| Konu: | DÜNYA SÜT GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 22.05.2012 |
YUNUS KILIÇ (Kars) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; güzel bir hafta dileyerek başlamak istiyorum.
21 Mayıs Dünya Süt Günü. Bu, 1956 yılında Dünya Sütçüler Federasyonu tarafından kayıt altına alınmış bir gün. Ne tavsiye ediyor bu günde Sütçüler Federasyonu? Sivil toplum örgütlerine, üniversitelere, Hükûmet yetkililerine, sorumluluğu olan bütün kurum ve kuruluşlara şunu tavsiye ediyor, diyor ki: "Süt, insan beslenmesinde, hayvan beslenmesinde çok önemli bir besin maddesidir. Bugün de sütün öneminin altını çizin, sütün tüketimini, üretimini, sağlıklı koşullarda insanımıza ulaştırılmalarını teşvik edin."
Evet, süte baktığınız zaman gerçekten de? Tabii ki "süt" dediğiniz zaman sadece hayvan sütleri anlaşılmaması gerekiyor, önemli olan, en önemlisi bunun içerisinde anne sütü, insan sütüdür. İnsan sütü, özellikle anneler tarafından çocuklara doğumunu müteakip bağışıklık sistemi gelişinceye kadar, çeşitli sindirim sistemi organlarının gelişmesine kadar özellikle ilk altı aylık dönemde şiddetle verilmesi tavsiye ediliyor, hatta ek gıdalarla birlikte bunun iki yıl süresince devam ettirilmesi isteniyor. Oysa Türkiye gibi bir ülkede bile hâlâ insanımızın, çocuklarımızın sadece 10 tanesinden 4 tanesi altı ay süreyle anne sütü alabiliyorlar yani iki yılı bırakın, altı ay bile sadece 4 tanesi alıyor. Demek ki süt verme noktasında, özellikle anne sütü verme noktasında ülkemizde bile bir yetersizlik söz konusudur, bunun takviye edilmesi lazım, desteklenmesi lazım.
Saygıdeğer milletvekilleri, sağlıklı beslenme temel insan haklarından bir tanesidir ve bizim, sorumluluk sahibi olması gereken hükûmetlerimizin de bu insan hakkını insanlara bir şekilde sağlıklı ortamlarda yeterince ulaştırması gerekmektedir.
Bu duygudan hareketle, bu süt gerçeğinden hareketle bir de süt gündemimiz vardır biliyorsunuz. Bu sorumluluğu üzerinde gören AK PARTİ Hükûmeti ve Tarım Bakanlığı iki tane önemli ulvi duygudan hareketle insanımıza, çocuklarımıza, özellikle on sekiz yaşına kadar olan çocuklarımıza gelişmeleri, büyümeleri, sağlıklı düşünebilen, üretebilen, teknoloji geliştirebilen nesiller geliştirebilmek amacıyla süt dağıtımına karar verdi, "okul sütü" adıyla fakat biliyorsunuz daha süt okullara ulaşmadan, daha çocukların midesine ulaşmadan ülkemizde, özellikle Mecliste çok ciddi spekülatif söylemler başladı. Biz tabii bunu dinledik, biz bunu izledik. İşin bilimsel tarafının mensupları olan bizler bunu daha çok izlemekle yetindik çünkü bilim, bilerek konuşmayı gerektirir; bilim, insana ve bilime saygıyı gerektirir. Ve sonuçlar açıklandı, okullarda meydana gelen vakaların hiçbir tanesinde patojen veyahut da patojen olmayan bakteri bulaşımına rastlanmadı.
Peki, neydi bu olaylar? Bu olaylara baktığınız zaman "alerjik reaksiyonlar" dendi; hayır, öyle olmadığı da ortaya çıktı çünkü bir sınıfta bütün çocuklar alerjik reaksiyona maruz kalmış olamazlardı, böyle bir durum söz konusu olamazdı. "Laktoz intolerans" dendi, öyle olmadığı da görüldü çünkü laktoz intolerans genellikle daha büyük insanlarda olur; e, bunların da hepsi aynı sınıflara, aynı okullara toplanmış olamazdı. Neydi arkadaşlar? İncelediğiniz zaman sinirsel psikolojik altyapıları tamamıyla yeterince oluşturulamamış olan çocukların, sanki bir dayatma, diretme gibi algılamış olmasından kaynaklanan sinirsel semptomların artmasıyla "asetil CoA" dediğimiz enzimin vücudumuzda artmasıyla birlikte meydana gelen tamamen bir kusma refleksinden ibaret basit bir olaydı. Ben iddia ediyorum ki bu çocuklar üzerinde, bu sıkıntıya düşmüş olan çocuklar üzerinde bir psikolog, ailelerinin yardımıyla, bir diyetisyenle beraber bir iki gün onların psikolojik altyapısının oluşturmasına katkı sunsun, bakın göreceksiniz ki bu çocukların da süt tükettikleri zaman hiçbir sıkıntısı kalmayacak.
Peki, hâl böyleyken bu kadar bağırtı niyeydi saygıdeğer milletvekilleri? Bakın, bu kadar önemli, bu kadar hassas bir konu üzerinden siyaset yapmak aslında yakışık alan bir durum değildir. Ben, dün Süt Günü sebebiyle yapılan konuşmaların genelini izledim. Bizi teyit ediyorlardı, bizi destekliyorlardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUNUS KILIÇ (Devamla) - Hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.