GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:30
Tarih:13.12.2013

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz hafta Zonguldak'ta meydana gelen kaçak ocak faciasında 3 yurttaşımız, 3 canımız ocak içerisinde havasızlıktan boğularak yaşamını yitirmiş, iş cinayetine kurban gitmiştir. 24 yaşındaki İsmail Altun, 53 yaşındaki Yaşar Özerdoğan ve 54 yaşındaki Mustafa Özalpuğan Bartın ilinin Amasra ilçesinden ailelerinin ve çocuklarının geçimini sağlayabilmek, karınlarını doyurabilmek, borçlarını ödeyebilmek için Zonguldak'a çalışmaya gitmişlerdi. Hiçbir iş güvenliği tedbiri alınmamış, âdeta bir köstebek yuvasını andıran kaçak maden ocağına çalışmak için giren bu hemşehrilerimin oradan cansız bedenleri çıkarıldı. Bu dram ne ilk ne de sondur, yaşanan ne ilk ne de son cinayettir. Son yirmi yılda kaçak ocaklarda 112 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Uzun yıllardan beri süregelen ve kadın-erkek, çoluk çocuk hep birlikte çalışmanın yürütüldüğü, hiçbir can güvenliği önleminin alınmadığı, mühendislik bilim ve tekniğinin söz konusu bile olmadığı kaçak kömür ocağı faaliyetleri Zonguldak'ın ve bölgenin kanayan bir yarası olmaya devam etmektedir. Kaçak maden ocakları herkesin bildiği ama hiç kimsenin çözmeye yanaşmadığı veya yanaşamadığı bir sorun olarak ortada durmaktadır. 1980'li yıllardan sonra neoliberal politikalarla başlayan, AKP iktidarı döneminde dolu dizgin devam eden bu düzen böyle sürüyor ve sanki kaçınılmaz, önlenemez bir oluşummuş gibi devlet seyrediyor. (CHP sıralarından alkışlar) Yeni bir kaçak ocak cinayeti meydana gelinceye kadar her şey unutuluyor. Devletin, hiçbir can güvenliği önleminin bulunmadığı böyle yerlerde çalışmanın önüne geçecek denetlemeleri yapması esastır. Bunun yanında, devletin görevi insanların işsizlik nedeniyle nasıl bir çaresizlik içerisinde olduklarını algılayarak istihdama yönelik politikaları uygulamak için bir an önce harekete geçmektir. Çünkü, çaresizlik yöre insanlarını güvensizlik ve güvencesiz, köstebek yuvası gibi kör kuyularda sefalet ücretiyle çalışmaya itmekte, devlet de bunu seyretmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)

Devlet işsizini ölüme terk edemez, devlet insanlarını açlıktan ölmek ya da kazalarda ölmek noktasına sürükleyemez, devlet her şeyden önce vatandaşlarının can güvenliğinden sorumludur.

Maden mevzuatında, iş güvenliği mevzuatında tüm önlemler alınmasına rağmen, tamamen uygulamadan ve denetim eksikliğinden kaynaklanan bu cinayetler sistemli bir hâl aldıysa, devletin bu anlamda görevini yapamadığı ortaya çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, mühendislik faaliyetleri olmadan, iş güvenliği tedbirleri alınmadan, projelendirilmemiş, ruhsatı alınmamış bu yerlerde madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine müsaade etmek insan hayatını hiçe saymaktır. Ruhsat alınmadan maden ocağı işletilmesi, Maden Kanunu'nun 12'nci maddesine göre devlet ile mülki idare tarafından engellenmesi gerekirken, bu konuda neden hiçbir çalışma yapılmamaktadır? İhbar üzerine kapatılmış olan kaçak ocakların tekrar açılması neden engellenmemektedir? Devletin tek görevi mevzuat hazırlamak olmayıp aynı zamanda mevzuatın takip edilmesi, denetleme ve bunun için gerekli altyapının sağlanması olmalıdır. Bu denetimleri yeteri kadar yapmayıp bu kaçak ocakların çalıştırılmasına göz yumanlar, cinayet olarak kabul ettiğimiz bu ölümlerin vicdani ve hukuki sorumluluğunu üstlerinden atamazlar. Hükûmet, devlet olmanın gereğini yerine getirmediği müddetçe bu tür kaçak ocak faciaları ne yazık ki yaşanmaya devam edecektir.

Sözlerimi burada bitirirken, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor ve yetkililerin sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini talep ediyorum.

Saygılarımla. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)