| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu geçici maddeyle, yurt dışında eğitim görenler zorunlu hizmetten muaf tutulmakta ya da yurt dışında mesleki faaliyette bulunanlar zorunlu hizmetten muaf tutulmakta. Şimdi, bu, açıkça, Anayasa'ya aykırı ve eşitsizlik ortaya çıkarmakta. Yani, bu ülkenin çocukları bu ülkede eğitim gördüklerinde, bu ülkede sağlık hizmeti verdiklerinde mecburi hizmete tabi olacaklar ama ülke dışında eğitim ya da hizmet verenler muaf olacaklar, üstelik de geldiklerinde özel hastanelerde çalışarak da bu işlevlerini yerine getirecekler.
Şimdi, burada bu anayasal eşitsizliği ortadan kaldırmak lazım. Yani, ya biz bu ülkenin hekimlerine, sağlıkçılarına da mecburi hizmeti kaldırarak eşitliği sağlarız ya da bu maddeyi metinden çıkarırız, böyle bir madde olmaz deriz; onlar da gelirler, Türkiye'deki hekimlerle aynı şartlarda mecburi hizmetlerini yaparlar. Bunun arası olmaz, bunun dışında bir şey olamaz, böyle bir ayrımcılık yapamazsınız. Eğer mesele beyin göçünü tersine çevirmekse, öyle bir şeyse amaç, öyle ulvi bir amaçsa, dediğim gibi, o zaman eşitlersiniz koşulları. Kaldı ki onu dahi başka şekillerde özendirmek mümkündür. Ama eğer birtakım yandaşları -yurt dışında, şurada, burada, Somali'de, başka bir yerde hizmet vermiş- bunları getirmekse, yani burada çok açıkça -tekrar söylüyorum- bir eşitsizlik, bir anayasal aykırılık durumu ortaya çıkmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, bakın, buna benzer başka bir şey de, çok ilginç bir başka şey de yani burada müracaat süresinin altı aylık bir zaman dilimi içinde yapılabiliyor olması. "Acaba bu da denetimden kaçışa dönük ya da imtiyazlı kişileri kollamaya yönelik bir durum mudur?" soruları akla geliyor. Tabii, bir başka paralelliği kurmak gerekiyor. O da -birazdan görüşeceğiz madde 52'de- Aile Hekimliği Kanunu'nu değiştireceksiniz o maddeyle ve siz aile hekimlerine, tanımadıkları hastanelerde nöbet tutma ve uzaktan eğitimle uzmanlık kazandırmaya gideceksiniz. Yani on altı saat nöbet tutmayı siz getireceksiniz aile hekimlerine ama yurt dışından gelene muafiyet, yani mecburi hizmet dışında siz bir de bu aile hekimleri, pratisyen hekimlere böyle bir angarya getiriyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, eğer bugüne kadar aile hekimliği uzmanlığını on bir yıldır yapamadıysanız bu başarısızlık sizindir. Bu başarısızlığı şimdi bu aile sağlık ocaklarında çalışan hekimler üzerinden, onlara yük bindirerek böylesine bir eşitsiz biçimde karşılamaya hakkınız yoktur.
Dolayısıyla, buradaki aynı eşitsizlik anlayışının tekrarlandığını görüyoruz aile hekimleri üzerinden. Yani bu, pratisyen hekimleri dönüştürme mantığı, bir anlamda, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin birinci basamağını yani koruyucu sağlık hizmetini tahrip eden bir anlayışa da sahiptir. Yani siz ancak bu birinci basamak hizmetlerini güçlendirerek ikinci, üçüncü basamağa daha sağlıklı, daha nitelikli hizmet verir duruma getirirsiniz. Şimdi siz ne yapıyorsunuz? Birinci basamaktakini alıp hastanede nöbet tutmaya yolluyorsunuz. Yani üstelik de bu aile sağlık ocaklarında hizmet verenlerin yükleri de inanılmaz derecede artmış iken, yani eski sağlık ocaklarından farklı olarak inanılmaz yük artışı, her bir hekime 4 binden fazla insan düşer biçimde artmışken bir de üstüne bunu getireceksiniz ve böylece birinci basamağı, yani koruyucu hizmetleri iyice tahrip edeceksiniz. Yani, bunu yurt dışından hekim getirerek çözemezsiniz. Yurt dışından hekim getirmek iyi bir şey olabilir ama Türkiye'de hizmet verenlerle eşit koşullarda çalışmalarını sağlayarak. Umarım bu anlayışı şu an değiştirme fırsatınız olur.
Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)