GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2013

AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Savunma Sanayi Müsteşarlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Doğrusu, ben bu akşam savunma sanayisi bütçesi üzerine konuşacaktım ama benim arkadaşlarım söyleyeceğim her şeyi söylediler. Ben bu sebeple biraz konuyu daha değişik bir mecradan ele almak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biraz geçmişe doğru gitmek istiyorum müsaade ederseniz.

Osmanlı'nın dünyayı idare ettiği dönemde bu gücünün onun kalabalık olmasından, çok büyük bir askerî sayıya sahip olmasından olduğunu söylerler ama bu doğru değil. Osmanlı, hepinizin de bildiği gibi, en mükemmel top döküm teknolojisine sahipti. Fatih, İstanbul'un surlarını dökerken Macar döküm ustalarını getirdi ve top döküm teknolojisine sahip oldu ve ince cidarlı, yüksek basınca dayanabilen ve uzun menzilli gülle atabilen topları geliştirdi. Yavuz, Mısır'a gittiğinde, Mısır'ı aldığında, o çölü geçtiğinde bu tür topları beraberinde götürdü. Mısır Meliki Tomanbay, kendisine "Ama sizde ağır silahlar vardı, toplar vardı." dediğinde de ona "Sen, Allah Resulü'nün 'Düşmanının silahıyla silahlan' dediğini bilmiyor musun?" demişti. Osmanlı Avrupa'ya giderken, Viyana önüne giderken bu mükemmel topları yani çok ince cidarlı, hafif, taşınabilen topları rahatlıkla beraberinde götürebiliyordu ve askerî başarılar elde edebiliyordu. Hepinizin de bildiği gibi Osmanlı, çok büyük savaş gemileri kullanmamıştır, çok ufak savaş gemileri kullanmıştır ama atış gücü çok yüksek gemilerdi bunlar.

Buradan şuna gelmek istiyorum: Yani, biz yüz yıllarca önce sahip olduğumuz teknolojiyi bugün konuşmaya başladık. Maalesef, son iki yüz yıldır biz özellikle teknolojiden uzak kaldığımız için savaş sanayisini geliştiremedik. Bugün geliştirmeye çalıştığımız bu sanayiye biz geçmişte sahiptik.

Hepiniz de biliyorsunuz yani 1930'lu yılların sonunda biz uçak fabrikası kurduk, bugün hâlâ onu yapmaya çalışıyoruz, HÜRKUŞ'u uçurmaya çalıştık. Bu, uçak fabrikası maalesef batırıldı, Fransızlardan uçak alarak bu uçak fabrikasını batırdık. Onun siparişlerini devlet almadı ve bu fabrika kapattırıldı. Eğer o teknoloji bugün devam etseydi, bizim, bugün Airbus gibi bir uçağı yapmamamız için hiçbir sebep yoktu. Rahmetli Erbakan Hoca -Allah kendisine gani gani rahmet eylesin- Türkiye'de ağır sanayiden bahsetmiş olduğu zaman bu Meclis sıralarında kendisine gülüyorlardı. "Kendi topumuzu, kendi tankımızı, kendi gemimizi, kendi uçağımızı yapacağız." dediği zaman rahmetli Hoca'ya burada herkes gülüyordu ve kendisiyle alay ediyordu. Ufuk o kadardı çünkü kendine güveni olmayan insanlarla hiçbir şeyi geliştiremezsiniz, hiçbir atılımı yapamazsınız.

Bugün, biz, geldiğimiz bu noktada -Allah'a hamdolsun- kendimize güvendiğimiz bir noktadayız. Arkadaşlarımız saydı, döktüler yani neler yapmışız, şu anda neler yapıyoruz bunları tek tek söylediler, birkaç tanesini de isterseniz ben söyleyeyim. Yani nedir? Millî piyade tüfeğini geliştiriyoruz, millî tank, Altay Projesi'ni geliştiriyoruz, uzun menzilli roketler, ANKA Türk insansız hava aracı geliştiriyoruz, mayına karşı korumalı araç geliştiriyoruz, MİLGEM Savaş Gemisi'ni geliştiriyoruz, ATAK helikopterini geliştiriyoruz, yerli jet projesini geliştiriyoruz, yerli insansız araçları geliştiriyoruz vesaire vesaire. Daha da yapacağız. Ama bunların hepsinde de...

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Bilgiyi geliştiren bütün komutanların hepsini içeri tıktınız. Bilgiyi geliştiren komutanların hepsi içeride.

İBRAHİM KORKMAZ (Devamla) - Bunları komutanlar yapmıyor, mühendisler yapıyor. Biz komutanların ihtiyacını karşılıyoruz.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Mühendisleri de içeri attınız, subayları da içeri attınız.

İBRAHİM KORKMAZ (Devamla) - Yapma, gözünü seveyim, yapma, yapma, boşver. Yani bunları komutanlar yapmıyor, komutanlar kendi işini yapacak, sanayici kendi işini yapacak. Onun için, boşver.

Allah'ın izniyle bundan sonra biz inanıyoruz ki, bizim kendimize güvenimiz geldi. "Bak, artık Türkiye bunları yapıyor." derken kimse bu sıralardan "yapamayız" demiyor. Bu, büyük bir başarı, büyük bir atılım.

Bu eşiği geçtik, bundan sonra yapamayacağımız hiçbir şey yok diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)