| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu madde üzerinde çok tartıştık. Bu madde komisyonda bizi en çok meşgul eden maddelerden bir tanesiydi ve komisyonda tartışırken biz, canlı örneklerini de verdiğimiz hâlde maalesef o anda Hükûmete bunu kabul ettirememiştik.
Bu madde şunu getiriyordu bizim itirazımız öncesinde, diyordu ki: "Ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirilenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." Kulağa hoş geliyor değil mi? Yani, bir kişi ruhsatsız olarak, bir hekim ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunuyorsa veya yetkisiz kişiler yani o anda Sağlık Bakanlığında çalışmayan birisi bu hizmeti sunuyorsa üç yıl hapis cezası alıyor. Biraz geniş düşününce: Yolda yürürken kalp krizi geçiren, düşen bir insana benim hekim olarak müdahale etmem beni üç yıl hapse attırıyordu. Bunu anlatmaya çalıştık Sayın Bakana uzun uzun. Nihayet "olağanüstü durumlarda acil yardım hizmeti gelene kadar" ibaresini koydurmuştuk komisyonda. Fakat o da yetmedi, uzun uzun anlattık, dedik ki: Bakın, acil sağlık hizmeti geldi. Acil sağlık hizmeti geldiği anda uzman hekim olarak benim işim biter. O acil ambulansından bir ATT dahi çıksa, bir paramedik dahi çıksa, bir hekim dahi çıksa ben artık o hastaya müdahale edemem. Hâlbuki benim hekim olarak görevim o hastayı yaşatmaya çalışmak ta ki tam teşekküllü bir hastaneye gidene kadar. Bunu dinletemedik, dinletemedik, dinletemedik, ta ki uluslararası medya bile ayağa kalktı, uluslararası hekimler ayağa kalktı ve bütün dünyaya, tabiri caizse, rezil olduk.
Bakın, şimdi size bir mektup göstereceğim. Bu, tıp literatüründe "letter" yani editöre mektup olarak yazılan ve çok önemli olmadığı sürece kabul edilmeyen bir akademik yayın şeklidir. Nerede yayınlandığını şimdi size söyleyeceğim, çok iyi bileceksiniz bu dergiyi: British Medical Journal. Nereden tanıyoruz biz bu dergiyi? Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı kendi personeline yazdıran önceki Bakan bu dergide yayınlatmıştı ve çıkıp Türkiye'de bangır bangır "Dünyanın en prestijli dergisi British Medical Journal bizi övüyor." diye burada halkı aldatmıştı, doğruları söylememişti. O zaman da "Sayın Bakan, bu yazıyı yazan sizin personeliniz." deyince boynunu bükmüştü. Şimdi, aynı dergide -işte, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner- kendi kendine, bizimle hiçbir alakası olmayan, sadece yüreğinde hekimlik sevgisi ve sorumluluğu olan bir hekim, hem de kıdemli bir hekim böyle bir yazıyı kaleme almış ve bu yazıda "Türkiye'de tıbbın tarafsızlığını tehdit eden sağlık yasasına karşı birleşmeliyiz." diyor ve devam ediyor, diyor ki: "Yakın tarih tıbbın tarafsızlığına yönelik olarak saldırı örnekleriyle doludur. Bu açıdan, uluslararası tıp camiasının tek ses olarak birleşmesi büyük önem taşır. Ey hekimler, gelin bu yasaya karşı birleşin." dedi Dünya Tabipleri Birliği ve British Medical Journal okuyan bütün hekimler. Bu çağrıya Türk Tabipleri Birliği bugün uydu ve saat beşte burada bir eylem yaptı, Sağlık Bakanlığına çağrıda bulundu ve biz de bu çağrının hassasiyetine binaen uzun uzun tartıştıktan sonra bir düzenleme yapmaya ikna edebildik Hükûmeti. Buradan teşekkür ediyoruz. Burada bir düzenleme yaparak, küçük de olsa bir düzenleme yaparak hekimlik ortamına bu noktada kötülük yapmaktan bir adım geri durdu.
Şimdi, bunu yaparken ikinci bir önerge geldi önümüze. Ya, tam "İyi bir iş yapıyoruz." derken bir de baktık ki Sağlık Bakanlığı bize bir önerge daha getirdi aynı maddede, 46'ncı maddede. Bir yandan "İyi bir iş yaptık." derken öbür taraftan bir de baktık ki özel hastanelerin para cezasını kaldırmış. Ya, bunu anlamak mümkün değil. İnsan sağlığının ticari unsur hâline dönüştürülmesinin engellenmesi ve kamu yararının korunması amacıyla Sağlık Bakanlığınca belirtilen bilgilendirme ve tanıtım faaliyetlerinin usul ve esaslarına aykırı hareket edenlere para cezası uygulanıyordu brüt gelirinin yüzde 5'ine kadar, "Bunu kaldırdım." diyor. Yani "Sen istediğini yapabilirsin ben sana para cezası vermeyeceğim." diyor. Yani bu maddeyi keşke kirletmeseydik, bu maddeyi keşke kabul etseydik olduğu gibi ve hiç olmazsa bu maddede gönül rahatlığıyla otursaydık diyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)