| Konu: | MHP GRUBUNUN, KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ ALİM IŞIK VE ARKADAŞLARININ SON YILLARDA ÜLKEMİZDE YAŞANAN İNTİHAR OLAYLARININ VE İNTİHARA YOL AÇAN SEBEPLERİN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 KASIM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekilleri olarak vermiş olduğumuz ülkemizde yaşanan intihar olaylarının ve intihara yol açan sebeplerin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması komisyonu kurulmasının ve buna göre gerekli tedbirlerin alınmasının amaçlandığı önergemiz üzerine söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisin siz değerli üyelerini ve bizleri izleyen tüm vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu konu özellikle son on yılda ülkemizi tek başına yöneten Adalet ve Kalkınma Partisinin uygulamış olduğu yanlış ekonomik, sosyal ve sosyoekonomik politikaların bir sonucudur. Bugün, 200'den fazla ülkenin yer aldığı bir değerlendirme sonucunda dünya ülkeleri arasında, ülkemiz, yaşanan intihar oranları açısından değerlendirme yapıldığında maalesef 79'uncu sırada yer almaktadır. İntiharların bizden daha fazla olduğu ilk 78 ülkeye baktığınız zaman neredeyse dünyada adı duyulmayan ülkeler olduğunu görüyorsunuz. Bizim altımızda 150'den fazla ülke var. Özellikle son dönemde de, son on yılda intiharlarda ortaya çıkan artışın oranının ülkemizde yüzde 50'ye yaklaşması son derece düşündürücüdür. Her zaman milat olarak iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımızın dikkate sunduğu 2002 yılı ile 2012 yılı rakamlarını değerlendirdiğiniz zaman, 2002 yılında 2.300 civarında olan yıllık intihar sayısının 2012 yılı resmî TÜİK rakamlarına göre 3.225 olduğu, dolayısıyla yüzde 50'ye yakın bir artışın olduğu görülmektedir.
Bunun sebeplerinin niye araştırılması gerekiyor? Bu konu "Sayı 78 milyonda, 76 milyonda sonuçta 3.500 kişi." denilerek geçiştirilecek, üstü kapanacak bir konu değildir. Konu, en son dershane olaylarıyla ilgili Sayın Başbakanın bir televizyon değerlendirmesinde yeniden Türkiye'nin kamuoyuna getirilmiştir. Dershane ücretini ödeyemediği için intihar eden vatandaştan bahseden Sayın Başbakanın, 3.225 kişiden 3.224'ünün kim olduğunu da araştırması lazım. Yani, bir kişi dershane borcunu ödeyemediği için intihar etti haberini manşete taşıyarak dershanelerin kapatılması gerektiğini savunmaya çalışan Sayın Başbakanın geride 3.200'den fazla kişinin niye öldüğünü ve niye bunlarla ilgili bir tedbir alınmadığını da açıklaması gerekirdi.
Şimdi, ben açıklıyorum, Sayın Başbakanın söyleyemediği gerçekleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, dershane borcunu ödeyemeyen ve ödeyemediği için intihar eden insanlarımız bu ülkede olmuştur. Keşke ödeyebilselerdi de intihar etmeselerdi. Ama, Sayın Başbakanın değinemediği asıl gerçek -yine yapılan bir değerlendirme, bilimsel çalışma sonucunda- en çok banka borçlularının intihar ettiğini; ondan sonra, askerlerin intihar ettiğini; arkasından, polislerin, öğretmenlerin ve diğer memurların intihar ettiğini Türkiye gerçekleri ve devletin resmî rakamları söylüyor. Şimdi, 1 kişiden bahsedeceksiniz ama bu ülkede son on yılda 934 askerin intihar ettiğinden bahsetmeyeceksiniz, son sekiz yılda kredi kartı borcunu ödeyemediği için 200'den fazla kişinin canına kıydığını görmezden geleceksiniz, yine son on yılda 300'den fazla polisimizin, 35 öğretmenimizin intihar ettiğini söylemeyeceksiniz, söyleyemeyeceksiniz; diğer taraftan, atanamadığı için ziraat mühendisi, gıda mühendisi, öğretmen ve birçok meslek mensubu gencimizin kendisini geçindirecek bir iş sahibi olamadığı için intihar ettiğini görmezden geleceksiniz. O nedenle, bu ülkede, özellikle son on yılda bozulan gelir düzeyi dağılımı nedeniyle en düşük gelir grubuna sahip olan grupla en yüksek gelir grubuna sahip olan yüzde 20'lik grup arasındaki farkın 8 katı aştığı bir ülkede özellikle iş sahibi olamayanlar ve düşük gelir düzeyine sahip olan memurlar başta olmak üzere birçok kamu çalışanı intihar etmiştir.
Değerli milletvekilleri; intihar konusu dinimizin yasakladığı çok önemli bir konudur. Artık insan başkasını öldürmekten vazgeçmiş, kendi canına kıyar hâle gelmişse ve bu intihar olaylarının sayısı da her geçen gün hızla artmaya başlamışsa bunun iyi araştırılıp, sebeplerinin iyi ortaya konduktan sonra gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmaz hâle gelmiştir.
2012 yılı sonuçları dikkate alındığında -Türkiye İstatistik Kurumunun resmî rakamlarıdır- kaba intihar hızı olarak söylenen intihar oranı 100 binde 4,29'dur ülkemizde yani her 100 bin kişimizden 4 kişi canına kıymaktadır. Başkasının öldürdüklerinden vazgeçiyoruz; o hırsızlık, fuhuş, kapkaç olayları bunun dışında. İntihara teşebbüs bunun 10 katı ama iller bazındaki dağılıma baktığınız zaman çok daha ilginç bir sonuç çıkıyor ortaya. En son rakamlara göre bu ülkede en fazla intiharın yaşandığı il, maalesef, bir zamanlar cennet olarak ifade edilen, Ege Bölgesi'nin en güzel illerinden birisi Uşak ilidir. Ne oldu son on yılda da, son birkaç yılda Uşak ili Türkiye'de rekor kırdı? Ekonomik sebeplerle kapatılan deri işleme atölyelerinin ve diğer birçok iş yerinin sonucu Uşak'ı 1'inci yapmıştır. Ana güzergâh üzerinde olan Uşak'ta bu olay yaşanıyorsa... Kastamonu 2'nci, Iğdır 3'üncü, Aydın ili de 4'üncü en yüksek orana sahip olmuştur.
Bu illerin durumuna baktığınız zaman intihar oranlarının yüksek çıkmasının altındaki en büyük gerçeğin ekonomik zorluklar olduğunu ve işsizlik olduğunu görüyoruz. O nedenle bu yüce Meclis mutlaka bu sorunun çözümünü sağlayacak tedbirleri almakla mükelleftir. Kredi kartı borcu, intihar edenlerin en büyük sebepleri arasında görülüyor.
Diğer taraftan okuma-yazma oranının düşük olduğu intihar vakaları en yüksek orana sahip. Sayın Başbakan "Dershaneler kapatılmalı." derken bilimsel doğrular bunun tersini gösteriyor, diyor ki: "Üniversite mezunları yüzde 7,7'yle en düşük intihar oranına sahipken ilkokul mezunları yüzde 21 -ilköğretim- yüzde 16 da lise." Dolayısıyla okuma-yazma yani üniversitelere gitme, liseyi bitirme oranı arttıkça intihara teşebbüsler ve intihar oranları düşüyor. Dolayısıyla eğitimli toplumlar daha az intihar gerçekleşen toplumlar. Onun için, eğitimi destekleyen bir konuyu başka bir şekilde yorumlamak asla doğru olmayacak.
Bugün, kredi kartı borçları nedeniyle 2 milyondan fazla kişi maalesef haciz kıskacında ve birçok kişi de icra dosyalarıyla adliye koridorlarında artık bunalmış durumdadır. Son on yılda 8,5 milyon dolayındaki icra dosyası sayısı maalesef bugün 20 milyona çıkmıştır. Yani, her evde bir icra dosyasının görüşüldüğü Türkiye'de intiharların artması elbette kaçınılmazdır.
Bu nedenle, hem şiddet ve ekonomik sıkıntılar yönünden hem gelinen nokta ve eğitim düzeyleri yönünden bu konunun mutlaka araştırılması gerektiğini düşünüyoruz ve iflas eden şirketlerin, kapanan iş yerlerinde çalışanların veya iş yeri sahiplerinin maalesef intihar eden kişiler arasında olması, atanamayan gençlerimizin birçoğunun intihara teşebbüs noktasına gelmiş olması, bu konunun araştırılması gerektiğini bize gösteriyor.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)