| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2013 |
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasanın 6'ncı maddesi "663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 55'inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir." diyor. Burada istenen şey şu: Sağlık personelinin mesai saatleri dışında da görevi gerektiği zaman -özellikle de hekimler çok çağrılır, hepimiz biliyoruz bunu- görevine gelmesi. Bunun kadar da doğal hiçbir şey yoktur. Burada Sağlık Bakanımız hekim, bu işlerin içerisinden geliyor, Sağlık Komisyonu Başkanımız ve Yardımcımız hekim, bu çalışmaların hastanelerde nasıl olduğunu biliyorlar. Onun için, esasında, elbette daha önceki maddede bir de "ikamet etme mecburiyeti" gibi bir şey vardı. Hakikaten, uzaktan gelen hekim, bir saat sonra acil vakaya yetişecekse hiçbir anlamı olmuyor, geçmiş olsun oluyor. Zaten kendiliğinden otomatik olarak biraz yakında oturmak yani çağrıldığında gelecek bir yerde oturmak mecburiyetinde. Biz zaman zaman aradık, vaktinde gelemeyen hekimlere çok soruşturmalar açtığımızı, bu yüzden soruşturma geçiren hekimlerin haksızlığa da uğradığını -böyle bir mecburiyet olmadığı hâlde- hepimiz biliyoruz.
Onun için, elbette ki bir görevin gereği vardır ve bu yerine getirilirken birtakım güçlüklerini vesaireyi de bilerek yapıyoruz ancak bir vergi dairesi memuru ile bir hekim ya da hastane çalışanı karşılaştırılamaz. Vergi dairelerine gittiğimizde, çoğumuz vergimizi yatırmak için gideriz, sıraya gireriz, saat beş, şeyi kapatır, bundan sonrasını almıyorum... Ertesi gün cezalı ödersiniz ama sağlıkta böyle bir şey yoktur, böyle bir şey diyemezsiniz. Bunu biliyorsunuz. "Mesaim bitti, ben gidiyorum, benim işim bitti." diyemezsiniz, hastanın üzerinden atlayamazsınız çünkü sizin hizmet ettiğiniz kesim insan, direkt insana hizmet ediyorsunuz.
Dolayısıyla, bunun birtakım kurallara bağlanması kadar bence doğal bir şey yok ama Anayasa madde 18 zannediyorum, "Kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." diyor. Siz gece yarısı, sabaha karşı çağıracaksınız doktoru ya da ilgili sağlık personelini çünkü zaman zaman ilgili sağlık personeline de ihtiyaç oluyor. Hastanenin büyüklüğü nedeniyle MR'ı çekebilecek bir tane, iki tane, üç tane personel oluyor, nöbet yazamıyorsunuz onlara, nöbet yazamadığınız için de çağrı nöbetine uyuyor ama gece gelip gittiğinde hiçbir ücret, hiçbir şey tahakkuk ettirmiyorsunuz, angarya. Angarya, biraz evvel söylediğim gibi, Anayasa'mıza göre de yasak, "Kimse zorla çalıştırılamaz." diyor.
Ha, hâl böyle olunca, yani bir ücreti karşılığı da olmayınca bu işlerin, dolayısıyla aradığımız arkadaş da -insan tabiatı- biraz da kaytarma yoluna, işte "Cep telefonum kapalıydı." ya da "efendim, bir yere misafirliğe gittim..." Olabilecek ya bunlar, bütün mazeretler oluyor. Biz pratikte yaşadığımız için bunları söylüyoruz.
Bakın, bir hekim ya da sağlık personeli, gerçekten, zaten ikamet mecburiyeti olmasa bile belli bir uzaklıktaki yere oturmak zorunda. Öyle mi Sayın Bakanım? Yani daha uzakta oturursa gelemez, her an eli kulağındadır zaten. Ama biz, bu verdiğimiz önergeyle ne yapıyoruz? Hiç yoktan, Anayasa'nın amir hükmüne de uyarak bunlara bir ücret tahsis edilmesini söylüyoruz; zor getiriyoruz yoksa, getiremiyoruz. Onun için ben, bu önergenin çok makul olduğunu düşünüyorum, çok da geçerli olduğunu düşünüyorum. Bu önergemize destek istiyorum.
Bu vesileyle hepinizi bir kez daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)