| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 18.12.2013 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, Türkiye dün sabah büyük bir krizle uyandı. Hepimiz bu krizi hâlen izliyoruz. Tabii, bu kriz neydi? Belki de Türkiye'nin ve dünyanın, gelmiş geçmiş, içinde Hükûmet üyelerinin, ailelerin olduğu, çocukların olduğu bir krizdi, bir ilkti bu; 3 bakanın ailelerinin, çocuklarının olduğu bir kriz. Bir kamu bankasının üst düzey yöneticisinin olduğu, yine bir belediye başkanının olduğu ve birden çok insanın olduğu bir krizden bahsediyoruz. Neydi bu kriz? Rüşvet ve yolsuzluk kriziydi.
Aslında üç ayrı olay birleştirilmiş ve birlikte yapılmıştı. Öyle bir operasyon yapıldı ki, zarflar özel dağıtıldı operasyon yapacak timlere. Nedeni de şuydu: Hükûmetinize, Hükûmetinizi idare eden İçişleri Bakanına, onların emniyet müdürlerine güvenmedikleri için cumhuriyet savcıları operasyonu gizli yaptılar.
Şimdi, kim yaptı bu operasyonu? Cumhuriyetin savcıları, Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları yaptı. Kimle birlikte yaptı? Emniyetle birlikte yaptı. Nasıl olması gerekiyordu bu operasyon sonucunda? Birtakım insanlar gözaltına alındı. Kimdi bu gözaltına alınanlar? Tabii, sizin Hükûmetinizin mensubu olan bakanların çocukları da vardı bunların içinde. Bir başka ülkede olsaydı bu nasıl olurdu? O bakanlar hemen istifa ederlerdi yani "Temiz siyaset, temiz toplum budur." derlerdi ve istifa ederlerdi. Bunun dünyada örnekleri var arkadaşlar. Yani, size hemen kısa birkaç örnek sunmak istersem: Örneğin, Danimarka Kalkınma Bakanı bürokratların kendisini uyarmadığı için halkı yanılttığını düşünerek istifa etti bir konuda. Yine, Lüksemburg Başbakanı rüşvet ve yasa dışı dinleme olayı olduğu için -bir kez olmuş yasa dışı- istifa etmiş. Türkiye'de her gün yasa dışı dinlemeler oluyor ama istifa eden ortada yok. Yine, Çek Cumhuriyeti Başbakanı istifa etmiş. Niye istifa ettiklerini ben söyleyeyim, siz araştırın arkadaşlar.
Ama, asıl önemlisi şu arkadaşlar: Bakın, ben bir KİT Komisyonu üyesiyim. Yani, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre ihaleler yapılıyor bu kamu kurumlarında, KİT'lerde (kamu iktisadi teşebbüsleri) biz KİT Komisyonunda denetliyoruz. Neyi denetliyoruz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bize vermiş olduğu yetkiyi yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir ferdi olarak gidiyoruz orada kamu adına ve vatandaşlar adına denetim yapıyoruz, Sayıştay raporlarından yapıyoruz. Şimdi, bu Sayıştay raporlarından yaptığımız denetimlerde birçok ihlale, birçok yolsuzluğa rastlıyoruz; bunları burada tek tek sayabilirim sizlere. Ama, garip olan, aynı burada davrandığınız gibi, bütçeyi onayladığınız gibi, bütçenin her kalemini "Acaba bir yıl önce Sayın Bakan bu bütçeyi nasıl kullanmış, Enerji Bakanı bu bütçeyi nasıl kullanmış, Ulaştırma Bakanı bu bütçeyi nasıl kullanmış?" diye sormadan onayladığınız gibi o Komisyondaki arkadaşlarımız da aynen bu şekilde onaylıyorlar, hiç bakmaksızın ibra ediyorlar oradaki yolsuzlukları.
4734 sayılı Kanun sizin döneminizde değiştirildi. Niye değiştirildi arkadaşlar? Avrupa müktesebatına uyduruldu, eksikler giderildi. Bir de 3'üncü maddesi var. Nedir bu 3'üncü maddesi? İstisnalar maddesiydi. 4 tane alt fıkrası vardı bunların ama bugün alfabenin harfleri yetmiyor istisnalarda. Nedir bu istisnalar biliyor musunuz? En basit (r) maddesini söyleyeyim ben size, redevans usulü. Biliyor musunuz fakirlere dağıtılan kömürün redevansla alındığını? Biliyor musunuz bugün Zonguldak taş kömürü işletmesinin redevansla verildiğini? Biliyor musunuz, Afşin-Elbistan'da, hani sizin yandaş gazeteleri alan baronlar varya, basın baronları, onların nasıl bedava aldığını ve devleti nasıl kazıkladığını? Niye bunları merak edip sormuyorsunuz?
Şimdi, sevgili arkadaşlar, aslında sizin bir suçunuz yok, günahınız yok. Gerçekten, sizin içinizdeki milletvekili arkadaşların yüzde 98'i, yüzde 95'i bu işlerle hiç ilgilenmiyor, suçu günahı yok. Parayı götüren, malı götüren, devleti götüren, soyan, arkadaki bir kesim var. İşte sizden ricam, bu arkadaki kesime sahip çıkmayın arkadaşlar ve siz buna sahip çıkıyorsunuz burada, sahip çıkıyorsunuz bunlara siz. Çıkmayın! (CHP sıralarından alkışlar)
Demin hatip konuşuyor. Ne konuştuğunu biliyor musun sen? Ne konuştuğunu biliyor musun? Bugün dünyanın en büyük yolsuzluğu açıklanmış Türkiye'de, bütün Avrupa basını bundan bahsediyor, sen kalkmışsın bunu savunuyorsun. Savunman gereken şu: "3 tane bakan derhâl istifa etmeli." demen lazım bu kürsüden.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ortak değilse.
HAYDAR AKAR (Devamla) - 29 tane emniyet görevlisi görevden alınacağına, 3 tane bakan derhâl istifa etmeli, Hükûmet istifa etmeli." demelisin buradan. Sana düşen görev bu.
Sana vatandaş "Benim verdiğim vergileri, doğru, yolsuzluk yapmadan, çarçur etmeden, ayakkabı numarasına göre sığdıracağın para olarak görmemelisin." diyor. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Şimdi, bunu yapmazsan kul hakkı yemiş olursun diyorum, saygılar sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)