| Konu: | FUTBOLUN ŞİDDET ARACI OLMAMASI GEREKTİĞİNE VE BU KONUDA KULÜPLERİN DE SORUMLULUĞU OLDUĞUNA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 17.05.2012 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Futbol bir eğlence, bir deşarj aracı. Her etkinliği kendi sınırlarında yaşamak en güzeli. Eğlendiren bir şey kavganın aracı olmamalı. Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra yaşananlar bu ölçülere sığmadı, araçlar yakıldı, dükkânlar kundaklandı, ortalık savaş alanına döndü. Trabzon-Fenerbahçe maçında da aynı görüntüler vardı. Daha da kötüsü, olaylardan sonra Trabzon yönetiminin açıklamalarıydı. Yönetim, olayları haksızlığa karşı gösterilen haklı bir tepki olarak niteledi. Olaylara bu gözlükle bakmak, kavgayı, şiddeti meşrulaştırmaktır. Tepki böyle mi olur? Vurarak, kırarak hangi haksızlığın hakkı alınmış olur ki. Spor centilmenliktir. Onun için sportmenlikten bahsediyoruz. Toplumu yönetenlerin hiç ihmal etmemeleri gereken husus toplum psikolojisidir. İnsanlar kalabalığa karışınca daha cüretkâr hâle gelirler, yaptıklarının kalabalıkta kaybolduğunu düşünürler ve kalabalığın kışkırtıcı atmosferinde bir canavara dönüşebilirler. Kalabalık, insana güçlülük duygusu, yalnız olmadığı düşüncesi verir. Bu da her türlü tecavüze kapı aralayan bir psikolojik durumdur. Kulüp başkanları bu psikolojiyi ihmal ederlerse her türlü kavgaya çanak tutarlar. Zararı da tüm takımlarımız ve milletimiz görür. Futbolun bu hâle gelmesinde kulüp yöneticilerinin sorumluluğu büyüktür. Üslup kavga üslubu olursa insanlar kavga ederler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, teşekkür ediyorum.