GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:30
Tarih:13.12.2013

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2014 yılı Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine Genel Kurula bilgi arz etmek üzere söz aldım.

Sözlerimin başında şunu ifade ederek başlamak istiyorum: Bu yıl, 2014 yılı bütçesi son otuz yıl içerisinde Adalet Bakanlığına tahsis edilen en büyük bütçe. Bu açıdan Hükûmetimize adalet hizmetlerini geliştirmek üzere bu fedakârlığından dolayı teşekkür ederek sözlerime başlıyorum ve otuz yıl sonra bütçe içerisinde 1,72'lik bir paya ulaştı adalet bütçesi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yargıya ilişkin konularda grupları ve şahısları adına değerlendirme yapan değerli milletvekillerimize, katkı sunan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Gerek bütçe görüşmeleri gerekse diğer vesilelerle adalet sistemimize ilişkin tüm hususları açık yüreklilikle paylaşmaktan bugüne kadar kaçınmadık. Parlamentomuz ve kamuoyumuzun sorunlardan, kaydedilen gelişmelerden ve planladıklarımızdan haberdar olmasını arzu ediyoruz. Günümüzde ve gelecekte değişim sürecinin tam olarak anlaşılabilmesi ve yapmaya çalıştıklarımızın açıkça ifade edilebilmesi bu şekilde mümkün olacaktır. Demokratik bilincin gereği olarak, adalet sistemimizle ilgili sorunlu alanları, niyetimizin ne olduğunu, varmak istediğimiz noktayı her zaman tüm açıklığıyla ortaya koymaya çalıştık. Bugün de bütçe görüşmeleri vesilesiyle bulunduğumuz noktayı, hangi noktaya geldiğimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Huzurlarınızda bir kez daha ifade etmek istiyorum: Bizim amacımız sorunsuz işleyen bir adalet sisteminin ülkemize kazandırılması, demokratik hukuk devletinin evrensel kabul görmüş ilkelerinin hayata geçirilmesi, özgürlüklerin genişletilmesi ve sonuç olarak, halkımızın güven ve refah içinde hayatını sürdürmesine elverişli bir sisteme kavuşmasıdır. İnsan haklarına saygılı ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasinin ülke yönetimine hâkim kılınması günümüz medeniyetinin temelidir. İşte, tüm bunlardan dolayı hedefimiz adalet ve özgürlüklerin çıtasını hep daha yükseğe taşımak olmuştur. Bunun için her kesimin önyargılarından arınarak konuya ortak bir yaklaşım tarzı geliştirmesi gerektiğine de inanıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; adalet sistemimiz son yıllarda önemli gelişmeler kaydederek âdeta kabuk değiştiriyor. İyi bir mevzuat altyapısının sağlanması, insan kaynaklarının güçlendirilmesi ile teknik ve fiziki altyapının yenilenmesi alanlarında önemli gelişmeler yaşandı.

Değişimin diğer bir boyutunu ise zihinsel altyapı oluşturmuştur. Gelişen Türkiye'de daha iyi adalet hizmeti talep eden toplumun beklentilerine cevap vermeye başlayan bir yargı sistemine sahip olma çabalarımız sonuçlarını vermeye başlamıştır. Bugün için adalet sistemimiz hizmet odaklı bir anlayışa gelmiştir. İnsan haklarına saygıyı esas alan ve çözüme odaklanmış adalet sistemine doğru yol alıyoruz. Bu yolda ilerlerken belirlediğimiz politikalar adım adım hayata geçiyor. İnsan kaynakları yaklaşımımız; hâkim, savcı ve personel sayısının artırılması ile eğitim hizmetlerinin geliştirilmesini içeren ve bu konuda önemli sonuçlar alan projelerdir. İnsan kaynaklarına paralel değişim gösteren bir diğer alan ise teşkilat yapımızdır. İlk derece mahkemeleri ve yüksek yargı organlarının güçlendirilmesi için almış olduğumuz önlemler bu cümledendir.

Önemli gelişmeler yaşadığımız diğer bir alan ise mevzuat altyapımızdaki değişikliklerdir. Temel mevzuatın yenilenmesi önemli ölçüde tamamlanmıştır. Bunun yanı sıra yargının hızlanması ve insan hakları uygulamalarının geliştirilmesi için hazırlanmış yargı paketlerinin yasalaşması sağlanmıştır. Şimdi ise süreç içerisinde uygulama takip edilerek verimlilik ve iyileştirme adına gerekli müdahaleler devam etmektedir. Zira mevzuat alanının güncelliği dinamik bir yaklaşımı beraberinde getirmektedir.

Önem verdiğimiz bir diğer alan ise altyapı hizmetleri olmuştur. Bu kapsamda ülkemizin dört bir yanında yeni adalet sarayları yükselmiş ve yükselmeye devam etmektedir.

Altyapıya ilişkin önemli bir değişim ise bilişim altyapımızda yaşanmıştır. Bugün, adli birimlerde yargısal ya da idari tüm işlemler bilişim sistemi üzerinden yapılabilmektedir.

Tüm bunların yanında, ceza ve infaz kurumlarımızın modernleşmesi için de önemli adımlar atılmıştır. Öte yandan, infaz anlayışı çok boyutlu hâle getirilmiştir. Denetimli serbestlik, adli kontrol ve şartlı tahliye kapsamında geliştirilen seçimlik ve bireyselleştirilmiş infaz yöntemleri, elektronik kelepçe gibi uygulamalar bu çok boyutluluğun birer örneğidir.

Ülkemizde insan hakkı ihlallerine ilişkin şikâyetleri tamamen ortadan kaldırmak kararlılığındayız. Bunun için çok önemli adımlar attığımızı herkes geçmişte yaşanan acı tecrübeleri düşündüğünde görecektir. Adalet sistemimize ilişkin mevzuat değişikliklerini yaparken dikkat ettiğimiz hususlardan birisi de insan hakkı ihlallerinin sona erdirilmesidir.

Belirttiğim bu çalışmalar dışında birçok alanda yeni politikalar ortaya konularak uygulanmaktadır. Bu yeni politikalar alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, adli yardım, koruyucu hukuk, adli zaman yönetimi, mağdur hakları, mahkeme yönetimi sisteminin geliştirilmesi gibi birçok alanda toplanmaktadır.

Birazdan ayrıntısına değineceğim çalışmalardan da öte, belki de en önemli kazanımımız sistemimizin çözüm kapasitesinin artmış olmasıdır. Tüm adalet kurumları daha iyiye ulaşmak için sürekli bir arayış içerisindedir. Başta Bakanlığımız olmak üzere, yargı kurumlarımızın tümü stratejik planlama çalışmalarına ciddiyetle yaklaşmış ve bu noktada adımlarını atmıştır. Bakanlığımız 2014 yılında, önümüzdeki beş yılda yapacaklarının yer alacağı yeni stratejik planı hazırlamaktadır. Bu plan döneminin de başarıyla sürdürüleceğine olan inancımı paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, özellikle son üç yıldır üzerinde çok yoğun emek harcayarak durduğumuz konulardan bir tanesi de insan haklarıdır. Şükür ki bu konuda önemli mesafe alınmış ve somut gelişmeler yaşanmıştır. Bize göre, sorunlar uluslararası kurumlara taşınmaya ihtiyaç duyulmaksızın ülke içerisinde oluşturulan alternatif yollarla çözülebilmelidir. Bu yolda ilk olarak kurumsal yapılanma ele alınmıştır. İnsan Hakları Daire Başkanlığının kurulması bu alanda atılan ilk adım olmuştur. Bu kurumsal yapılanma vasıtasıyla ilk defa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdindeki süreçler tek tek masaya yatırılmış ve çözümler tartışılmıştır. Tüm bu çalışmalar AİHM'le her aşamada istişareyle yürütülmüştür. Bu çalışmaların neticesi, çözümler tek tek hayata geçirilmeye başlanmıştır. İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun oluşturulması bu alanda önemli bir aşama teşkil etmiştir. Söz konusu Komisyon başka ülkeler tarafından da örnek alınmaya başlandı şu anda. 12 Eylül 2010'da kabul edilen Anayasa değişikliğiyle sistemimize dâhil olan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı ile Kamu Denetçiliği Kurumunun faaliyete geçmesi insan haklarının korunmasına ilişkin standartlarımızı güçlendiren diğer çalışma alanları oldu. Her iki başvuru yolundan da alınan sonuçlar kamuoyumuzun gündemine geldikçe çalışmanın değeri daha da iyi anlaşılacaktır.

Geçtiğimiz süreç içerisinde başta yargı reformu paketleri olmak üzere gerçekleştirdiğimiz mevzuat değişiklikleriyle getirdiğimiz iyileştirmeler de büyük önem taşımaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yayımlanan istatistiklere göre, değerli milletvekilleri, Avrupa Konseyine üye ülkeler arasında en çok şikâyet edilen ülkeler sıralamasında Türkiye 2'nci sıradaydı ama bugün itibarıyla Türkiye, bu en çok şikâyet edilen 2'nci ülkelikten 5'inci ülkeliğe gerilemiştir. Önümüzdeki günlerde bu konudaki tablonun daha da iyiye gideceği açıktır.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Kaç ülke arasında 5'inciyiz Sayın Bakanım?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Onu ifade ettim, 47 Konsey üyesi ülke arasında 2'nci ülkelikten 5'inciliğe gerilemiştir ama bu gerileme trendi devam edecektir.

Âdeta seferberlik ilan ederek yürüttüğümüz tüm bu çalışmalarımız, hâlihazırda Avrupa Konseyi ve Strazburg Mahkemesi tarafından birçok ülkeye model olarak gösterilmeye başlanmıştır. Kasım ayı içerisinde Strazburg'a yapmış olduğumuz ziyarette bu açıkça diğer ülkelerin büyükelçileri önünde de tarafımıza ifade edilmiştir. Diğer yandan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihat veri tabanı olan HUDOC'un Türkçe versiyonu Bakanlığımız ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sekretaryası iş birliğiyle hazırlanarak kullanıcıların istifadesine sunulmuştur. Bu yenilik Avrupa Konseyinin resmî dilleri olan İngilizce ve Fransızcadan başka bir dille yayın yapması bakımından AİHM tarihinde bir ilk olma özelliğini taşımaktadır. 47 üyesi olan Avrupa Konseyi ve bu konseyin mahkemesi olan AİHM'de İngilizce ve Fransızca dışında yayın yapılan 3'üncü dil Türkçe olmuştur.

NAZMİ GÜR (Van) - Davası çok olduğundan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Herhâlde İngilizlerin de, Fransızların da davası çok ki o iki dille yayın yapılıyor.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, uluslararası ilişkilerimizin en önemli parçasını Avrupa Birliğiyle ilişkiler oluşturmaktadır. Bakanlığımız Avrupa Birliğine üyelik müzakereleri çerçevesinde üzerine düşen sorumlulukları sürekli, önemli bir öncelik olarak görmüştür. Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde üzerine düşen tüm önlemleri gecikmeksizin yerine getirmiştir. Bu konuda daha önce görülen savunmacı ve içe kapanık politika terk edilerek kararlı adımlar atılmıştır. Ülkemiz uyum sürecinde adalet alanında üzerine düşenleri son yıllarda önemli ölçüde yerine getirmiştir. Bu sürecin reform çalışmalarımıza olumlu katkısını burada ifade etmeliyim.

İlerleme raporları üyelik müzakerelerinin yürütülmesinde önemli enstrümanlardır. Çalışmalarla gelinen nokta bunlar vasıtasıyla ortaya konulmaktadır. Ortaya konulan değerlendirmelerin tümünün doğru ya da yanlış olduğunun söylenmesi işin tabiatı itibarıyla mümkün değildir. Dönemimizde her ilerleme raporunda geniş biçimde olumlu gelişmelerden bahsedilmiştir. Reform çalışmalarımızın uluslararası arenada anlaşılıyor olması bizleri daha da mutlu etmektedir. Eleştiriler büyük bir titizlikle inceleniyor ve çalışmalarla bu eleştirilerin giderilmesine katkı sunmaya gayret ediyoruz. 2013 yılı ilerleme raporu da bu minvalde ele alınmıştır. Söz konusu raporda tarafımıza eleştiriler yöneltilmekle beraber yargı alanındaki çok sayıda olumlu gelişmeler de ifade edilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; mevzuatımızın tüm yönleriyle gözden geçirilmesi, günün değişen ihtiyaçları yanında toplumu bulunduğu noktadan daha ileriye taşıyacak normların ihdası büyük önem arz etmektedir. Hükûmetlerimizin çalışmalarıyla adalet sistemimizin mevzuat altyapısında çağımızın hukuk devleti ve demokrasi anlayışı ile insan hakları ilkelerine uygun reform niteliğinde değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda son on yılda temel yasalarımızın tümü değiştirilmiştir. Türk Ticaret Yasası, Hukuk Muhakemeleri Yasası ve Borçlar Kanunu ise en son değiştirilen temel yasalarımız olmuştur. Son dönemde gündemimize giren yargı reformu ve demokratikleşme paketleriyle de daha iyi bir adalet sistemine doğru giden yolun âdeta kilit taşları döşenmiştir. Başta Anayasa değişiklikleri olmak üzere mevzuat değişiklikleriyle birçok yeni uygulama ve kurum ülkemize kazandırılmıştır.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; adalet hizmetleri alanında başarı sağladığımız konulardan bir tanesi de insan kaynakları hususudur. Her 100 bin kişiye düşen hâkim sayısı 2002 yılında 7,5 iken, bugün itibarıyla 11,1'e yükselmiştir. Yine her 100 bin kişiye düşen savcı sayısı 4,5 iken bugün itibarıyla 6,2'ye yükselmiştir. Bu artışlar sevindirici olmakla beraber yetersizdir, onu da ifade ediyorum.

Bakanlığımız, eğitim çalışmalarının etkinliğinin artırılması için de büyük çaba sarf etmektedir. Örneğin gelişmiş ülkelerde yargı alanında önemli bir kurumsal aktör olan Adalet Akademimiz de son on yıl içerisinde kurularak bugünkü kurumsallaşmış yapısına getirilmiştir.

Adalet teşkilatı, son yıllarda en önemli gelişmelerden birisini de personel sayısındaki artışta kaydetmiştir. 2002 yılına oranla bu alandaki artış yüzde 100'ün üzerindedir. Önümüzdeki yıllarda yapılacak alımlarla beraber ihtiyaç tamamen giderilmiş olacaktır. Ayrıca, adalet teşkilatına daha önce uzman personel istihdamı çoğu alanlarda bulunmamaktayken sosyolog, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanlık alanları oluşturularak istihdam edilmeye başlanmıştır bu meslek gruplarımız da.

İcra ve iflas sistemimizin etkinliği de önemli çalışma alanlarımızdan birini oluşturmuştur. Bu amaçla Bakanlığımız bünyesinde sadece icra ve iflas işlerine bakacak bir daire kurulmuş ve bu birim icra ve iflas sisteminin etkinliğinin artırılmasına dönük çalışmaları yürütmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzun yıllar yargı sistemimizin altyapı sorunlarının kalıcı biçimde çözülmesi için maalesef planlı bir çalışma yapılamamıştır. Bu kapsamda önemli mesafe aldığımız altyapı çalışmalarından bir tanesi de yargı teşkilatlarımızın görev yaptığı fiziki altyapıdır. Bu konuda Türkiye'de 170'in üzerinde adalet sarayı hizmete sokulmuş ve yenileri de şu anda inşa edilmektedir.

Yine, bilişim sistemi konusunda yaşadığımız gelişmeler son derece önemlidir. Buna en son sesli ve görüntülü bilişim sistemi olan SEGBİS'i eklemek suretiyle önemli bir mesafe kaydettik. SEGBİS, adliyelerden adliyelere, cezaevlerinden adliyelere yönelik görüntülü ifade alma, beyanda bulunma imkânları sağlamak suretiyle birçok zorunlu nakil işlemini de ortadan kaldırmaktadır.

Değerli arkadaşlar, modern ve güvenlikli ceza infaz kurumu inşası suretiyle kapasite sorununun aşılması yolunda önemli çalışmalar yapılmıştır. Yapmış olduğumuz adliye saraylarının yanında ceza infaz kurumlarımızın yapılması sadece kapasite artırımına dönük değildir. Türkiye'deki ceza infaz kurumlarımızın mevcut hâlini inceledik ve bunlar içerisinden standartları uygun olmayan 235 ceza infaz kurumunu kapattık ve bunun yerine 80'in üzerinde yeni ceza infaz kurumu kampüsü şeklinde inşa edildi. Önümüzdeki süreçte şartları el vermeyen, uygun olmayan ceza infaz kurumlarının kapatılmasına devam edilecektir. Bu ceza infaz kurumlarının dönüştürülmesi çalışmalarını sadece yeni cezaevleri yapımı olarak algılamanın doğru olmadığını ifade etmek için bunun altını çiziyorum. Mevcut ceza infaz kurumu kapasitemizi günün modern anlayışına uygun, insanca cezaların infaz edilebildiği kurumlarla değiştirmek, ikame etmek amacıyla bu kurumlar inşa edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizdeki gelişmelerden özellikle adalet alanında kaydetmiş olduğumuz hususları sizlerle konu başlıkları itibarıyla da paylaşmak istiyorum. Burada görüş ve eleştirilerini dile getiren değerli milletvekillerimizin farklı konularda eleştirileri oldu. Elbette ki bu eleştirilerden istifade edeceklerimiz olacaktır. Ancak, şu ana kadar yapılan çalışmalar ile Türkiye'nin katettiği önemli mesafelerden bir kısmını da sizlerle paylaşmak istiyorum doğrusu. Bunlardan bir tanesi ceza infaz kurumlarımızda bulunan hükümlü ve tutukluların durumudur, sayısıdır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de ceza infaz kurumlarımızda bulunan tutuklu hükümlü oranları şu an itibarıyla Avrupa Birliği ortalamalarından da üç puan aşağıya inmiştir.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yapmayın Sayın Bakan ya...

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Çok net ifade ediyorum.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Hükmen tutukluları dönüp başka bir kategoriye koydunuz, Avrupa standartları altına düşürdünüz bir yıl içerisinde Sayın Bakan ya...

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Onu da ayrı söyleyeceğim. O söylediğinizi de, her ikisini de ifade edeceğim.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Bu kadar samimiyetsiz bir rakam nasıl olur ya!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Her ikisi de var. Bu grafikleri sizinle de paylaşacağım.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yapmayın ya.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, 2006 yılında cezaevlerinde bulunan her 100 kişiden 49'u tutuklu, 51'i hükümlü. 2001 yılında her 100 kişiden 50,4'ü tutuklu daha azı hükümlü, yarıdan fazlası tutuklu. Şimdi, bugün gelmiş olduğumuz nokta -şuradaki tutuklu oranlarının düşüş grafiğini görüyorsunuz- yüzde...

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, aynı yıllarda verdiğinizde hükmen tutukluları hangi listeye koydunuz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Onu da söyleyeceğim. Söyleyeceğimi ifade ettim, sabrederseniz...

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - O yıllarda yani yüzde 51 dediğiniz yıllarda hükmen tutuklular hangi tarafta?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sabrederseniz onu da ifade edeceğimi söyledim Sayın Milletvekili.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Onu da beraber söyleyin de bir bilelim yani.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün itibarıyla cezaevlerinde bulunan her 100 kişiden 19,7'si tutuklu, kalanı hükümlü. AB ortalaması yüzde 23,5'tur. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Şimdi, buradan değerli milletvekilimin ifade ettiği hükmen tutuklu olanların da dâhil olduğu rakamlara gelelim. Benim verdiğim tabloda -Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Yargıtayımızın kullandığı kritere dayalı bir rapordur bu- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ilk derece mahkemelerinin karar vermesiyle beraber sanığın artık hükümlü hâline geldiğine işaret etmektedir.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, 2002'de onlar dâhil mi, değil mi onu soruyorum size.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Yargıtayımız da aynı şeyi ifade etmektedir.

Şimdi, geliyorum, hükmen tutukluların da içerisinde olduğu orana. 2001 yılında hükmen tutuklularla beraber tutuklu oranı yüzde 60,4'tür. 2006 yılında hükmen tutuklularla beraber olanların oranı 62,5'tur. Yani tutuklu ve hükmen tutukluların oranı her yüz kişiden 62,5'tur 2006 yılında. Bugün itibarıyla, hükmen tutukluları katsak bile bu oran yüzde 28,2'dir.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - AB ne kadar Sayın Bakan?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Yüzde 62,5'tan yüzde 28'e gelmiş bir rakamdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, yapmayın ya!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ben bu grafikleri değerli milletvekillerimizle de paylaşacağım. Şunu kabul etmek lazım, Türkiye'de...

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Sayın Bakan, 2002'de ne kadar tutuklu ve hükümlü vardı toplam, şimdi ne kadar tutuklu ve hükümlü var?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ona da geleceğim, onu da vereyim. Onu da bir arkadaşımız dile getirdi, denildi ki: "2002 yılında 59 bin kişiyle aldınız..." Ben şöyle söyleyeyim, bir aftan sonraki rakamdır 59 bin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - 57 bin.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 57 bin, 59 bin, var hepsinin grafiği burada. 57 bin bir önceki sene.

Değerli arkadaşlar, 1999 yılında -boş verin 2002'yi- Türkiye'de cezaevlerinde bulunan hükümlü, tutuklu sayısı kasım ayı itibarıyla 72.417'dir.

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Şimdi ne kadar?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bundan sonra af çıkartılmıştır, o rakam aşağılara inmiştir...

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ya, af çıkmış ya Sayın Bakan sonuçta.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ...ama aflardan sonra derhâl eski rakama doğru bir toparlama hareketi gelir.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, sonuçta af çıkmış mı? O rakama inmiş mi?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bugün itibarıyla 144 bindir. Evet, bunları çok net ifade ettim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - 2003'te kaç?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin kat etmiş olduğu mesafe... (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı konuşmalar) Cezaevlerindeki hükümlü-tutuklu oranları itibarıyla çok önemli bir mesafe kat etmiştir Türkiye. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, Avrupa Komisyonu da bunları ilerleme raporlarında çok net ifade etmiştir. Bu kürsüden çok değişik değerlendirmeler yapıldı, eleştiriler yapıldı. Hepsini dikkatlice takip ettim.

Bakınız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önünde Türkiye en çok şikâyet edilen 2'nci ülkeydi, 16.900 dosyamız vardı Strazburg Mahkemesinde. Bugün itibarıyla, Türkiye'nin, Strazburg Mahkemesindeki dosyası son on bir ayda 16.900'den 11.200'e inmiştir ve Türkiye 2'ncilikten 5'inciliğe gerilemiştir. Bu gerileyiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeki bu iyileşme bundan sonra da devam edecektir.

Değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili çok tedbirler aldık. Bir tanesi: Mevzuatımızda ihlal almamızı sağlayan kanunları süratle değiştirdik. Bu Parlamentoda beraberce yaptığımız dördüncü yargı paketi içerisinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu ihlal kararlarının gerekçelerini ortadan kaldıran önemli değişikliklere imza attık. Bunun sonucunda, hâkim ve savcıların, AİHM içtihatlarına uyumlarını, uyumlu davranmalarını terfilerinde bir kriter olarak getirdik ve İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını Türkçeye çevirerek hâkim, savcılarımızın uygulamasına açtık, istifadesine açtık. Hâkim ve savcılarımızı Strazburg Mahkemesine, dünyanın değişik merkezlerine, insan hakları uygulamalarını yerinde görmek üzere çalışma ziyaretleri için gönderdik. Bunlar çok önemli çalışmalardı ve şimdi bu çalışmaların meyvesini alıyoruz ve bugün Strazburg'a giderseniz gerek Avrupa Konseyinde...

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, bütün cezaevleri kapasitesinin 3 katı tutuklu ve hükümlüyle dolu, 3 katı. 300 kişilik cezaevinde 900 kişi kalıyor...

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ... gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye modelinden bahsediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki performans açısından Türkiye diğer Konsey üyesi ülkelere örnek gösterilmeye başlandı. Bundan rahatsız olmamak lazım. Bu gelişmeleri daha da teşvik etmek lazım.

Bakınız, Parlamentoda yapmış olduğumuz son yasal çalışmadan sonra Tazminat Komisyonu kurduk ve burada ortaya çıkan sonuçları sizinle paylaşmak istiyorum: Bu komisyona 4.493 dosya başvurdu, kısa süre içerisinde bu dosyalar karara bağlandı. Yüz iki günde karara bağlanıyor, on iki- on üç günde infaz ediliyor, yüz on beş günde anahtar teslim, ihtilaflar sonuçlandırılıyor. Şikâyet eden vatandaşımız memnun, üç buçuk-dört ayda alacağıyla, hakkıyla buluşuyor; Türkiye memnun, ihlal almıyor, vatandaşıyla kendi anlaşarak sorunu çözüyor; İnsan Hakları Mahkemesi memnun, önündeki iş yükünü azaltmış oluyor. Dolayısıyla çok hayırlı bir iş yaptık. AİHM kazandı, Türkiye kazandı, vatandaşımız kazandı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Esas olan, bu ihlallerin ortaya çıkmasını engelleyecek adımlar atmaktı ki, onları da sizlerle beraber yerine getirdik.

Şimdi, her arkadaşımız kendi penceresinden birtakım değerlendirmeler yaptı. Ancak bu değerlendirmeler içerisinde biraz önce sizlerle paylaşmış olduğum grafikler, tutuklu, hükümlü oranları Londra merkezli Essex Üniversitesinin istatistik sitesinden alınmıştır. Bizim kendi tuttuğumuz istatistik değil bunlar. Bütün Avrupa'yı ve dünyayı takip eden, cezaevi uygulamalarını takip eden Essex Üniversitesinin verileridir bunlar; bu bir.

İkincisi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki performansımızdaki iyileşmeler ortadadır.

Üç; Avrupa Komisyonunun 2013 Türkiye İlerleme Raporu'na bir bakalım. Bu raporda Türkiye'nin yargı sistemine dönük eleştiriler var. Bu eleştirileri dikkatle inceliyoruz ve burada Türkiye'nin atması gereken adımları hassasiyetle atmaya gayret ediyoruz. Her şeyi bitirdik gibi bir iddiamız yok, eksiklerimizin farkındayız ve bu eksiklikleri de gidermek için önemli adımlar atıyoruz. Ama değerli arkadaşlar, bu raporda Avrupa Komisyonu adalet konusuna şimdiye kadar olmadığı kadar geniş bir yer ayırmıştır ve burada olumlu gelişmeleri peş peşe sıralamıştır. Bunların birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum.

Bakınız, kendi penceremizden değerlendirmeler yapılabilir ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nasıl görüyor Türkiye'yi; Essex, Londra nasıl görüyor Türkiye'yi ya da Brüksel'de Avrupa Komisyonu Türkiye'deki gelişmeleri nasıl görüyor; o tespitler içerisinden alıyorum.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Hiç iyi görmüyor Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2012-2016 Stratejik Planı'nı uygulamaya devam etmiştir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, on yılda kaç kişi ölmüş cezaevinde, kaç kişi intihar etmiş?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - HSYK, Türkiye Adalet Akademisi ve diğer yargı organlarıyla iş birliği yaparak, ülkenin her yanından çok sayıda hâkim ve savcının yeni mevzuat, insan hakları ve yargı etiği konularında eğitim almasını teşvik etmiştir.

Bir başka tespit: HSYK, Adalet Bakanlığıyla iş birliği yaparak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının çevrilmesini ve yayınlanmasını teşvik etmiş ve AİHM tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlaline yol açtığı tespit edilen kararları, verilen hâkimlere bildirilmiştir. Yine HSYK içtihada ilişkin yorumların ortaya konulması ve uygulamadaki hukuki kararların bütünlüğünün ve tutarlığının sağlanabilmesi amacıyla ilk derece mahkemeleri ve yüksek mahkeme üyelerini bir araya getiren hukuki istişare toplantıları yapmıştır.

Sonuç olarak, HSYK kararlarının öngörülebilirliği ve şeffaflığı daha da güçlendirilmiştir. HSYK yargı konularında kamuoyunun bilgilendirilmesine yönelik çabalar kapsamında hâkim ve savcılar arasından basın sözcüleri atamış ve bunlara eğitimler vermiştir. Bu şekilde Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yolları, İnsan Hakları Mahkemesindeki olumlu gelişmeler, tutuklu oranlarının düşmesi gibi birçok olumlu gelişmeler Avrupa Birliğinin ilerleme raporlarında çok net ifade edilmiştir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, söz alarak somut birtakım konularda değerlendirmede bulunan milletvekili arkadaşlarımın da tespitlerine ilişkin birtakım cevapları, kalan süre içerisinde vermeye çalışacağım.

Burada bir değerli milletvekilimiz çözüm sürecine dönük olarak benim bir televizyon programındaki beyanlarımı dile getirdi. Hukuk devletlerinde çözüm süreci konusunda bir adalet bakanı: "Eğer bu suç ise ben bu suçu işliyorum." der mi? diye bir soru sordu. Tabii, bu, bağlamından kopartılarak defalarca dile getirilen bir husus. Bu konunun hassasiyetine binaen olayı sizinle paylaşmak istiyorum; o da şudur: Bir televizyon programında "Çok canlar yandı -benim ifadelerim bunlar- çok kanlar aktı. Her insanın yüreğine ateş düşüren bir süreç yaşadık. Büyük resmi görelim." dediğimde, yapımcı da "Endişeler var. Bir savcı çıkar da eğer dava açarsa zor durumda kalabilirsiniz." diye bana soru soruyor. Ben de diyorum ki: "Bir savcı çıktığında 'Siz niye Türkiye'ye barışı getirmeye çalışıyorsunuz?' diye hesap mı soracaktır? 'Akan kanın, gözyaşının dindirilmesi için niçin gayret sarf ediyorsunuz?' diye mi soracaktır? Bunları yapmaya çalışmak suçsa, evet, şu anda yaptığımız budur. Ben bu işi yapıyorum." dediğimi ifade ediyorum ve devamla "Terör, varlığını bazı sorunların istismarına borçludur. Bu doğrudur ama diğer taraftan terörün istismarıyla kurulan mikroiktidar alanları da mevcuttur ki terörün istismarıyla kurulmuş mikroiktidar alanlarını da ortadan kaldırmak zorundayız." diyorum ve devamla "Bunu yapamazsak, halkın iradesini yönetime yansıtma imkânı bulamayız. Niyetimiz ve gayretimiz her türlü istismarın sona erdirilmesidir. Bu sürecin en büyük amacı terör örgütünün silahlarını bırakması yani suç teşkil eden kanlı eylemlerin sona erdirilmesidir. Bu amacı gerçekleştirmek için girişilen çabaların hangi hukuki değeri ihlal ettiğini düşünebiliriz? Sözünü ettiğim çabalar son otuz yılın suç teşkil eden eylemlerini temize çıkarma gayreti değildir asla, suç teşkil edecek eylemlerin devamını önlemekten ibaret bir gayrettir. Bir fiilin suç teşkil etmesi için yasada gösterilen maddi unsurların suç işlemek kastıyla gerçekleştirilmiş olması gerekir." diye cevap veriyorum.

Değerli milletvekilleri, bizim, çözüm sürecine ilişkin tespitlerimizin aslı esası budur. Onun dışında, değerli milletvekillerimizin çok sayıda tespitleri oldu ama zamanımız çok müsait değil. Hemen şunları ifade etmeme müsaade ederseniz, burada milletvekili arkadaşlarımca birtakım tespitler yapıldı. Bu tespitler içerisinde, ceza infaz kurumlarındaki uygulamalara dönük eleştiriler yapıldı. Biz bu eleştirilerden istifade ediyoruz ama olayı olduğundan farklı gösterme gayretlerini de doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Türkiye'de ceza infaz kurumlarındaki şartlar, hem fiziki şartlar olarak hem infaz sistemine ilişkin şartlar her geçen gün insanileştirilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, insanlar sırt sırta, et ete yatıyorlar. Lütfen ya, hiç olmazsa bu konuda samimi davranın.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyor, bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)