| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 03.12.2013 |
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 480 sıra sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'yla ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engellilerimizin Dünya Engelliler Günü'nü kutluyorum, engelsiz bir hayat diliyorum.
Değerli milletvekilleri, biraz önce, benden önce, BDP Grubundan konuşan arkadaşımız hariç, diğer arkadaşlarımızın hepsi doktor arkadaşlarımız. Sanki Türkiye'de görev yapmamış bu arkadaşlar, sanki bu ülkede mezun olmamış, bu ülke hastanelerinde çalışmamış olan arkadaşlar gibi, uzaydan gelmiş gibi hitap ettiler. Gayet, böyle, büyük bir hayret içerisinde izledim. Nedeni şu: Hafızayı beşer nisyan ile malûldür. Evet, bu arkadaşlarıma hatırlatmak istediğim bu. 2002 yılı öncesinde Türkiye'deki sağlıkla ilgili, hastanelerdeki çilelerle ilgili, hastaların gidip saatlerce kuyruk bekleyip muayene olamadan geri döndükleriyle ilgili herhâlde hatırlatma yapmama gerek kalmayacaktır, hepsi hatırlayacaktır.
Bir düşünün bakalım değerli arkadaşlar. O zaman, değişik değişik kurumlar, hastaneler söz konusuydu. Hiçbir hastane kendi başına hareket edemeyecek durumdaydı ve gittikleri zaman, hastaların saatlerce sıra bekletilip muayene edildiği, tam teşekküllü bir tahlil, tetkik, röntgen, MR hiçbir şekilde çekilmeden, onların sadece reçete yazarak gönderildiği, tedavi edilmediği bir dönem söz konusu idi. Bunlar çabuk unutuldu. Yine, aynı şekilde, yazılan reçetelerin eczanelerden alınamadığı, her hastanın, her eczaneye gidemediği ve ilacını alamadığı bir dönemden bahsediyorum ben.
Biz de doktorduk, ben de doktordum, yazdığım hastaların ilaçlarını kesinlikle hastalar çeşitli eczanelerden alamıyor sadece kendisine mahsus tahsis edilmiş eczanelere gidiyorlardı. Hele SSK'yla ilgili bir hasta portföyü vardı, SSK'lı hastalar giderler, saatlerce sıra beklerler ve muayene olamadan ertesi güne kalırlardı.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - 2002 öncesi...
İSMAİL TAMER (Devamla) - Evet, 2002 öncesinden bahsediyorum.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Yeter, on yıldır iktidardasınız!
İSMAİL TAMER (Devamla) - Bunun yanında, bu SSK'ya giden 150-200 hastayı bir doktor arkadaşım muayene etmek zorunda kalırdı. Sadece muayene etmek değil, onar kişiyi sıralayarak -önüne dizerek- daha hastaya "Şikayetin ne?" diye sorup hastada "Midem ağrıyor." dediğinde, mide ilaçlarını yazıp gönderdiği...
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Onu sen mi yaptın?
İSMAİL TAMER (Devamla) - Başka eczaneye değil, sadece SSK içerisindeki eczaneye gidip, orada yine saatlerce kuyruk bekleyip, sıra bekleyip yine çok kalem ilacını almadan evine giden, aynı şekilde de orada devam eden, bir sürü ilaç...
ALİ ÖZ (Mersin) - Kuyruklar bitti mi İsmail Ağabey? Gel, gidelim bakalım, bitti mi kuyruklar?
İSMAİL TAMER (Devamla) - Evlerin âdeta ilaç stoklarıyla dolu olduğu bir günü hatırlatmak istiyorum değerli arkadaşlar.
Tabii pek çok şey oldu. "Sağlıkta Dönüşüm." 2002 sonrasında, büyük bir devrim meydana geldi, sağlıkta devrim yaptık. Neler yaptık? Hastaneleri tek çatı altında birleştirdik. Neler yaptık? Herkesin nüfus cüzdanıyla... Biraz önce, Aytuğ arkadaşımın "Nüfus cüzdanıyla gidemiyor." dedikleri yere her arkadaşım nüfus cüzdanıyla gidiyor. Artık, bu aydan sonra da avuç okuma sistemiyle gidebilecek duruma geleceğini de hatırlatmak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Önce avuç, sonra canına okuyacak insanın.
İSMAİL TAMER (Devamla) - Siz, değerli arkadaşlar, nisyan... Bakın, çok çabuk unutuyoruz. Lütfen, lütfen, unutmayalım.
ALİ ÖZ (Mersin) - Tam güne gel İsmail Ağabey.
İSMAİL TAMER (Devamla) - Tam güne de geleceğim, oraya da geleceğim değerli arkadaşlar.
ALİ ÖZ (Mersin) - Yani adil mi? GATA'da ayrı, eğitim hastanesinde ayrı, üniversitede ayrı, adil mi?
İSMAİL TAMER (Devamla) _ Bak, değerli arkadaşım, ben de seni çok iyi tanıyorum, çok da takdir ediyorum; İyi olan şeyleri de takdir ediyorsunuz ama genel anlamda takdir edeceğiniz şeyleri burada farklı şekilde ifade etmeyi de ben doğrusu yakıştıramıyorum.
Değerli arkadaşlar, 11/10/2011 tarihli 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye karşı açılan iptal davasında Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini veren 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle mezkûr kanun hükmünde kararnamenin bazı hükümlerinin yetki yönünden iptaline karar vermişti. Gerek iptal edilen hükümlerin yeniden düzenlenmesi gerekse uygulamada görülen ihtiyaçların karşılanması maksadıyla 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik ve düzenlemeler yapıldı. Bu kanun değişiklikleriyle birlikte, sözleşmeli personel ile sözleşme yapma yetkisi yeniden belirlendi ve genel sekreter, başkan ve hastane yöneticilerinin sözleşme yetkisi bakana verildi.
Burada bir şeyi daha size hatırlatmak istiyorum. Ben de başhekimlik yaptım. Benim yaptığım dönemde de, diğer arkadaşlarda da, 2002 yılı öncesinde de, 2002 yılından sonra da yine yapmış olduğumuz bu 663 sayılı personel kanunundan önce, benim 18 başhekim yardımcım vardı, ne işe yarar bilemiyordum tabii, o zamanlar. Gayet, öz eleştiriyle söylüyorum.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) _ Sen onları çalıştırmayı bilememişsin.
İSMAİL TAMER (Devamla) _ İşte, bu çarpıklıkları ortadan kaldırmak adına, zaten doktor eksiği olan Türkiye'deki doktor sayısını atıl şekilde kullanmamak adına bu kanun yapıldı. Bugün için de genel sekreterlikler kuruldu ve çok iyi bir şekilde de devam etmektedir.
Halkımıza kesintisiz sağlık hizmetleri verilebilmesi bakımından, sağlık personelimizin ikamet mecburiyeti kaldırıldı.
Acillerde, yoğun bakımda, 112'de nöbet tutanların ücretlerinde yüzde 50 oranında zamlar yapıldı.
ALİ ÖZ (Mersin) _ "İyi" dedik Ağabey!
İSMAİL TAMER (Devamla) _ Mecburi hizmetlerini özellikle 5 ile 6'ncı bölgelerde yapanların, tekrar bu mecburi hizmete gittiklerinde... Özellikle aile hekimi olduktan sonra mecburi hizmetler kaldırıldı.
Tıp fakültesinin 6'ncı sınıfında okuyan yabancı öğrencilere de mali yardımlar getirildi.
Askerî hastanelerde çalışan tabip ve diş tabibi gibi bu sağlık personeline -100 puan artırılarak- aşağı yukarı 800 TL'lik bir artış söz konusu oldu.
Araştırmacı kadrolarına atananların mali kayıpları telafi edildi.
Aile hekimlerine ve tüm hekimlere iş yeri hekimliği durumu getirildi.
Biliyorsunuz, bundan önceki aile hekimlerinin sertifikaları vardı, bu sertifikalar olursa ancak iş yeri hekimliği yapabiliyorlardı, bunlar kaldırıldı. Mevcut aile hekimliğini ifa ederken uzmanlık eğitimi almaları hâlinde devlet hizmeti yükümlülüklerini yapmış sayılmaları hususu getirildi.
Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı kasten müdahale edenlere, yaralama suçu gibi kabul edilerek, artık kanuni cezalar verilmeye başlanacaktır.
Yine, Anayasa Mahkemesinin kararına binaen öğretim üyelerine iki seçenek sunduk. Biliyorsunuz, mesaiden sonra, saat beşten sonra devam etmeleri, özel muayene edebilmeleri; kabul etmeyenlerin, yüzde 50'sini de dışarıda, özel hastanelerde yine muayenelerini yapabilmeleri söz konusu oldu.
Sünnetle ilgili...
ALİ ÖZ (Mersin) - Muayenehane yok Ağabey, muayenehane yok!
İSMAİL TAMER (Devamla) - Muayenehane yok, muayenehaneleri kapattığımızı söylemiştik zaten.
ALİ ÖZ (Mersin) - Kayıtlara doğru girsin, muayenehane yok.
İSMAİL TAMER (Devamla) - Sünnet ameliyesinin yalnızca tabiplerce yapılabileceğini ifade ediyoruz. Olağanüstü ve istisnai hâllerde, Bakanlıkça düzenlenen eğitimi alan kişilerce, hekim gözetimi yapılmaksızın...
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Nedir olağanüstü durum, nedir?
İSMAİL TAMER (Devamla) - Özellikle, sünnetlerin hekimler tarafından yapılması sağlandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri muharip mensupları ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeline özel durumlarda müdahale etme yetkisi getirildi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Vicdanınıza sığdı mı bu?
İSMAİL TAMER (Devamla) - Yine, sağlık meslek liselerinde artık, hemşirelerin...
Sizin, Aytuğ Bey, sözünüze bir cevap olarak da bunu ifade etmek istiyorum: Lise mezunu sağlık hemşirelerinden artık kurtuluyoruz. Bunlarla ilgili, bu son alınan, mezun edilecek talebelerin haricinde artık üniversite ve iki yıllık meslek yüksekokulları getirildi ki bu da önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmış oldu.
Bunların hepsi yeni, bir yeniliğin ortaya çıkmasıdır. Biz hekimlerimizi seviyoruz. Profesörler çok kolay yetişmiyor, biz bunların hep farkındayız. Öğretim üyeleri kolay yetişmiyor, doktorlar kolay yetişmiyor. Biz bunların hepsini göz önüne alarak bu çıkaracağımız kanunla o hocalarımıza saygımızı iletiyoruz, sevgimizi iletiyoruz. İnşallah, iyi olacak diyorum.
Hepinize, bu duygu ve düşünceler adına, şahsım adına tekrar saygılar sunuyorum.
İyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)