GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:34
Tarih:17.12.2013

CHP GRUBU ADINA MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

2014 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı üzerinde Spor Genel Müdürlüğünün bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Ben de sözlerime başlamadan önce, 2012 yılında kurumun yaptığı harcama ve işlemleri gerektiği gibi denetleyemedim çünkü siyasi iktidarın yönlendirmesiyle Sayıştay üst yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği raporları budadı. Milletimin bana verdiği bütçe hakkını kullanarak vatandaşımın ödediği vergilerin usulüne uygun olarak harcanıp harcanmadığını tespit etmem, Hükûmet ve Sayıştay üst yönetimi tarafından engellenmiştir. Sözlerime bu durumu protesto ederek başlamak istiyorum.

Yine, devamla, geçen hafta içerisinde vefat eden 1992-2000 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyeliği, 2000-2004 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekilliği yapan, amatör sporlara önem veren, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Başkanlığını da yapan ve spora önemli hizmetleri bulunan Sayın Orhan Saka'yı rahmetle anıyor ve Türk sporuna başsağlığı diliyorum.

Sevgili milletvekilleri, Sayın Gençlik ve Spor Bakanı, her konuşmasında, Türkiye'yi âdeta tesis inşaatına çevirdiğini ve tesisleşmeyle ilgili altyapıyı bitirmeden insana yapılacak yatırımı sportif performansa çevirmenin mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Elbette, her konuda olduğu gibi, spor konusunda da yapılan her yatırım insana yapılan yatırımdır. Spor denilince akla yalnızca futbol gelmemelidir. Ne var ki ülkemizde spor denince öncelikle akla gelen futbol olmaktadır. Bunun böyle algılanması doğaldır çünkü futbol bir gösteri sporu olmasının yanı sıra aynı zamanda endüstridir, bugün futbol endüstrisiyle, ülkeler aynı zamanda tanıtımını da yapmaktadırlar, buraya kadar doğru.

Ancak, 76 milyon nüfusa sahip ülkemizde 2002-2013 yılları arasında lisanslı sporcu sayısının 4 milyon 687 bin 862 olduğu belirtilirken, bu sporcuların branşlara göre dağılımını artırmak ve başarı sağlamalarına yönelik olarak politikalar geliştirilmiş midir? Örnek olarak sıralarsak, erken çocukluk eğitiminden başlamak üzere, tüm eğitim kademelerinde spor eğitimi, içerik ve uygulamalar olarak iyileştirilmiş midir? Sağlıklı ve hareketli bir yaşamın gereği olarak toplumda spor yapma kültürünün yerleştirilmesi, spor hizmetlerinin kalitesi ve çeşitliliği artırılarak sporun geniş kitlelere yaygınlaştırılması ve başarılı sporcular yetiştirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmış mıdır ya da yapılmakta mıdır? Vatandaşların fiziksel hareketliliğini teşvik edecek programlar geliştirilmiş midir? Uygun rekreasyon alanları oluşturulmuş mudur? Spor tesislerinin yapımı ve işletiminde, başta kamu-özel iş birliği modeli olmak üzere, alternatif finansman ve işletme modelleri hayata geçirilmiş midir? Kamuya ait tüm spor tesisleri bütün vatandaşların kullanımına açık hâle getirilmiş midir? Spor hekim ihtiyacının ne kadar olduğu tespit edilmiş midir? Uluslararası düzeyde başarılı sporcular yetiştirebilmek için sporcu seçme, yönlendirme ve normlaştırma sistemleri geliştirilmiş midir? Uygun fiziksel altyapı geliştirilerek ve yeterli donanıma sahip antrenör desteği sağlanmış mıdır?

Bütün bunları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü hayata geçirmek durumundadır. Yoksa "Şu kadar tesis yaptık." derken bütün bu sorulara da cevap verilmelidir. Temel hedef, sporu geliştirerek başarıyı artırmak ise günübirlik değil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlayışla spora yatırım yapılmalıdır ama ne yazık ki ülkemizde spor el yordamıyla gitmektedir. Bunun en bariz göstergesi de Türkiye Futbol Federasyonu dışında 57'si bağımsız, 4'ü bağlı olmak üzere toplam 61 spor federasyonu faaliyet gösterirken bu federasyonlardan Spor Genel Müdürlüğü bütçesinden, Spor Toto Teşkilatı yardımlarından kaynak aktarılarak faaliyetlerini sürdürmeleri istenmektedir.

Sayın Bakanımız, Futbol Federasyonu dâhil olmak üzere bütün federasyonlar kan ağlamaktadırlar ve Hükûmete bağlı olarak başarı sağlamaya çalışmaktadırlar. O nedenle, bunların özerk olduğunu söylemek anlamsızdır. Bunların sözde özerk ama özde Hükûmete bağlı olması başarıyı getirmemektedir. Bunlara kendi bütçelerini, kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayacak bütçeleri bir an önce hayata geçirmek durumundasınız.

Bugün bakıldığında spor kulüpleri hâlen 5253 sayılı Dernekler Kanunu ve 4721 sayılı Medeni Yasa hükümleriyle yönetilmektedir. Spor kulüpleri herhangi bir dernekle aynı statüdedir. Oysa, acilen, spor kulüplerinin kendi yasalarının çıkarılması gerekmektedir. Böyle bir yasa tasarısının Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile Türkiye Futbol Federasyonu tarafından hazırlanmış olduğu bilinmekte ancak akıbeti bilinmemektedir.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; bugün, spora hizmet eden yönetici, amatör antrenörü, amatör sporcu ve yan unsurların sağlık sorunları çoktur ve sağlık sigortaları yoktur.

Her ne kadar Sağlık Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında yapılan protokolle sporcuların tedavileri için kısmen rahatlama sağlanmış görülse bile kalıcı sağlık güvencesine kavuşturulamamıştır.

Sayın Bakan, ülke sporunun sorunları o kadar çok ki saymakla bitiremeyiz ama vaktimiz elverdiğince saymaya, anlatmaya devam edelim.

Örneğin, amatör sporun ve kulüplerin sorunlarına da değinecek olursak önemli sorunlardan önceliklisi tesis eksikliğidir. Amatör takımlarımızın maç ve idman yapacağı ortam yetersizdir. Müsabaka oynanan sahalarda sakatlanmalara ve her türlü sağlık sorunlarına karşı ambulans ve sağlık elemanlarının hazır olmaları gerekmektedir. Yeterli güvenlik önlemleri alınmamaktadır.

Amatör spor kulüplerimizin tesis sorunlarının yanı sıra vize, filiz lisans ve transfer bedellerinin, bütçelerine göre yüksek olması, kulüplerimiz için çok ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Amatör spor kulüpleri sponsor bulamamaktadır. Sponsor yasası vardır ancak sponsor olmak isteyenler, amatör sporlara destek vermemektedir.

Her ne kadar 5393 ile 6360 sayılı Yasalarda "Belediyeler sporu teşvik için gerekli maddi ve ayni yardım yapar." deniyorsa da, belediyeler kendi takımlarına bunu kullandırmakta ve sınırları içindeki diğer takımlara eşit olarak kullandırmamaktadırlar.

Ulaşımları da ayrı bir derttir. Takımların haftada iki idman, bir maç yaptığını düşünürsek ulaşım bedeli olarak 200 lira vermektedirler haftada ve bu parayı amatör kulüp yöneticileri ya cebinden vermektedirler ya da bakkaldan, manavdan, kasaptan karşılayarak bu maçlara gitmektedirler.

O nedenle,

sayın milletvekilleri, buradan, fedakârca, bu toplumun gençleri için gayret sarf eden amatör spor kulüp yöneticilerini kutluyor ve tebrik ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, tesis yapmakla övünen Sayın Bakan, dünyanın döndüğünü söylüyor ama içinde dönen sorunlardan bahsetmiyor. Şöyle ki: Son yıllarda spor tesislerinin rant kapısı hâline geldiğini söylemiyor. Biraz önce değerli milletvekili arkadaşım da söyledi, şehir merkezlerindeki saha ve statlar TOKİ'ye devredilmekte, buralara konut ve iş merkezleri yapılmaktadır. İnsanlar kilometrelerce uzağa spor yapmaya, izlemeye gitmek zorunda bırakılmaktadırlar.

Bu modern statlarda on beş günde bir müsabaka oynanmakta ve diğer günler atıl vaziyette beklemektedirler. Oysa şehir merkezindeki spor tesisleri, yaşayan tesislerdir. Buralar, statların yanında manavlara, bakkallara, seyyar satıcılara bir ekonomik girdi de sağlar ve bir hareket olurdu. ve insanlar stada yürüyerek gider ve orada maçları izlerlerdi. Eğitimde taşımalı sistemi getirdi bu Hükûmet, şimdi Sayın Bakan da sağ olsun, sporda taşımalı sistemi getirdi. Artık, insanları statlara on beş yirmi kilometrelik yere götürüp getirerek taşıyacaklardır ve bunun en bariz örneği de Trabzon'da yaşanmaktadır. Trabzon'a stat yapıyoruz diyen Hükûmet, neye karşılık yapıyor bunu? Amatörlerin mabedi sayılan Yavuz Selim Stadı'nı, Avni Aker'i ve yanı sıra Orman Lojmanlarını, Spor Salonu ile Akçaabat Fatih Stadı'nın yerlerini imara açarak, TOKİ'yle protokol yaparak, konut yapmak üzere devrederek dolgu alanı üzerine Trabzon'a Akyazı Stadı'nı yapıyorlar, tebrik ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Bakan, ayrıca, süremiz daralıyor ama üç önemli konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi: Profesyonel futbol liginde mücadele ederken amatör lige düşen kulüplerimizin birikmiş prim borçlarını acilen silmeniz gerekiyor, onların hareket sahasını genişletmek için. Onun için, 5510 sayılı Yasa'ya ilave etmemiz gerekiyor.

İkincisi: Müsabakada görev yapan hakem, gözlemci ve temsilcilerin yanı sıra saha komiserleri de görev yapmaktadırlar. Ancak 6222 sayılı Yasa'nın 20'nci maddesinde gözlemci, hakem ve temsilci sayılmasına rağmen, saha komiserleri sayılmamaktadır ve bunlar çok düşük bir maliyetle maç başı 17 lira alarak maçlara gidip görev yapmaya çalışmaktadırlar. Bu konuyu da acilen gözden geçirmeniz gerekiyor.

Üçüncü olarak: 15 bin spor yöneticisi ve antrenörlük mezunu varken 2010-2012 yılları arasında verdiğiniz kadro sayısı 41 ve bu yıl da yapmış olduğunuz sınavda bu mezunlardan 10 kişi için sınav açtınız. Bu, sizce yeterli midir?

Sayın Bakanım, sahada alın teriyle mücadele eden insanlar, kulüpler, futbolcular, oyuncular var. Kulüplerin haklarına, sporcuların emeklerine ve bunların sahada gösterdiği mücadeleye karşı, bilhassa Türkiye Futbol Federasyonunca adalet anlayışı içerisinde sahip çıkılmalı ve hukuk uygulanmalıdır. Ancak Futbol Federasyonu Başkanı, dün akşam yapmış olduğu konuşmada "Şike dosyası kapandı." demiştir ancak Trabzonluların vicdanında ve kamuoyunun vicdanında bu kapanmamıştır.

Ben 2014 bütçesinin Spor Genel Müdürlüğüne ve Gençlik ve Spor Bakanlığına hayırlı olmasını diliyorum. 920 milyon 749 bin TL'yle Spor Genel Müdürlüğünün neler yapabileceğini yakinen takip edip bileceğiz.

Hayırlı olsun diyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)