GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:30
Tarih:13.12.2013

CHP GRUBU ADINA HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Bakanlığının bütçesi hakkında konuşacağız bu akşam. Yalnız, bu konuşmaya başlamadan evvel, bize gelen Sayıştay raporlarını size tekrar göstermek istiyorum. Şimdi Enerji Bakanlığıyla ilgili birkaç tane böyle Sayıştay raporu geldi, içeriğine baktığınız zaman da hikâye anlatıyor içinde. Asıl Sayıştay raporları ise bunlar -bir kısmını getirebildim ağır olduğu için- Enerji Bakanlığı hakkındaki Sayıştay raporları.Neymiş? Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) -bazılarının yapısı değişti ama- Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, Türkiye Taşkömürü Kurumu gibi birçok kurumu içine alan Sayıştay raporları. İşte bu Sayıştay raporlarını okursanız gerçek hikâyenin ne olduğunu çok iyi anlarsınız.

Peki, gerçek hikâye ne arkadaşlar? Şimdi, siz buraya geliyorsunuz, bütçeyi görüşüyoruz on gün, hep beraber, üst üste, uzunca saatler burada ve ellerinizi kaldırıyorsunuz talimatla, bu bütçeyi onaylıyorsunuz. Buraya kadar bir şey yok ve yine bu bütçe hakkında, arkadaşlarımız, AKP'li arkadaşlar geliyorlar buraya beşer dakika -belki bürokratlar ama haksızlık yapmayayım- kendi hazırladıkları metinleri burada bize okuyorlar, başarı hikâyesi anlatıyorlar. Tamam, orayı da anladık, Hükûmeti methedecek, gayet doğal, o partinin milletvekilleri. Buraya kadar bir sıkıntı yok ama en büyük sıkıntı bu oyladığınız, kabul ettiğiniz bütçeyi denetlemiyorsunuz. Yani, bir yıl sonra gelip "Bu parayı ne yaptın Sayın Bakan?" diye sormuyorsunuz veya soranlara da karşı çıkıyorsunuz, sormak isteyenleri de engelliyorsunuz, sordurmuyorsunuz. Eğer sordurmuş olsaydınız, bu kitapların her birinde yazmış olan, o başarı değil, yolsuzluk hikâyelerini sizler de öğrenmiş olurdunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Enerji Bakanı, bütçe konuşmasında, 2014 yılı kitapçığının "rapor ve metin" kısmında, 177'nci sayfasında diyor ki: "Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında en ucuz enerjiyi, elektriği, doğal gazı satan ülkeyiz." Ya bu ülkenin okuma yazması yok, ya bu milletvekillerinin hepsi Ali okulundan mezun, ya kimse bu işten anlamıyor. Peki, baktığınız zaman gerçek ne? 34 tane OECD ülkesi arasında benzinde, mazotta, doğal gazda ve elektrikte şampiyonuz arkadaşlar, onları kutluyorum bu şampiyonluklarından dolayı. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, nasıl geldik buraya? On bir yıllık iktidarınız döneminde geldik buraya biz yani yanlış politikalarınız yüzünden geldik. Peki, 2000 yılındaki tüketimin yerli kaynaklardan üretilme veya yerli kaynakları kullanma oranı neydi? Yüzde 33. 2012'de nedir? Yüzde 26. Hani bütçe açığını düşüreceksiniz ya, cari açığı düşüreceksiniz ya, bunun kaynağı nedir? Yerli kaynakları artırmaktır. Siz ne yapmışsınız? Tam tersini yapmışsınız. Yani ne yapmışsınız? Aşağı doğru çekmişsiniz, TTK'yı kapatmışsınız, HEMA denen bir şirkete vermişsiniz, otuz altı ay ihale yapmışsınız rödovansla. Size daha önce de anlattım bunu "Otuz altı ay sonra 500 bin ton kömür vereceksin." şartıyla rödovans usulü vermişsiniz. Yahu, deprem olmamış, sel olmamış, felaket olmamış, hiçbir şey yok ama peşinden bu 500 bin ton kömürü veremiyor. Ne kadar uzatıyorsunuz sözleşmesini? Kırk dört ay on iki gün sözleşmesini uzatıyorsunuz. Tamam, uzattınız, yapmadı, etmedi çünkü öbür firmalar bu şartlarla giriyorlar ihaleye. Diyorlar ki otuz altı ayda 500 bin ton kömür şartıyla giriyorlar ama vermişsiniz. Sonra ne yapıyorsunuz? Yine veremiyor bu 500 bin ton kömürü, seksen aya çıkartıyorsunuz, seksen aya hazırlık süresini arkadaşlar ve şartnamede cezai şartlar var, "Eğer, bu 500 bin ton kömürü veremezsen sen, bunun karşılığındaki parayı ödemek zorundasın." diyor. Sayın Bakan, aldınız mı bu parayı? Almadınız değil mi? Almazsınız çünkü niye almadığınızı anlamış değilim.

Yine, aslında anlatacak çok hikâye var, sizin başarı hikâyeniz bu enerji alanında ama zaman o kadar kısıtlı ki. Şimdi, bu kısa örnekten yola çıkarak dışa bağımlılık... Hep konuşuyoruz, on bir yıldır konuşuyoruz, Türkiye dışa bağımlılıkta hâlen yüzde 72. Demin bir arkadaşınız "yüzde 74" dedi, ben azaltıyorum rakamı; yüzde 72, doğru rakam bu. 2012'de dışa bağımlılık nedeniyle ödemiş olduğumuz para 60 milyar dolar. Bunda yüzde 91 petrol, doğal gaz yüzde 98, kömür yüzde 20.

Bakın, şimdi ne yaptılar? Doğal gaz anlaşmaları yaptık değil mi? Kimlerle yaptık? Rusya'yla yaptık, Azerbaycan'la yaptık, İran'la yaptık doğal gaz anlaşmalarını. Bu Bakan yapmadı, suçlamayayım, haksızlık yapmayayım. Bundan önceki dönemdeki bakanlar yaptı ama Sayın Bakan daha güzel bir şey yaptı veya sizin daha önceki Enerji Bakanınız daha güzel bir şey yaptı. Dedi ki Rusya'ya: "Sen bana pahalı satıyorsun bu gazı, hadi gel seninle bir anlaşma yapalım, şunun formülünü değiştirelim." Oturdu, formülü değiştirdi o Bakan. Hatırlarsınız değil mi o Bakanı? Değiştirdi ve o formülü değiştirdiğinde Türkiye'nin başlangıç zararı 526 milyon dolar, tüm anlaşmanın sonundaki zararı da 15 milyar dolar olacak, 15 milyar dolar arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, Azerbaycan'la yapılan anlaşmaya gelelim: Azerbaycan'la 2001 yılında bir anlaşma yaptınız; yapıldı, siz yapmadınız. Dediler ki: "Taban ücret 70 dolar, tavan ücret 120 dolar." Sayın Bakan bu anlaşmayı beğenmedi ya da şöyle diyelim: Azerbaycan revize istedi, "Anlaşmayı tekrarlayalım, yeniden gözden geçirelim." dediler. 2010'da gözden geçirdiniz anlaşmayı ve anlaşmaya dediniz ki: "2008'den geçerli olacak." Bunu kabul ettiniz. İki yıllık ödediğiniz para 1,4 milyar dolar, yine sözleşme sonunda geleceğiniz rakam 15 milyar dolar. Yani bu kaybedeceğimiz para, bu anlaşmaların yenilenmesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşının cebinden çıkacak para, iki tane anlaşma söylüyorum, 30 milyar dolar arkadaşlar, 30 milyar dolar. Bu parada herkesin alın teri var, her yetimin hakkı var bu parada arkadaşlar. Bu kadar savurgan bir şekilde yapılamaz bu anlaşma.

Yine 2011 yılı itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti 4 milyar dolar bu ülkelere kullanmadığı gazın parasını ödemiştir. Şimdi soruyorum: Kullanmadığı gazın parasını niye ödedi?

Bugün başımıza gelen bir olay var. Ne var olay? Bugün hani başarı hikâyesi anlatıyorsunuz ya, Türkiye'nin şu anda yarısında elektrik yok, yarısında insanlar ısınamıyor. Bakın gazetelere, her tarafta manşetsiniz.

Hani bir kompresörler vardı bu doğal gazı pompalayan, basınç düşmesin diye ulaştıran kompresörler vardı. Sayın Bakan, bu kompresörlerin ihalesinde yolsuzluk var mıydı? Vardı değil mi arkadaşlar? Biz bunu dile getirdiğimizde, söylediğimizde ne diyorsunuz? "Nereden çıkartıyorsunuz arkadaşlar."

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Hem soruyorsun hem kendin cevap veriyorsun.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bu söylediklerimin hepsi işte bu kitaplarda arkadaşlar, Sayıştay raporlarında. Eğer siz bu Sayıştay raporlarını buraya getirtmezseniz...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Okudun mu sen onu? Okudun mu raporu?

HAYDAR AKAR (Devamla) - ...eğer siz millet adına bu Hükûmeti denetlemezseniz... "Herkesin hakkı var üzerinizde." diyorum, kul hakkı var üzerinizde arkadaşlar, kul hakkı var.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Raporun daha sayfasını açmamışsın, raporu gösteriyorsun ya!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Onun için de bugün bütçeyi oylarken, el kaldırırken aynı şekilde de geleceksiniz, bunun hesabını soracaksınız Bakandan, bunun hesabını soracaksınız.

Sadece bu değil arkadaşlar 4 milyarın bedeli. Tuz Gölü'nde depo yapıyorlar. Ne diyorlar? "Kış aylarında kullanmadığımız doğal gazı yazın çok fazla kullanıyoruz, yazın doğal gaz tüketimimiz düşüyor, onun için de depolanması gerekiyor. Nerede yapacağız? Buna en uygun yer Tuz Gölü." Eh be kardeşim, ben iki buçuk senedir Parlamentodayım, on bir senedir iktidarsınız, beceremediniz bunu yapmayı. Niye beceremediniz? Adamlar teknik takibe takılmışlar. Tuz Gölü çetesi kurmuşlar, Tuz Gölü çetesi. Hani siz çeteleri çökertmiştiniz ya. Hâlen yapamadınız, hâlen yapamadınız ve bu şekilde de devam ediyorsunuz.

Biraz sonra Bakan gelecek, yine başarı hikayeleri anlatmaya başlayacak burada ama bunun gerçekle ilgisi yok. Kim olursa olsun Türkiye'de, hangi iktidar olursa olsun gelişen teknolojik şartlarda da zaten bunları gerçekleştirecek diyorum, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)