GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:02.01.2014

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, çakma tam gün tasarısının artık sonuna geldik, yürütme ve yürürlük maddelerini konuşuyoruz. 55'inci madde nedeniyle ben de nelere parmak kaldırdınız, onları bir hatırlatmak istiyorum ve bu vesileyle de ayakkabı kutularına tamah etmeyen, alın teri dışında bir değere yan gözle bile bakmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bugün, on bir yıldır Türkiye'nin gündeminden çıkarılamayan, tam yetkili olduğunuz hâlde çıkaramadığınız tam günü, çakma tam günü tekrar tekrar konuştuk ve bu tasarı hazırlıkla beraber sekiz dokuz aydır Meclisimizi, komisyonlarımızı işgal etti durdu. Şimdi, bu yasayla nelere el kaldırdınız, nelerin vebalini aldınız, size kısaca hatırlatacağım ve bu akşam muhtemelen rahat uyuyamayacaksınız.

Bu tasarıya "Evet." Diyerek, milletin mahrem bilgilerinin satılmasına "Evet." dediniz. Sizi halka havale ediyorum.

Bu yasa tasarısıyla imtiyazlı insanlara yani sizin yandaş ve candaşınız olması muhtemelen olan bazı doktorlara -ki bunlar yurt dışına kaçıp, mecburi hizmet yapmayıp çeşitli kurumlara hizmet etmişlerdi- dediniz ki: "Dönün gelin, sizi mecburi hizmetten muaf tutuyorum, üstelik, ödül olarak da sizi özel hastaneye yerleştiriyorum kadro şartı aramadan." Helal olsun size! Çok yakıştı doğrusu bu size.

Bu tasarıya el kaldırarak dediniz ki: "Üniversitede çalışan doktorların, hocaların, doçentlerin, profesörlerin yarısı dışarıda çalışabilir, yarısı çalışamaz." Hangisi çalışır? Kim çalışır? Kim daha çok nereye yanaşır? Bunu sağladınız. Helal olsun size!

Bu yasaya "Evet." diyerek üniversitelere yeniden hoca farkı getirdiniz. Hani siz, hep, böyle, siyaset yaparak "Hoca farkı yok, hoca farkı yok." diyordunuz ya, el kaldırarak hoca farkı getirdiniz. Sizi millete havale ediyorum.

İş yeri hekimliğini gene paçavraya çevirdiniz. İş yeri hekimliği için sertifikayı kaldırdınız, iş güvenliğini, işçilerin sağlığını hiçe saydınız. Sizi işçilere havale ediyorum.

Bu yasaya el kaldırarak sağlığı çocuk yaştaki hemşire yardımcılarına emanet ediyoruz. "Hemşireler yetmiyor, açığı hemşire yardımcısıyla kapatacağım." dediniz. Sizi, o çocuk yaştaki hemşirelere havale ediyorum. Çok ah alacaksınız.

Yine, bu yasayla, aile hekimliğini siz getirdiniz, siz yaptınız, siz bozdunuz ve aile hekimlerine gene nöbet getirdiniz. Sizi aile hekimlerine havale ediyorum.

O kadar çok eşitsizlikler yaptınız ki, bunun hesabını öbür tarafta nasıl verirsiniz beni ilgilendirmez ama bu tarafta bunun hesabını size kesinlikle soracağız. Kesinlikle, bunun hesabını bu dünyada vereceksiniz. Öyle yağma yok! Sadece sandıkta değil, bunu Yüce Divanda da vereceksiniz. O kadar çok eşitsizlik yaptınız ki... Dediniz ki hocalara: "Sen, eğer sivil hastanede çalışıyorsan, yarısı dışarıda, özelde çalışıp para kazanabilir; eğer Sağlık Bakanlığıyla anlaşmalı bir hastanede, ortak kullanım hastanesinde çalışıyorsan çıkamazsın ama Bakanlar Kuruluna yetki veriyorum, o izin verirse çıkabilirsin; eğer askerî doktorsan, hayatta, zinhar çıkamazsın." dediniz ve ah aldınız.

Bakın, bu yasa tasarısıyla bir şey daha yaptınız, dediniz ki... Askere ve polise, doktor olmadıkları hâlde, sağlıkçı olmadıkları hâlde acil müdahale yetkisi verdiniz. Sizi onların eli altında ölenlerin ailelerine havale ediyorum.

Gezi direnişine katılan hekimlerden intikam almaya çalıştınız bu yasa tasarısında ama boşuna sevinmeyin. Gezi'de gençlere ilk saldırı emrini verdiği iddia edilen şimdiki İçişleri Bakanı dâhil, büyük patron da dâhil, sorumluların hiçbirisi Gezi'de akan kan ve gözyaşından asla kurtulamayacaktır. O yüzden, siz, 17 Aralık yolsuzluğunun arkasında hep Gezi aradınız. Biz doktorlar buna bir teşhis koyduk ve size "Gezi sendromu" dedik, bundan sonra siz Gezi sendromlu insanlar olarak anılacaksınız.

Nihayetinde, yaptığınız yapbozdur, bir tam gün yasası değildir ve bu kadar rezil bir iş ortaya çıkardıktan sonra kendinizle övünüyorsunuz. Bunun da bir adı var, bunun da adını ben koymadım, uluslararası tıp camiası buna "hubris sendromu" diyor, yani kibir sendromu. Hem ortalığı rezil ediyorsunuz hem de "Çok güzel yaptık, çok güzel yaptık." diyorsunuz ama ruh sağlıklarınızın giderek bozulduğunun farkındayız.

Özellikle büyük patronun ruh sağlığının ciddi şekilde sorgulandığı bugünlerde "Aşağıdan yukarıdan/Yolun sonu görünüyor." diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)