GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:26
Tarih:09.12.2013

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında bu önerge üzerinde konuşmayacaktım fakat biraz önce, çalışanlar, hemşireler tarafından gönderilen bir not var, bir dilekçe var; bize müracaat etmişler, o düşüncelerini kâğıda dökmüşler. Ben sadece onları burada, huzurunuzda okuyacağım. Bu talep, istek ve düşünceler bizim de katıldığımız ama çalışanların düşünceleri.

Şöyle diyorlar: "Hemşirelik mesleğiyle ilgili son gelişmeler, meslekleriyle ilgili alınan kararlarda düşünceleri yok sayılan hemşirelik camiasını derinden yaralamaktadır. Başka hiçbir meslek grubu yoktur ki üzerinde herkes söz sahibi olsun. Tam mesleğimiz şimdi gerçekten profesyonel bağlamda, olması gerektiği gibi icra ediliyor derken, tam özlemini duyduğumuz ivmeyi yakalamışken şimdi nereden çıktı bu hemşire yardımcılığı? Ülkemizde hemşire yardımcısına gerçekten ihtiyaç var mı? Hemşire açığı kapatıldı ise neden artık sağlık meslek liselerinin hemşirelik bölümüne öğrenci alımı durdurulamıyor? Üstelik yasada '2012 yılında kapatılacak.' denmişti. Her anlamda istismara çok müsait çocuklara, daha doğrusu ailelerine neden hemşirelik üzerinden yeni bir iş alanı oluşturulmaya çalışılıyor? Çocuklarını bir an önce iş bulma umuduyla buralara gönderen aileler, çocuklarını nasıl bir uçuruma sürüklediklerinin farkında değiller. Siz hiç hastane yaşamına çocuk yaşta başlayanların içler acısı, yürekleri dağlayan öykülerini dinlediniz mi? Bu, vebaldir sayın milletvekilleri, hem de çok büyük bir vebal.

Gelin hep birlikte empati yapalım. Hanginiz çocuğunu -hasta yakını olarak bile bulunduğunuzda ruh hâlinizi allak bullak eden- hastane ortamında hiçbir iş yapmadan, sekiz saat sadece otursa bile bulundurmak ister? Liseyi bitirip üniversite sıralarında ve üniversite yaşantısı içinde kendi ayakları üzerinde daha yeni yeni durmayı öğrenecek çocuğunuza kıyabilir misiniz? Lütfen düşünün. Yaşı kaç olursa olsun gece uyumakta olan çocuğunuzun üzerini örtmek için kaç kez kalkıyorsunuz? Sizden uzakta okuyan çocuğunuz için 'Bugün ne yedi, ne içti; evi, yurdu sıcak mı; arkadaşlarıyla geçinebiliyor mu?' diye endişelenirken hanginiz çocuğunun bir hastane köşesinde hiçbir iş yapmasa da 'nöbet' adı altında uykusuz kalmasını, gelişme aşamasını tamamlamamış bedeninin travmatize olmasını ister?

Peki, bu çocukların her yönden yaralanma ihtimalini hiç düşündünüz mü? Hanginiz, adı ve yaptığı iş ne olursa olsun, kişisel gelişimini olgunlaştırmamış çocuklardan sağlık hizmeti almak ister? Kişisel gelişimini tamamlamamış çocuk şiddet ortamı oluşturmaya ve şiddete maruz kalmaya yatkın olur çünkü daha ana babasıyla ve arkadaşlarıyla olan iletişimini oturtamamış olan bu çocuk, hastayla ve hasta yakınlarıyla nasıl iletişim kuracağı kendisine ne kadar anlatılırsa anlatılsın bunu uygulayamaz. Kişisel gelişimini tamamlamamış çocuk, hasta ve çalışan güvenliğini tehlikeye sokmaya daha meyillidir çünkü o daha ergendir, riskleri göremez, şiddet ortamını yönetemez, asidir, inatçıdır, sorumluluk almayı sevmez, 'Bana bir şey olmaz.' havalarındadır, 'Ben en iyisini bilirim.' diye düşünmektedir. Evet, bir yandan bağımsızlığını ilan etmiştir ancak diğer yandan, her hata yaptığında yanında anasını babasını ya da büyüğünü görmek ister. Kişisel gelişimini tamamlamamış çocuk her anlamda ama her anlamda istismara açıktır ve bunun vebali bu kanuna 'Evet' diyen siz sayın milletvekillerimizindir. Gelin, kısa yoldan çocuğuna iş beklentisi içerisine giren ebeveynlere bunun neden olamayacağını anlatalım, hizmeti sunacak ve hizmeti alacak insana verdiğimiz değeri gösterelim. Gelin, bu yasa tasarısının kanunlaşmasına hep birlikte 'Hayır' diyelim. Sayın milletvekillerimiz, yaşamınızı, bedeninizi, sevdiklerinizi çocukların eline bırakmayın, bu çocukların omuzlarına bunca yükü yüklemeyin. 'Bir şey olmaz, alışırlar.' demeyin, onlar alışırken karşılaştıkları kişiler siz ya da sevdikleriniz olabilir. Gelin, hem bu çocuklara hem de bu mesleğin onurunu sürdürmeye ve yükseltmeye çalışan bizlere yazık etmeyin. Gelin, bizleri birbirimize düşman etmeyin.

Söz konusu olan insan sağlığı olduğundan, bu konunun siyasi malzeme yapılmaması umuduyla saygılarımızı sunuyoruz." diyorlar.

Ve biz de diyoruz ki, Sayın Başbakanın bir konuşmasına değinmek istiyorum: "Korkuyla büyük devlet olunmaz. Kelimelerden, kavramlardan korkanlar, kendi icat ettiği tabulardan, kendi imal ettiği kabuslardan korkanlar büyük devlet inşa edemezler. Küçük düşünerek büyük işler yapılmaz. Büyük düşünecek, büyük adımlar atacak, büyük hedeflere böyle ulaşacağız." diyor. Kendi milletvekili de cevaben diyor ki: "Korku ile büyük devlet olunamayacağı gibi hesapsız, plansız, günübirlik, küçük hesaplarla büyük devlet olunamaz ancak büyük hatalar yapılır." İnşallah bu hatalardan dönülür, bu arkadaşlarımızın arzu ve istekleri de yerine getirilmiş olur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY ÖZTÜRK (Devamla) - İşe mi adam alıyoruz, adama mı iş bulmaya çalışıyoruz, onun da açıklanması gerekiyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.