| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 14.12.2013 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü kurumlarının bütçeleri üzerine söz almış bulunuyorum ancak bu kurumlarımızın bütçelerini konuşurken havadan ve sudan da bahsetmek istemiyorum. Fakat hava kadar, su kadar önemli olan demokrasi, özgürlükler, kişinin kimliğini, dilini, dinini özgürce yaşayabilmesi ve kendini ifade edebilmesi üzerine bir şeyler söylemek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 3 Kasım 2002 seçimleriyle oluşan Parlamento ve işbaşına gelen Hükûmetimiz, on bir yıllık süreç içerisinde çok önemli reformlar gerçekleştirmiş, demokratikleşme yolunda çok cesur adımlar atmıştır. Bugün de "çözüm süreci" başlığı altında yapılan çalışmayla Türkiye'nin ayağındaki prangaların en büyüğünden, terör sorunundan inşallah kurtulunacaktır. Kökü çok gerilerde olan bu sorun, 80'li yılların ortalarından itibaren artık bir alev topu hâline dönüşmüştür. Kamu bürokrasisi de bu tarihten sonra meseleye tamamen asayiş eksenli bakmaya başlamıştır. Böylece bir semptom olan terör, hastalığın yerine ikame edilerek sorun sadece ama sadece terörle mücadeleye indirgenmiştir. Güvenlik ve asayişe indirgenen mücadeleyle, fiilî anlamda yurttaş ile terörist ayrımı göz ardı edilmiştir. Olağanüstü hâl, geçici bir tedbir olmaktan çıkmış ve yirmi dört yıl sürdürülerek kendi başına ayrı bir hukuksal ve idari düzeni ifade etmeye başlamıştır. Böylelikle mesele köy boşaltmalarına kadar varacak bir ötekileştirmeye dönüşmüş ve 90'lı yıllar bu şekilde heba edilmiştir.
2002 yılına gelindiğinde ise AK PARTİ iktidarıyla birlikte iç barışı güçlendirecek, huzurumuzu tahkim edecek adımlar bir bir atılmaya başlanmıştır. Bugüne gelinene kadar AK PARTİ iktidarı bir yandan millet iradesine halel gelmemesi için, kapatılma tehditleri altında, darbe senaryoları içerisinde vesayetle mücadele etmiş, bir yandan da hak ve özgürlükler konusunda önemli reformlara imza atmaktan geri durmamıştır.
Türkiye değiştikçe, şartlar iyileştikçe ve olgunlaştıkça, dirençler ortadan kalktıkça, siyaset bir hak arama yöntemi olarak, bir sorun çözme yöntemi olarak daha fazla güç kazandıkça yapılan reformlar da o nispette büyüyecektir. Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü, siyasetin çözüm değil çözümsüzlük arayışı içerisinde üretildiği ortamda AK PARTİ iktidarı hak ve özgürlükler noktasında kararlılıkla yoluna devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, aslolan hak ve özgürlük taleplerinin siyasi bir zeminde, demokratik bir kültürle, şiddetin, silahın dışlandığı bir ortamda siyasetin meşru araçlarıyla dillendirilmesidir. Ancak, bugün karşılaştığımız tablo Hükûmetin cesur adımları karşısında muhalefetin istismar gayretidir. Çözüm gerçekleştiğinde beslendikleri ve varlık sebepleri kaos ortamının ortadan kalkacağından korkanlar huzur ortamının ortaya çıkmaması için her türlü dejenerasyonu ve dezenformasyonu yapmaktan hiç çekinmemektedirler. Hâlâ silahın gölgesinde siyaset yapanlar, hâlâ silahın yardımıyla mazlum vatandaşa siyasi tercih dayatanlar bir provokasyon olduğu apaçık ortada duran ve her seçim öncesi tekrar tekrar sahnelenen Yüksekova'daki hadiseyi bile ateşe benzin dökerek büyütme gayretinde olmuşlar, bu ve benzeri olaylardan medet umar hâle gelmişlerdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kan ve gözyaşı telkin edenler bu saiklerle siyaset yaptıkları müddetçe başarılı olamayacaklar ve siyasi zeminlerini de kaybedeceklerdir. Artık kan ve gözyaşı miadını doldurmuştur.
Bu ülkede artık kamu alanını otoriterleştiren, bu alanı kendi tanımladığı makbul vatandaşa benzemeyenlere cehennem hâline dönüştüren bir devlet anlayışı yoktur. Artık devletin ali menfaatlerini milletin üstünde tutan bir iktidar da yoktur. Halkımız, özellikle de Kürt vatandaşlarımız kendilerini kavgaya, tartışmaya, huzursuzluğa zorlayan siyasi anlayıştan ve onun mahalle baskısından bıkmışlardır. Vatandaşlarımız hizmet beklemekte, müreffeh bir biçimde huzur içerisinde yaşamak arzusundadırlar. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını kedine bir yol haritası olarak benimseyerek tahriklere, kanlı provokasyonlara rağmen, kendisine yönelik doğrudan terör eylemlerine ve tehditlerine rağmen, millî iradeye, sandığa, demokrasiye yönelik her türlü saldırıya, her türlü kışkırtmaya rağmen AK PARTİ değişim iradesinden bir nebze olsun geri adım atmamıştır.
Temel hak ve özgürlüklerin genişletildiği, ülkenin demokratikleştirildiği, millet için büyük hizmetlerin sunulduğu sessiz devrim cesaret ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir.
2014 bütçesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)