| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunarım.
Ben bir sağlıkçı değilim, hekim değilim ama sağlıkta yaşanan her olaya da, her iyi şeye ve her kötü şeye de dikkatinizi çekmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de hedef hep hasta turizmi olmalı. Bana göre, Türkiye'nin ihracatı kadar, etrafındaki ülkelere baktığınız zaman, hasta turizminin ülkemiz açısından ne kadar önem arz edeceğini takdirlerinize sunuyorum. Bugünlerde gerek kamu hastaneleri gerek özel hastaneler kısmen bunu yapabiliyorlar. Libya'dan, Irak'tan, Suriye'den, özellikle komşu ülkelerimizden ve Özbekistan, Azerbaycan, bu tür ülkelerden sürekli hasta geliyor ama bu yetmiyor. Türkiye bir hasta üssü olmalı, bunu başarmalıyız çünkü dünyanın her tarafında, özellikle İngiltere'nin, Amerika'nın, bazı ülkelerin önemli bir gelir kaynağı. Türkiye'nin de buna sahip olması lazım. Bu konuda ben dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Bu konuda özellikle bu hizmeti verirken gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde, bir, lisan eğitimimiz tam değil. Özellikle dünyanın her tarafına baktığınız zaman, dünyadaki doktorların çok önemli bir kısmı tabii İngilizce eğitimi alıyor ve genelde ortak dil İngilizce. Türkiye'de de yalnız hekimlerimiz, hemşirelerimiz ve diğer görevlilerin lisan eğitimleri tam olmadığı için bu konuda hizmet veremiyoruz. Türkiye'nin en büyük eksiği budur. Türkiye eğer bir hasta turizmine yönelecekse bunu da aşmalıdır. Tabii, bunun bir yerinden başlamak zorundayız.
Ama ben gerek Sağlık Bakanlığına gerek üniversitelere gerekse Millî Eğitim Bakanlığına, özellikle hasta turizmine yönelik bir merkez olacaksa Türkiye, mutlaka bunların dikkate alınmasını bir kez daha hatırlatmak isterim.
Tabii, size bir başka olay: Malatya İnönü Üniversitesinde canlıdan canlıya bir karaciğer nakil merkezi var. Belki çoğunuz bilmiyorsunuz. Bu merkezle gurur duymalıyız. Bu merkez yılda 304 tane, yani 2013 yılında 304 hastayı canlıdan canlıya ameliyat etti. Bu, dünyada bir rekor. Zannediyorum ki Kore'deki bir hastaneden sonra dünyada en çok, canlıdan canlıya ameliyat yapan bir merkez. Bugüne kadar yaklaşık 1.300 hastaya canlıdan canlıya ameliyat yaptı.
Değerli milletvekilleri, bizim elimizde ve kamunun elinde böyle bir, Türkiye'de bazı özel hastanelerde organ nakli yapılıyor ama kamunun elinde yılda 304 tane ameliyat yapan... Örneğin, benim bildiğim, yıllar önce bu işe başlayan bir Başkent Hastanesi var. Türkiye'de dünyayla boy ölçüşecek bu merkezleri çoğaltmalıyız, bu merkezlere destek vermeliyiz. Özellikle, kamunun elinde olan ve en çok ameliyatı yapan bir hastaneye her tür olanağı vermeliyiz, bununla gurur duymalıyız; özel sektör hastanelerimizle, vakıf hastanelerimizle gurur duymalıyız, onlara da destek vermeliyiz. Daha Türkiye'de canlıdan canlıya ameliyatın "a"sı olmazken -ben şükran duyuyorum- Sayın Haberal dünyada örnek oldu. Kim insana sağlık veriyorsa, kim insana bir nebze deva oluyorsa ben o insanların önünde saygıyla eğilirim. Bu açıdan, Malatya İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakil Merkezine devlet olarak, Bakanlık olarak her türlü desteği vermek zorundayız. Bu merkezle Türkiye gurur duyuyor; Bakanlık olarak, Hükûmet olarak gurur duymalısınız. Bu merkezin her türlü ihtiyacı karşılandığı zaman, bugün 304 olan rakam belki yarın 504'e ulaşacaktır. Bu açıdan, ben Malatya İnönü Üniversitesi sayın rektörlerine, Sayın Hilmioğlu, Sayın Çelik Bey ve Sayın Sezai Hocam'a şükran duyuyorum, ellerine sağlık diyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)