GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2013

CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu içindeki Sağlık Bakanlığı bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. Vatandaşın alın terinden toplanan her kuruşun hesabını veren ve o paralara göz dikmeyen milletvekillerini ve herkesi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, vatandaşlarımızın sağlık hakkı Anayasa'mız ile güvence altına alınmıştır, bunu defalarca buradan söyledim. Yurttaşlarımızın sağlığını korumak, koruyamadığı durumda ise onları tedavi etmek anayasal bir görevdir. Kimin görevidir? Devletin görevidir. Devlet adına bu görevi, Sayın Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığıyla birlikte yapar; bu görev ona Anayasa tarafından verilmiştir. Ama Anayasa, Sayın Bakan, size "Git vatandaştan katkı payı al." dememiştir ve demeyecektir.

Sizin bütçe rakamlarını incelediğimizde, hazırladığınız bütçeyle sağlığımızı korumakla ilgili herhangi bir işlem yapmadığınızı görüyorum. Bakın, Sağlık Bakanlığının 2014 bütçesi 18 milyar civarında, 18 milyar 647 milyon 271 bin lira. Peki, Başbakan ne diyor? Efendim "Biz sağlığa yaklaşık 76 milyar para ayırdık." Hoppala! Nereden çıktı bu 76 milyar? Hani senin Sağlık Bakanlığı bütçen 18 milyardı. 18 milyar nere, 76 milyar nere? Yine, AKP, bilerek yanlış ve abartılı rakamlar kullanarak halkı yanıltıyor. Nereden geldi bu 76 milyar? Efendim "SGK'nın da harcayacağı paraları biz Sağlık bütçesine koyduk." E, be kardeşim, SGK'da biriken paralar kimin parası? Herkesin ödediği vergilerden Millî Eğitime, Millî Savunmaya bütçe ayırıyorsun, sağlığa da ayırıyorsun. Ayrıca, biz, vatandaşlar olarak size sağlık primi ödüyoruz. O primleri biriktiriyorsunuz, SGK'nın geri ödemesini bize "Ben 76 milyar para ayırıyorum." diye yutturmaya kalkıyorsunuz. Bu gerçekten ayıptır ve hiçbir şekilde kabul edilemez.

Peki, 18 milyar üzerinden gidelim. 18 milyar lirayı nasıl ayırdınız Sayın Bakan? Hani bizim sağlığımızı koruyacaktınız ya, hani vatandaşlarımız hasta olmasın diye uğraşacaktınız ya, bakın, nasıl harcamışsınız: Yüzde 60,5'ini personel giderlerine harcamışsınız, yüzde 30'unu mal ve hizmet giderlerine, sadece yüzde 9'unu yatırıma. Yani, Anayasa'mızın, sağlığın korunması için size verdiği görevi siz olduğu gibi SGK'ya devretmişsiniz. Yani, SGK diyor ki: "Ben, kimin tedavi olacağına, kimin hangi şekilde tedavi edileceğine ve kimi tedavi edip kimi tedavi etmeyeceğine karar veririm Sağlık Bakanı, sen de ancak beni izlersin." Bu da gerçekten bir hekim olarak beni utandırıyor. SGK diyor ki: "Kapalı ameliyatları ödemem kardeşim, ağrısız doğumu ödemem, bazı kaliteli malzemelerin parasını ödemem, bazı ilaçları hiç ödemem." Ne yapacak vatandaş? Cepten ödeyecek. Birazdan size vatandaşın cebinden ne kadar para çıktığını da rakamlarla söyleyeceğim. Hepsinden önemlisi, SGK diyor ki değerli arkadaşlarım: "Fark ve katkı payı ödemezseniz hiç kimseye sağlık hizmeti vermem." Hadi buyurun, Sağlık Bakanı olarak verdirebiliyorsanız verdirin, görelim. Siz iktidara geldiğinizde "Nüfus cüzdanıyla herkes sağlık hizmeti alacak." derken şimdi "Para cüzdanın yoksa sağlık hizmeti alamazsın." noktasına getirdiniz sağlığımızı. (CHP sıralarından alkışlar) Maalesef, halk bunu biraz geç anladı ama çok yakında bunun hesabını soracak.

Değerli arkadaşlarım, bakın, ben rakam üretmeyeceğim, Sağlık Bakanının kendisinin ürettiği rakamlardan yola çıkarak bazı şeyler söyleyeceğim. Diyor ki Sağlık Bakanı kendi bütçe sunumunda: "Toplam sağlık primlerinin sağlık giderlerini karşılama oranı yüzde 85." Yani, ne demek? Vatandaştan topladığın paralarla sen sağlık hizmeti veriyorsun ve verdiğin hizmetin yüzde 85'ini vatandaş prim olarak zaten sana ödüyor. E, bunun üzerine sen katkı payı alıyorsun, katılım payı alıyorsun yani kâra geçiyorsun ve utanmadan... Bu ülkede dolar milyarderi de, asgari ücretlisi de, işsizi de, herkes ama herkes fark ücreti ödemek zorunda kalıyor. İşte bu yüzden bu bütçe adil değildir değerli arkadaşlarım, işte bu yüzden bu bütçe ahlaklı bir bütçe değildir, işte bu yüzden bu bütçe ayrışmalara zemin hazırlayan, soygun düzenini getiren bir bütçe olmuştur.

Bakın, rakamlara devam ediyorum, ne kadar mahcup olacaksınız bilmem ama rakamlar çok net konuşuyor, diyor ki: "Sağlık harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılasındaki payı 2001'de yüzde 5,2; 2002'de 5,4; 2012'de 5,4." Hani artmıştı sağlık harcamaları? Rakam olarak artmış olabilir ama gayrisafi millî hasıladaki yani hepimizin alın teriyle oluşturduğu hasıladaki oranı aynı. Siz halkı yanıltıyorsunuz. 2001'deki 5,2; şimdiki 5,4. Hani artış vardı? Hiçbir şekilde bir artış söz konusu değildir. Merak edenler için söyleyeyim: OECD ortalaması da 9,2 yani neredeyse sizin bütçenizin 2 katı.

Şimdi, önemli bir rakam daha söyleyeceğim -yine Sağlık Bakanının kendi hazırladığı cep kitapçığından aldım- bunu da vatandaşlarımızın dikkatle dinlemesini rica ediyorum. Kişi başına cepten harcama -cebimizden sağlığa ne kadar para harcıyoruz- 2002'de 56 lira, 2012'de 157 lira; 3 katı kadar bir artış var. Bunu Sağlık Bakanının kendisi yayınlıyor. Peki, bu 176'yı 76 milyonla çarptığınız zaman ne kadar ediyor biliyor musunuz arkadaşlarım? 12 katrilyon lira para ediyor. Yani, 12 katrilyon lira parayı siz vatandaşın cebinden her yıl çıkarıp alıyorsunuz. Ha, diyebilirsiniz ki: "Enflasyon vardı, şu vardı, bu vardı." Buyurun, dolar hesabı yapalım. Dolar hesabıyla 2002'de cepten harcama 37 dolar, 2012'de 87 dolar yani 2,3 kat, dolar bazında da vatandaşın cebinden kendi sağlığına harcadığı parayı artırmışsınız. Yani, vatandaşın cebinden parasını uçuruyorsunuz, sağlık hizmeti olarak geri veriyorsunuz, sonra diyorsunuz ki: "Vatandaşım, beni alkışla, ben sana sağlık hizmeti verdim." Yok böyle bir şey Sayın Bakan. Siz vatandaşın cebinden aldığınız paralarla bu hizmeti yapıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu da vatandaşın bilmeye hakkı var ve bu 12 katrilyon lirayı ne yaptığınızı burada çıkıp söylemek zorundasınız.

Buraya kadar anlattıklarım şanslı kesimi ilgilendiriyordu değerli arkadaşlarım yani sağlık sigortası olanları ilgilendiriyordu. Beterin beteri var mı? Var. İşte, buyurun, sağlık sigortası olmayanlar. Milyonlarca insanın sağlık sigortası yok. Niye yok? Ya gelir testini geçemedi; o komik rakamlarınız var ya, asgari ücretin üçte 1'i, ya onu geçemedi veya gelir testi yaptıramadı. O yüzden bu insanlar sağlık hizmeti alamıyorlar. Şimdi, siz, seçimler yaklaştı, milyonlar sağlık hizmeti alamıyor, gördünüz. Ne yaptınız? Af çıkarıyorsunuz. E, yakıştı mı Sayın Bakan, yakıştı mı? Yani, bunca zaman, insanlar... Ben buradan bağırdım: "Ölüyorlar." İnanmadınız, şimdi inandınız. Ama, ne zaman? Seçim zamanı inandınız. Seçime gelirken bu insanlara af çıkarıyorsunuz.

Üniversitelerin durumu nasıl? Üniversitelerin durumu yani artık anlatmaya dilim varmıyor. Hani siz hoca farkını kaldırıyordunuz, hani siz bıçak parasını kaldırıyordunuz Sayın Bakan? Yeni getirdiğiniz yasayla yeniden hoca farkı getiriyorsunuz. Eskiden, iyi kötü, ahbap çavuş ilişkisiyle, sosyal adaletle, her ne olursa olsun -beni hekim arkadaşlarım çok iyi anlıyorlar- insanlar hocalara ulaşabiliyorlardı. Şimdi, sizin sayenizde, hocalara sadece ve de sadece parası olanlar ulaşıyor, ya hastanede ulaşıyorlar ya özel hastanelerde ulaşıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yaptığınızı kesinlikle halkımız, asla ve de asla affetmeyecektir.

Tam gün ne oldu Sayın Bakan? Hani sizin tam gününüz? Hani tam gün yapacaktınız? Tam günü tam fiyaskoya çevirdiniz. Ne demek hekimlerin yarısı çalışabilir dışarda, yarısı çalışamaz? Üstelik de hocalara diyorsunuz ki: Git dışarı çalış, kazandığının yarısını getir bana, ancak o zaman seninle anlaşırım. Neresinden baksam...

Taşeronlardan söz etmeden geçemem. 2002'de taşeron 10 binler civarında, 2013'te 150 bin civarında ve bu taşeronlar şükrediyorlar "Taşeronuz, Allah'a şükür, yiyecek ekmek buluyoruz." diye. Ama siz onların emeğini sömürüyorsunuz ve onlar size intizar etmeye devam edecekler Sayın Bakan.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)