GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:36
Tarih:19.12.2013

ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önce, bu son günlerde yaşadıklarımız, diğer, Türkiye'nin sorunlarını gözden kaçırmaya da vesile oldu. Başta, Sayın Engin Alan'ın merhum annesine rahmet diliyorum. Keşke, bu uzun tutukluluk süreleri sorununu Meclisimiz aşabilseydi, bugün bir anayla bir oğul böyle ayrılmasaydı.

Yine bir başka konu, içeride bulunan 5 milletvekili hâlen içeride. Hep söylemişizdir Cumhuriyet Halk Partisi olarak: Üyelerini özgürlüğüne kavuşturamayan bir Parlamento sakat bir parlamentodur, kusurlu, özürlü bir parlamentodur. Şurada -kameramanlar da orayı göstersin- milletvekilleri açlık grevi yapıyor. Bir milletvekili, durduk yerde aç kalmaz. Hele bunu bu çatı altında yapıyorsa hepimizin bundan alacağı ibretler vardır. (BDP ve HDP sıralarından alkışlar) Kamuoyunu ve Parlamentoyu bu konuda duyarlılığa ve Parlamentoyu bu ayıptan kurtarmaya davet ediyorum.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 2 üyemiz özgürlüğüne kavuştu diye sevinmiş değiliz. Cezaevindeki 5-6 milletvekilimizin de bir an önce burada olmasını istiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Üyeleri cezaevindeyken bu Parlamentonun yaptığı bütçe bile meşru sayılmaz.

Değerli arkadaşlar, biraz önceki tartışmalar içerisinde, Sayın Başbakanın ve Sayın Külünk'ün bize yönelik çok kırıcı sözlerine binaen, ben de sanıyorum, Sayın Başbakanla ilgili, istemediğim, söylememem gereken bir ifade kullanmışım. Hep söylediğim bir şey var: Hepimiz insanız. Tıpkı hepinizin içinde çok güzel iyilik meleklerinin olduğunu bildiğim ama her insanın içinde ilaveten var olan şeytanın da olduğu ve bazen harekete geçtiği gibi, insanlar da bazen, zaman zaman yanlış işler yaparlar. İş ki insanların nezaketi ve vicdanı elden bırakmamasıdır. Tahrik olan her insandan her şey beklenir. Nitekim, Sayın Başbakan bu kürsüden bize yönelik olarak "Terbiyesiz herifler!" ifadesini kullandığında, biz, bu konuyu artık "Kaçtı ağzından." diye düşündük. "Bilerek, önceden kurgulayarak böyle bir şey söylemedi." diye düşündük.

Sayın milletvekilleri, Türkiye kötü günler...

Öncelikle, hepinize geçmiş olsun, Hükûmete geçmiş olsun. Bu, kabul edilebilir sınırların içerisindeki bir olay değildir, kesinlikle değildir. Ve ben her birinizin, ayrı ayrı, bu yaşananlardan dolayı gergin olduğunuzu, üzgün olduğunuzu, "Olmasaydı keşke!" dediğinizi biliyorum. Hükûmetin bütün üyelerini suçluyor da değiliz, esasen adı geçen sayın bakanları da peşinen suçlu ilan etmiş değiliz. Çünkü, biz, masumiyet karinesini işimize geldiği zaman değil, her zaman savunan bir anlayış ve partiyiz.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Gruba söylüyorsunuz değil mi?

ENGİN ALTAY (Devamla) - O yüzdendir ki şuna çok seviniyoruz: "Dün, bir davanın infaz savcılığına soyunan anlayışın, bugün masumiyet karinesinden bahsetmesi en azından demokrasimiz için yararlı bir gelişmedir." diye düşünüyoruz. Ama bu çerçevede, biraz önce -tutanak burada, o tutanağı bulabilirse arkadaşlar getirsin, beyaz dosyada- yani Hükûmetin bir Sayın Bakanı -şimdi burada yok- Sayın Maliye Bakanı, son yaşananlar için bu kürsüden şu lafı ettiyse: "Allah belasını versin!" dediyse, olay ciddidir arkadaşlar -tutanak orada, beyaz dosyada- olay ciddidir. Böyle bir ciddi olay karşısında sayın bakanları peşinen yargılamıyoruz, infaz etmiyoruz, hüküm vermiyoruz ama diyoruz ki: Eğer Türkiye demokrasiyse, eğer Türkiye gerçekten ileri demokrasiyse bu soruşturmayla ilgili olarak yolun kapatılmaması lazım, bu soruşturmayla ilgili delillerin karartılmaması lazım ve bu soruşturmayı başlatan -yedi ay, on ay, bilmiyorum- belli bir noktaya getiren polis şeflerinin görevden alınmasını hangi mantıkla izah edeceksiniz? "Efendim, amirlerine haber vermemişler." Yahu, verirse suç. 3-4 tane hukukçuyla konuştum. Değerli milletvekilleri, o polis şeflerinin, o daire başkanlarının amiri savcıdır, savcının emriyle iş ve işlem yapmışlardır. Dolayısıyla, o şeflerin ayrıca İstanbul İl Emniyet Müdürüne, İstanbul Valisine yani yürütmeye, yani idareye haber vermeleri mümkün değildir, veremezler, verirlerse kusurludurlar. Bu kadar operasyon, Emniyet içinde yapılan operasyon gösterdi ki Hükûmet...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ENGİN ALTAY (Devamla) - ...Emniyette bir fişleme yapmış ve şimdi o fişleme doğrultusunda Türkiye'nin birçok yerinde polis şefleri görevden alınıyor. Bu da peşinen, kamu vicdanı bakımından, kimi sayın bakanların suçluluğunu hüküm altına alır. Ben size iyilik olsun diye söylüyorum. Gelin, bu soruşturmanın önüne engel olmayın, ya bir yol gösterin, ya bir yol açın ya da yoldan çekilin.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)