| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 14.12.2013 |
CHP GRUBU ADINA DOĞAN ŞAFAK (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2014 yılı bütçesinde Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına ayrılan bütçe üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım.
Konya Ovası Projesi, 1907 yılında çalışmalarına başlamış, 1913 yılında tamamlanmıştır. Bu büyük proje o dönemde dünyanın önde gelen projeleri arasında yer almıştır.
Ülkemizin ilk resmî sulama projesi olan ve GAP'tan sonra en büyük sulama yatırımı olma özelliğini taşıyan, Devlet Su İşleri tarafından uygulanmaya başlanan projelere "Konya ovaları projeleri" denilmiştir.
Bir bölgenin, hele su yetersizliği olan bir bölgenin tek başına tarımla kalkınması zor olacağından ve mevcut projeleri farklı kurumların yürütmesi nedeniyle koordinasyon sağlanması gerektiğinden, bölgedeki proje uygulamalarını koordine edip izleme ve değerlendirme görevini yürütecek bir yapıya ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla 2011 yılında KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. KOP İdaresinin kurulmasıyla tarım ve sulama yanında diğer sektörleri de içeren kapsamlı, bütünleşik ve çok sektörlü bir bölgesel kalkınma projesi amaçlanmaktadır. KOP Konya, Aksaray, Karaman, Niğde illerini kapsamaktadır.
KOP projesi, tarihi süreçte, dünyanın önde gelen projeleri olma özelliğini yitirmeye başlamıştır. 60'ıncı Hükûmet döneminde Hükûmet yetkilileri bu projenin toplam maliyetinin 1 milyar lira olduğunu söyleyerek bunun yüzde 9,5 oranının Niğde'ye yatırım olarak geleceğini söylemişlerdir, diğer illere de bazı oranlar vermişlerdir. KOP dâhilinde Niğde ve diğer illere henüz ciddi bir yatırım gelmemiştir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin tarım ambarı sayılan Konya Ovası'nın su rezervleri hızla tükenmektedir. KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı, kendi ağzıyla, basına vermiş olduğu demeçte "kral çıplak" demiştir. KOP'un önemli bölümü ve bölge illeri kuru tarım yapmaktadır, sertifikalı buğday ve arpa üretip satmaktadırlar. Çiftçimizin en büyük sıkıntılarından biri, gelirlerinin sulu tarım yapanlara oranla çok daha az olmasıdır.
Diğer çiftçilerin, elektrik borçlarından dolayı hayatları felç olmuştur. Tarımda kullanılan enerji fiyatlarının bu Hükûmet döneminde maliyetleri tahammül boyutlarını aşmıştır. 140 bin tarımsal sulama abonesinin yüzde 80'inin MEDAŞ ve enerji şirketlerine borcu vardır. Toplam borç, faiziyle birlikte, 2,5 milyar liranın üzerinde, yüzde 40'ının elektriği kesik durumdadır.
Türkiye'nin ekili alanlarının yüzde 75'ini tahıl ürünleri kaplamaktadır, bunlar buğday, arpa, çavdar, yulaftır. Bu ürünler para etmemektedir. Ayrıca, KOP bölgesinde ağırlıklı olarak üretilen pancar, lahana, buğday, ayçiçeği gibi ürünler artık köylüye gelir getirmemektedir.
Bu bölgede ürün dokusunun değiştirilmesi konusunda da ilgili makamlarla koordineli çalışmak gerekmektedir.
Türkiye, bu Hükûmet döneminde de; Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından ikinci büyük ili olan Ankara'nın yüz ölçümü kadar, 2,5 milyon hektar alanı tarımda işlemekten vazgeçmiştir. Yanlış politikalar sonucu boş bırakılan tarım alanının büyüklüğü ise ülkemizdeki 8 ilin toplam alanını geçmiştir, toplam 20 bin kilometrekaredir.
2002 yılında tarımdan geçimini sağlayan çiftçi, üretici sayısı 7 milyon 400 bin iken, 2012 yılı itibarıyla bu rakam 5 milyon civarındadır yani 2 milyon üretici üretimden elini çekerek göç etmiştir.
Burada, zamanımız kısıtlı olduğu için kısaca değinmek istiyorum.
Karapınar'da yapılacağı duyurulan termik santralle ilgili toplam su ihtiyacının 2 milyar tondan fazla olduğu belirtiliyor. Buna karşılık Konya Havzası'nda 1,5 milyar tondan fazla su olmadığı belirtilmektedir. KOP bölgesinde yatırım yapılırken bütün bu çelişkiler, sorunlar da dikkate alınarak yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Devlet Su İşlerinin tahminlerine göre, Mavi Tünel Projesi'yle Konya Ovası'nda 220 bin hektar alan daha sulu tarım yapma imkânı olacağı söylenmektedir. Bu hesaba göre; proje sonrasında bile ovada en fazla 1,1 milyon hektar sulu tarım yapılabilecektir. Geriye kalan büyük bölümü yani 1,9 milyon hektar alan kuru tarım yapmaya devam edecektir.
Mavi Tünel Konya Ovası'nı suya doyuracak bir proje değildir. Bölgenin tarımsal geleceğini planlarken bu gerçeği göz ardı etmemek gerekiyor. KOP on yıl boyunca Konya Ovası'nın zaten sulak olan güneyini kapsamaktadır. Oysaki, Konya-Ankara istikametindeki arazilerin, Konya-Aksaray ve Konya-Ereğli, Konya-Niğde istikametini kapsaması daha doğru olacaktır.
Mavi Tünel denince, genel algı ovanın bütün su ihtiyacını karşılayacağı yönündedir.
Kurumun başındaki yetkililer, ovanın, tedbir alınmadığı takdirde, otuz yıl içinde bölgedeki yer altı sularının biteceği uyarısını yapıyor. Fakat, Devlet Su İşleri konuyla ilgili herhangi bir tedbir almamaktadır.
Ayrıca, KOP Başkanı, Devlet Su İşlerinin Mavi Tünel'le ilgili 220 bin metreküp alan sulaması tahminini çok iyimser buluyor. Bu tahminin gerçekleşmesi durumunda, bölgede sulu tarım yapılabilen alanın yüzde 33'ü geçmeyeceğini hatırlatıyor. Bu tabloya karşılık, ovada sulu tarıma yönelişin artmasının, çok fazla su isteyen tarım ürünlerinin öne çıkması ile bunların katma değerinin çok daha yüksek olduğunu ve bölgenin en büyük çelişkisinin ironik bir durumda olduğunu itiraf ediyor. Bunun için, Konya ve çevresiyle ilgili yapılması gereken en önemli proje, Mavi Tünel gibi çalışmalarla bölgenin su miktarını biraz daha arttırmak değil, kapsamlı bir kırsal kalkınma programı hazırlayarak bunu uygulamaya geçirmektir.
Değerli milletvekilleri, 27 Aralık 2012 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu'nun soru önergeme verdiği cevapta, Konya Ovası'ndaki sulamada kullanılacak su miktarı için Konya Eylem Planı hazırladığını, bu planda Konya Ovası'nın yer altı suyu rezervinin hesaplandığını ve buna karşılık sulanabilir alanların belirlendiğini belirterek, tarıma göre su değil, suya göre tarım yapılmasının zorunlu hâle geldiğini belirtmiştir. Ayrıca, Sayın Bakan, yer altı suyu kullanımının en yoğun olduğu Konya Kapalı Havzası rasat kuyularında ölçülen yer altı suyu seviyelerinden elde edilen neticelere göre herhangi bir tedbir alınmadığını da dile getirmiştir.
KOP'un birçok sorununun olduğunu bilmemize rağmen, ayrılan bütçenin yetersizliğini belirtir, programın revize edilmesinin altını çizer, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)