GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:36
Tarih:19.12.2013

CHP GRUBU ADINA HASAN AKGÖL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce Sayın İhsan Özkes'in danışmanı merhumeye de başsağlığı diliyorum, Allah ailesine ve kendilerine sabır versin diyorum.

Yine söylüyorum, konuşmama başlamadan önce, demin girerken bir haber aldık, Hükûmetin son başarısı, İstanbul il Emniyet Müdürünü de görevden almışlar. Herhâlde sırada muhalefet milletvekillerini de Meclisten nasıl atarız, onun tasarısını getirirler, bir o kaldı. Allah akıl, hidayet versin diyorum, başka bir şey diyemiyorum.

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Size de.

HASAN AKGÖL (Devamla) - Yaklaşık on gündür Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Türk halkına Sayıştay raporları sunulmadan, denetim olanakları ortadan kaldırılarak Meclisin önünden bütçenin kaçırılma maratonunu anlatıyor.

Değerli milletvekilleri, 17 Aralık tarihi Türkiye için bir milat tarihidir. 17 Aralık, Sayıştay raporlarının milletin vekillerinden, yani milletten neden gizlendiği ve kaçırıldığını ortaya koyması bakımından son derece anlamlıdır. AKP Hükûmetinin boğazına kadar kirli ilişkiler, pazarlıklar, rüşvet, ihaleye fesat, zimmet ve benzeri suçlara karıştığı, bu zincirin halkalarının aile boyu ve dahi kabine boyuna kadar uzandığı ayan beyan ortadadır. Türk halkı içerisinde AKP'li bakanlardan AKP'nin bürokratlarına, kudretli bakan çocuklarından yetenekli yandaş iş adamlarına kadar geniş bir kadronun vizyona koyduğu organize işler filmini izlemektedir. Bir buçuk yıldır devam eden bu soruşturmanın teknik takip aşamasında görev alan memurlardan şube müdürüne, emniyet amirinden soruşturmayı yürüten savcılarına, teknik takip için izin veren hâkimlerine kadar soruşturmanın gizlilik içerisinde sürdürülmüş, sürdürülebilmiş olması, bu noktada gösterdiği özen dolayısıyla yolsuzluk filminin gişe rekorları kırmaya devam etmesini önleyenlere Türk halkı adına teşekkür ediyorum; demek ki bu ülkede hâlen korku imparatorluğuna karşı dimdik ayakta durabilecek, halkın hukukunu koruyabilecek devlet memurları da varmış. Buradan önlerinde saygıyla eğiliyorum. Ne diyordu dolar milyoneri yetenekli çocuğun İçişleri Bakanı olan babası yaklaşık altı ay önce, Gezi direnişine destek veren, bu ülkenin kötü yönetildiğini ifade eden gençleri gece demeden, gündüz demeden gözaltına alan emniyet teşkilatı için bir hatırlayın sosyal medya mesajları üstünden cadı avı başlatıp ve tam da durduk yere alınan gençler için "Polis durduk yere kimseyi gözaltına almaz. Bak, beni niye almıyorlar?" diye ifade kullanıyordu. Bak, sana da dokundular. Şimdi, Sayın Bakan hem de kabine boyu dokundular. Türkiye çantalardan çıkan milyon dolar ve yolsuzluk iddiasıyla gözaltında bulunan oğlunu konuşacak bu bakanın, bu Bakan da hâlen o koltuğu işgal etmeye devam edecek. Dünyanın hangi ülkesinde var böyle bir şey? Aynen diyen bakanın arkadaşları gibi tuzun koktuğunun bir belgesidir, çantalardan, kasalardan, ayakkabı kutularından çıkan paralar. Onurlu bir şekilde istifa mekanizmasının devreye girmesi gereken şu süreçte utanmayacaksınız, bir de çıkıp "dış destekli komplo" diyeceksiniz. Yani, bu komplo olmasaydı, yaptığınız iş meşru mu olacaktı, doğru mu kılınacaktı? Komplo teorileriyle pirüpak olamazsınız, soruşturmayı sulandırarak aklanamazsınız, polisleri görevden alarak, soruşturmaya müfettişlik yapsınlar diye savcı eklemekle aklanamazsınız.

Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz yıl bütçe görüşmeleri esnasında ısrarla Kamu İhale Kanunu'yla neden bu kadar oynandığını sormuştum? Kamu İhale Kanunu'nun ana kısmında 18 kez, torba kanunlarla da 23 kez olmak üzere, İhale Kanunu'nu 41 kez değiştirdiniz. Sayın Bakan, yanılıyorsam lütfen rakamı düzeltiniz, belki daha fazladır, bilmiyorum, Kamu İhale Kurumunun nasıl baypas edildiğini, sanayici, iş adamı, müteahhit biliyordu. Halkımız bir de sizin ağzınızdan duysun, ihalelerin nasıl peşkeş çekildiğini sizden öğrensin istemiştim fakat Hükûmet sıralarından bir türlü açıklama gelmedi. Fakat yürütülen organize yolsuzluk işleri dolayısıyla bu yasanın 41 kez -değiştirildiğini- niye değiştirildiğini anlamayan kalmamıştır diye düşünüyorum ben. Bu milletin parası, bu şekilde kimin kursağından geçmişse haram, zehir, zıkkım olsun. O kul hakkını Allah bir gün ödetecektir kesinlikle.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Daha fazla, daha fazla, o eksik.

HASAN AKGÖL (Devamla) - Allah aşkına, bir yetkili bana açıklasın; 2003 yılından bu yana doğrudan temin yöntemiyle, rekabetçi olmayan yöntemlerle yaptığınız mal ve hizmet alımlarına Türkiye Cumhuriyeti devleti bütçesinden ne kadar ödeme yapılmıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yaşayan normal bir vatandaşın cep harçlığı 50 liradır, 100 liradır, bilemezsiniz 150 liradır. Soruyorum buradan: Sayın Başbakanın cep harçlığı ne kadar? Sayın Başbakanın cep harçlığı 5 bin, 10 bin değil tam tamına 2 trilyondur. Bu 2 trilyonu nereye harcadı? Kime harcandı? Bir gün de çıkar inşallah bunun açıklamasını yapar Sayın Başbakan.

3 bakanın oğlunun, bir kamu bankası genel müdürünün, AKP'li belediye başkanın karıştığı iddia edilen organize yolsuzluk girişimlerine "komplo teorisi" diyor Sayın Başbakan. Nerede kaldı senin "Yolsuzluk yapan babamın oğlu olsa haddini bildiririm." diyeceğin? Sen çıktın, bir şekilde "Bu yolsuzluğu nasıl örterim?" diye mücadele ediyorsun. Buradaki saygıdeğer milletvekilleri de o yolsuzluk yapan bakanları korumak için, aklamak için tüm konuşmaları onun üzerine kurmaktadırlar. Bu, açıkça, varsa yolsuzluğun üzerini örtmektir. Görevi kötüye kullandıkları için ilgili illerin valileri bu görevden almaları yapıyor "Başka illere de sıçrayacak." diyor Sayın Başbakan. Evet, Sayın Başbakan haklı. Burada bir görevi kötüye kullanma söz konusudur ancak bu görevi kötüye kullananlar Türk polisinin operasyonu yaptığı çeteye kabine kalkanı ile koruma sağlayanlardır yani Hükûmettir yani Hükûmetin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Tehdit ediyor Sayın Başbakan. Doğru, bu sizde alışkanlık hâlini aldı. Tehdit eden Başbakan; kamu bürokrasisini, polisleri, savcıları tehdit ediyor. Saygıdeğer bir bakanımız da Hatay'da Adalet Bakanının adaylık açıklaması sırasında Hatay halkını tehdit ediyor. "Efendim, 30 Martta Hatay halkı oy vermezse ayın 1'inde sizinle hesaplaşırız." Sen kimsin, ne haddine Hatay halkını tehdit edersin? O halk özellikle 30 Martta hesabını verecektir. Ülkemizi ve özelde Hatay'ı milletin vergi gelirleriyle eli kanlı terör örgütlerinin üssü hâline getirenler, Hatay'ın 53 yurttaşını Reyhanlı'da öldürenler, Cilvegözü'nde 14 vatandaşını öldürenler, Gezi eylemleri sürecinde 3 gencini katledenler Hatay'ı tehdit edemezler. Biz buna izin vermeyiz.

Barış kenti Hatay'ı savaş üssüne çevirenler, Hatay'ı tehdit edenler, Hataylıyla savaşıp kendileriyle barışık Bakanlarını belediye başkanı yapmak isteyenler... Hatay bu oyuna gelmeyecektir, Hatay halkı bu oyunu bozacaktır.

Değerli arkadaşlar, bu milletin değerleriyle barışık olmanın yolu çalmamaktır, çırpmamaktır, haram yememektir. Bu eşik açıldı mı milletin bakışı değişmeye başlar. Siz, bunu gittiğiniz yerlerden hissediyorsunuz, görüşüyorsunuz. Keşke katıldığınız yemeklerde içkiye, domuz etine dikkat ettiğiniz hassasiyetin onda birini yolsuzluklar için gösterseydiniz; çok daha iyi olurdu. Biliyorum, içinizde haysiyetli, dürüst, onurlu arkadaşlarımız var, mevcut. Sizlerin de "el kaldırıp indiren robot" gibi algılanmaktan yana dertli olduğunuzu biliyoruz. Gelin, bir seferlik elinizi vicdanınıza göre kaldırın. Bu milletin vergilerinin, emeğinin çarçur edilmesine "Dur." deyin. Bunu yapabileceğinizi gösterin bu millete. Şükretmeyi bilmek bazen Sayın Şükür'ün yaptığı gibi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN AKGÖL (Devamla) - ...istifa mekanizmasını işletmekten geçer. Türk halkı yürekli vekiller istiyor. Diktatöre kapı kulluğu yapmaktan vazgeçerek millete askerlik yapacak milletvekilleri her zaman başımızın tacıdır.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)