GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Ben, bugün, İnsan Hakları Komisyonunun Mağdur Hakları Alt Komisyonu hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Mağdur hakları sadece Türkiye'yle alakalı bir konu değil, bu, dünyayla alakalı bir konu. 1940 yılında ilk defa dünyada "Mağdur vardır." cümlesi literatüre girmiştir. 1960'dan sonra kadın haklarıyla ilgili yapılan çalışmalar sonucu 2004 ve 2005 yıllarında CMK ve TCK'ya "Mağdur vardır." cümlesi eklenmiştir. Evet, mağdur vardır ama haklarını ne kadar biliyor? Bir de kim mağdur, kim suçtan zarar gören?

Şimdi, bir trafik kazasını örnek verelim: Bu trafik kazasında hayatını kaybeden kişi mağdur ama onun eş ve çocukları suçtan zarar gören kapsamına giriyor. Bunu cinayet ve benzeri gibi suçlar için de söyleyebiliriz. Bir de mağdur hakkını ne kadar biliyor? İlk beyanda çok büyük sorunlar yaşanıyor. Hâkim soruyor: "Şikâyetçi misin?" Cevap: "Evet, şikayetçiyim." Hemen yasa gereği 2'nci soruyu soruyor: "Peki, davaya katılacak mısın?" Cevap: "Hayır, katılmayacağım; aman aman, katılmak istemiyorum." Davaya katılmayı mahkemeye gidip gelme olarak algılıyor yani müdahil olmuyor. O zaman da hâkim günlük telaşı içinde eğer davaya katılmanın mahkemeye gidip gelmek olmadığını mağdura açıklayamamışsa mağdur daha sonra yargılama sonucu temyize gitme hakkını kaybediyor. Bu konularda sıkıntılarımız var.

Bir diğer sıkıntı da ulaşım konusunda yaşanıyor. Sanık, cezaevinden adli tıbba, doktora veya başka bir şehirdeki mahkemeye cezaevi araçlarıyla, ring araçlarıyla gidebilirken mağdurun bu tip hakları yok. Yalnızca adli tıbba gitmesi gerekirken ona imkân sağlanabiliyor ama dönüşte gene imkânları yok, bunda da büyük sıkıntılar var.

Bir de kurumlarda ve devlette çalışma şartı hükümlülerde yüzde 2 iken mağdurlarda böyle bir şart yok. Diyelim ki işte, bir ailenin geçindirmekle yükümlü erkeği trafik kazasında hayatını kaybetti, onun eş ve çocukları mağdursa, bunlar için, yasada, kurumlarda çalışma şartı yok, bunlar için böyle bir yasa tasarısı da yok. Bu tip eksiklerin de giderileceğini umuyoruz. Bu konuda, Adalet Bakanlığı bünyesinde üç hafta önce Mağdur Hakları Daire Başkanlığı kuruldu. Gerçi, çok çiçeği burnunda bir daire başkanlığı ama çalışmalarına başladı, inşallah, verimli sonuçlar elde edeceğiz.

Gene, son zamanlarda, çocuklarla ilgili, 2011 yılından itibaren güzel çalışmalar yapıldı. Çocuklara yönelik istismar ile mücadele kapsamında 2011 yılı Mayıs ayında çocuk izleme merkezleri kuruldu, "ÇİM" diyoruz bunlara. Çocuklara bilinçli ve etkin bir şekilde müdahale etmek amacıyla, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli kişiler tarafından tek seferde yapılması için bu merkezler açıldı. Daha önce, çocuğun bu mağduriyetini veya ifadesini hem adliyede hem adli tıpta defaaten anlata anlata mağduriyeti ve yaşadığı travma daha fazla, katlanarak artıyordu.

Ben sözlerimi daha fazla mağduriyetlerin yaşanmaması üzerine bitiriyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)