GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ'NE, ENGELLİLERİN SORUNLARINA VE HAKLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2013

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Engelliler Günü münasebetiyle söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Engelli vatandaşlarımız ülkemizin eşit haklara sahip bireyleridir. Modern devletin görevlerinden birisi de engellilere fırsat eşitliği sağlamak, engellilerin yetenekleri doğrultusunda gelişmelerini teşvik etmek, ekonomik ve sosyal refahını temin etmektir. Ancak, engellilerle ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla ortak bir devlet politikası hâlâ oluşturulamamıştır. Bu nedenle, ülkemizde yaklaşık 9 milyon engelli vatandaşımız eğitimden sağlığa, istihdamdan ulaşıma kadar her alanda çok sayıda sorun yaşamaktadır.

Engellilerle ilgili kapsamlı en son çalışma, Türkiye Özürlüler Araştırması 2002 çalışmasıdır. AKP dönemindeki ilgili bakanlar engellilerle ilgili istatistiki verilerde on bir yıl öncesinin verilerini, sonuçlarını kullanmaktadır dolayısıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, sorumluluk alanındaki engelli vatandaşlarımızın sayısını, engel durumunu, eğitim, sağlık ve istihdam durumlarını bilememektedir.

Engellilere yönelik istihdam politikası büyük ölçüde kota tekniğine dayanmaktadır. Kamuda çalıştırılması gereken engelli memur oranı yüzde 3'tür. İş Kanunu'na göre 50 veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör iş yerlerinde yüzde 3, kamuda yüzde 4 engelli işçi çalıştırılmak zorundadır. Engelli işçilerin istihdamından Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü sorumludur ancak Türkiye İş Kurumu piyasaya iş gücü sunma görevini yürütememektedir, sadece kendisine gelen talepler kapsamında istihdam görevini sürdürmektedir. 50'den fazla işçi çalıştıran iş yerleri genelde büyük kentlerde sanayi ve hizmet sektörünün geliştiği yerlerdedir; bu nedenle, az gelişmiş yörelerdeki engelliler kota sisteminden faydalanamıyor. AKP Hükûmeti, 2010 yılının engelliler yılı olacağını iddia etmişti ve kamudaki açık kadroların tamamının doldurulacağı sözünü vermişti. Ancak, Devlet Personel Başkanlığına göre kamuda engelli memur kontenjanının yüzde 43'ü boştur; bu da sayı olarak 23.545'e tekabül etmektedir. Engelli istihdamından sorumlu olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında 30 engelli memur kontenjanı boştur. İş Kanunu'na göre de boş engelli işçi kontenjanı bindir. Özel sektördeki boş engelli işçi kontenjanı 23.298'dir. Engelli çalıştırma yükümlülüğüne uymayan işverene her engelli işçi ve çalıştırmadığı her ay için 1.832 lira ceza uygulanmaktadır. Bu ceza miktarı caydırıcı olmadığı için, işveren engelli çalıştırmak yerine para cezası ödemeyi tercih etmektedir.

Ulusal engelliler veri tabanında kayıtlı olan 5 ila 18 yaş arası eğitim çağındaki engelli birey sayısı 323 bindir. Millî Eğitim Bakanlığına göre özel ve örgün eğitim veren 539 okulda 51 bin öğrenci eğitim görmektedir. Bu okullarda toplam 8 bin öğretmen görev yapmaktadır. Dolayısıyla, engellilere yönelik eğitim veren okul ve öğretmen sayısı çok yetersizdir.

Birçok kurum ve kuruluşun görev alanına giren engellilik konusuyla rehabilitasyon hizmetlerine bir bütün olarak bakılmamaktadır. Bu da mevzuat dağınıklığına, görev ve yetki karmaşasına neden olmaktadır. Rehabilitasyon eğitimi alması gereken kişi sayısı 2 milyon civarındadır oysa bu eğitimi alan engelli sayısı 242 bindir.

Engellilere yönelik sosyal bakım hizmetleri de son derece yetersizdir. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü bütçesi de yetersizdir ve bu nedenle, sivil toplum örgütlerinin devlet desteğiyle hayata geçirmek istedikleri projeler "Kaynak yok." gerekçesiyle geri çevrilmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bina ve araç kirasına milyonlar harcayacağına, öncelikle Engelli ve Yaşlı Hizmetler Genel Müdürlüğünün bütçesini artırmalıdır.

Bu düşüncelerle, engelsiz bir dünya temennisiyle sözlerime son veriyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)