ve namazı sizi aldatmasın." buyurdu. Yalan söylemeyi, emanete hıyanet etmeyi ve sözünde durmamayı münafıklık alameti saydı.

Hazreti Muhammed henüz jet umrenin bulunmadığı bir dönemde, çeşitli zorluklarla muhtemelen hac ve umre yolculuğuna haram parayla giden bir zatı şöyle anlatır: "Uzun bir yolculuk yaparak, saçı başı dağılmış, toz toprak içinde kalmış ve elini semaya kaldırıp 'ey Rabbim, ey Rabbim' diye dua ediyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İHSAN ÖZKES (Devamla) - ...ama yediği haramdır, giydiği haramdır ve haramla beslenmiştir. Peki, böyle bir kimsenin duasını Allah nasıl kabul eder?" buyurmuştur. Hazreti Muhammed...

BAŞKAN - Teşekkür ederim Hocam.

İHSAN ÖZKES (Devamla) - ...dünya malına tamah ederek paraya pula tapan servet düşkünleri için "Altın ve gümüşün kulu kölesi olanı Allah kahretsin!" buyurmuştur.

Bugün de mübarek Mevlit Kandili'nizi tebrik ederim, saygılar sunarım.

Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)