| Konu: | TÜRK SPORUNDAKİ DOPİNG OLAYLARININ ENGELLENMESİNDE YETERSİZ KALDIĞI VE ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVLERİ YERİNE GETİRMEDİĞİ İDDİASIYLA GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (11/29) |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 26.11.2013 |
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; hakkımda verilmiş olan gensoru önergesinin ön görüşmeleri nedeniyle söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, gensoru önergesi üzerinde söz alan değerli milletvekilleriyle önerge sahipleri adına söz alan milletvekilimize görüş ve beyanlarını burada açıklamış olmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Benim ifade edeceğim bazı hususlar tekrar mahiyetinde olacak onun için öncelikle kusura bakmamanızı sizlerden rica ediyorum. Çünkü daha çok yeni, 5 Kasım 2013 tarihinde yine, Türkiye'deki doping olaylarının incelenmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün siyasi parti gruplarının ortak kararı doğrultusunda bir araştırma komisyonu kurulmasına, yapılan görüşmelerin nihayetinde karar verildi. O nedenle, orada da aynı süreler aşağı yukarı gruplar tarafından kullanıldı. Bakıyorum, tek farklılık şu: Önerge sahipleri adına burada on dakikalık bir konuşma yapıldı, on dakikası dışında bütün mahiyet aynı çerçevede cereyan etmiş olacak.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, yine tutanaklarda da gereken bilgilerin yer alması amacıyla bazı hususları tekrar mahiyetinde sizlerle paylaşıyorum. Sporcular neden doping yapar? Doping olarak adlandırılan etken maddelere bir sporcu niye ihtiyaç duyar? Maddeler hâlinde bunları sıralamak istiyorum:
Sporcunun sportif performansını artırma arzusu veya ihtiyacı.
Sporcunun yaklaşan müsabakaya yönelik olarak antrenmanlarının sayısını artırma arzusu veya ihtiyacı.
Sporcunun ödüller veyahut başka nedenlerle kısa yoldan, hak ettiğine etmediğine bakmaksızın, temiz kirli ayrımı yapmaksızın başarı elde etme arzusu.
Kuşkusuz en önemli madde olan eğitimsizlik ve cehalet ve bu eğitimsizliğin, cehaletin giderilmesi konusunda kulüplerin, federasyonların, antrenörlerin üzerine düşeni yapma konusunda devam ede gelen isteksizliği.
Antrenörlerin sporcu üzerinden kazanç elde etme arzusu.
Bazı istisnai durumlarda, aslında, tamamen tedavi amaçlı olarak kullanılan birtakım ilaçların aynı zamanda yasaklı listede bulunan etken maddeleri içeriyor olması.
Sporcularda doping sonrasında ortaya çıkan öylesine büyük yan etkiler var ki aslında doping yapmanın makul gözüken, nedeni olarak gözüken bütün etkenlerini ortadan kaldırmaya yetebilecek düzeyde, bir teki bile doping yapmayla alakalı motivasyonun bütün unsurlarını ortadan kaldırmaya yetecek düzeyde. Bunları da yine en çok bilinenlerden başlayarak sizlerle paylaşmak istiyorum: Kalp rahatsızlıkları zaten işin olmazsa olmazı. Ritim bozukluğu, kalp büyümesi, kalp krizi ve kalp krizine dayalı ölümler. Ama bu ölümlerin pek çoğu maalesef literatüre, dopinge dayalı ölüm olarak geçmiyor, âdeta sıradan, rutin kalp krizi olayı gibi yansıtılıyor ya da bu şekilde raporlanıyor. Bedende değişik bölgelerde beyinde, ciğerlerde tümör oluşumu. Karaciğer ve böbrek gibi iç organ bozuklukları. Kısırlık, kadınlarda yüz ve vücutta kıllanma ve ses kalınlaşması, yüz ve vücutta yoğun sivilce oluşumları, saldırganlık ve depresif davranışlar ve yine kadınlarda, erkeklerde hormonal dengelerin bozulmasından dolayı değişik fiziksel etkileşimler.
Değerli milletvekilleri, doping konusu ele alınış biçimi itibarıyla sanki sadece Türkiye'nin ve Türk sporunun bir meselesiymiş gibi yansıtılıyor. Oysa, doping bugün bütün dünya sporunun, bütün olimpik branşların, bütün iddialı ülkelerin en büyük baş belası durumunda. Daha yeni IOC Başkanlığına seçilen Alman Olimpiyat Komitesi üyesi ve yeni Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach'ın ifade ettiği bir cümle var: "Dopingle mücadeleyi terörle mücadele ciddiyetiyle ele almak zorundayız ve dopingle mücadeleye terörle mücadeleye benzer ölçekte kaynaklar ayırmak durumundayız. Dopingle mücadeleye bir yerde başlanır bırakılırsa mücadelede başarıya ulaşmak mümkün değil." Yaklaşım bu, IOC'nin yaklaşımı bu, WADA'nın yaklaşımı bu, bugün, ülkemizde Türk spor yönetiminin de yaklaşımı bundan kesinlikle farklı değil.
Doping sadece bizi etkileyen, bizi olumsuz yönde imaj kaybına maruz bırakan bir konu değil. Bugün, bir Jamaika'nın yaşadığı problemler sporla ilgilenen, spor konusunda bilgiye dayalı olarak konuşan herkesin malumu. Aynı Jamaika özellikle 100 metrede ve atletizmin diğer branşlarında dünya çapında pek çok olimpiyat markasını yetiştiren ülke. 100 metre erkeklerde dünyanın en iyi 8 derecesine sahip sporculardan 6'sının sonradan yasaklı madde kullandığı sporla ilgilenen, özellikle atletizmi takip eden herkesin bildiği bir realite. Amerika Birleşik Devletleri'nden millî sporcu Tayson Gay, eski dünya rekortmeni; yine atlet Asafa Powell ve yine olimpiyat madalyalı atlet Ben Johnson bu isimler arasında. Bir diğeri, 2000 Sydney Olimpiyatları'nda 5 madalya birden kazanan Marion Jones'sa daha sonra doping skandalına karışmış ve olimpik bütün madalyalarını Olimpiyat Komitesine iade etmek durumunda kalmıştır. Olimpiyatlardan tam yedi yıl sonra 3'ü altın toplam 5 madalyasını iade etmek zorunda kalan bir sporcu Jones. Fransız bisikletçi, 7 defa dünya şampiyonluğu olan bir sporcu, literatüre geçen en önemli bisikletçilerden biri, Armstrong. O da yine bildiğiniz gibi doping kullandığıyla ilgili ithamları kabullenmek ve itiraf etmek durumunda kaldı. Bunlar, daha çok ama çok yeni gelişmeler.
Oransal birkaç hususu sizlerle paylaşmak istiyorum, geçen sefer de bu oranı verdim aslında: 2013 yılının yıl sonu verileri henüz elimizde değil, yıl sonu geldiğinde bunları da konuşabileceğiz. 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan toplam 8.490 tane kontrol var. 374 doping ihlali var bu kontrollerde; oran 4,41. 2012 yılında ülkemizde yapılan toplam 2.233 kontrol var. Ülkemizdeki 2.233 kontrolde 30 ihlal var; oran 1,34.
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Bakan, bizde yüzde 15.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - 2013 yılında, bugün itibarıyla yapılan 2.291 kontrolde dopingli sporcu oranı 6,28.
Burada üzerinde durmamız gereken konu şudur: 2013 yılında Türkiye'de -Amerika Birleşik Devletleri'ni şu an bir kenara bırakıyorum- 2013 yılında numuneye oranla dopingli sporcu sayısı, yine Türkiye'de 2012 yılında alınan numune sayısına oranla dopingli sporcu sayısı, oransal kıyaslamalar; bu, önemli bir veridir. 2012 yılında Türkiye'deki oran 1,34, 2013 yılında 6,28. Bu grafiğe bakarak Türkiye'de doping konusunda bir patlama vardır diyebilir miyiz? Değerli milletvekilleri, bu grafiğe bakarak "Türkiye'de doping konusunda bir patlama vardır." diyemeyiz ama bu grafiğe bakarak "Türkiye'de spor yönetimi dopingle mücadele konusunda IOC ve WADA talimatlarına uyma hususunda sağlam ve tartışmaya mahal bırakmayacak bir kararlılık içinde mücadeleye devam etmektedir." diyebiliriz. Bu tablo, bu performans bunun göstergesi.
Çok saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'de 2012 senesinden önce alınan numunelere, dopingli sporcu sayısının kıyaslamalarına itibar edemiyoruz şundan dolayı: Numuneleri alan federasyonlar, numuneler alınmadan önce sporcuların ve kulüplerin numune alınacağından haberi var, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu yok. Dopingle Mücadele Komisyonu 2011 yılında kuruldu. Hacettepe Üniversitesindeki Türkiye Doping Kontrol Merkezi yok. Türkiye Doping Kontrol Merkezi biliyorsunuz, geçmiş senelerde lisansı iptal edildiğinden dolayı uzun süre numune alamadı. Kuruluşunu yeni gerçekleştirdik. Hacettepe Üniversitesiyle birlikte çalışıyoruz bu konuda ve şu an numunelerini aldı, test denemelerine başladı. Önümüzdeki yıldan itibaren Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi numunelerin bilimsel ve WADA tarafından onaylı sonuçlarını artık bize de -başka ülkelerin numuneleri konusunda- diğer ülkelerin federasyonlarına da verebilecek. Dolayısıyla, artışın nedeni son birkaç yılda doping kullanan sporcu sayısının artması değildir. Habersiz, ani baskınlarla alınan numuneler yoluyla sağlanan, tartışmaya mahal bırakmayacak bir sıkı denetim sürecidir.
Biyolojik pasaportun detayına girmiyorum. Biyolojik pasaport meselesi, artık IOC ve WADA'nın tartıştırmadığı bilimsel bir yolculuk, bilimsel bir serüven. Bu, şu demektir: Bir sporcu 2020 yılında bile olimpiyat madalyası kazanacak olsa veya 2020 yılında bile dünya madalyası kazanacak olsa, dünya şampiyonu olacak olsa, 1 Ocak 2015'ten sonra WADA'nın yürürlüğe girecek yeni bir kuralı var, artık numuneleri sekiz yıl süreyle değil on yıl süreyle saklama mecburiyeti getiriyor WADA. Dolayısıyla, 2020 yılında Japonya'da olimpiyat madalyası kazanacak olan bir sporcunun 2010 yılından itibaren verdiği bütün numunelerin biyolojik pasaport değerlerine ve bedensel etkileşimlerine bakılacak. Bu çok önemli bir yenilik. Buna göre biz bu süreci yönetiyoruz. Yani biz dopingi yönetmiyoruz değerli milletvekilleri, bunun farkına, ayrımına herkesin varması lazım. Biz dopingi yönetmiyoruz, biz dopingle mücadeleyi yönetiyoruz ve bu bir hükûmet kararlığıdır. Bunun tek başına bir bakan tarafından sürdürülebilmesi mümkün değil. Ben her şeyden evvel Sayın Başbakanımıza ve Hükûmetimizin ilgili bütün birimlerine, bütün unsurlarına yürekten teşekkür ediyorum. Dopingle mücadele konusunda Türk sporunun ve sporcusunun geleceğini düşünen eğilim ve inisiyatiflerinden dolayı.
Çok dillendirilen bir konu var. Deniliyor ki: "2004 yılında Ödül Yönetmeliği'ni değiştirdiniz, olimpiyat şampiyonlarına, dünya şampiyonlarına, Avrupa şampiyonlarına çok yüksek rakamda ödüller koydunuz, dolayısıyla ödüller sporcuyu dopinge teşvik ediyor." Değerli milletvekilleri, normalde yüksek ödül iyi bir şeydir. İyi bir şeyin kötü bir motivasyon yaratmaması lazım ama madem böyle denildi, biz Ödül Yönetmeliği'ni yeniden düzenledik. Olimpiyatta 1 altın madalya kazanan sporcunun 2 bin cumhuriyet altını ödül limiti vardı, bunu bine indirdik, olimpiyatta gümüş madalya kazanan sporcunun 1.500 tam cumhuriyet altını ödül limiti vardı, bunu 600'e indirdik yani yarıdan da aşağıya indirdik. Olimpiyatta bronz madalya alan bir sporcunun bin tam cumhuriyet altını ödül limiti vardı, bunu da 300 altına indirdik yani yüzde 30'una. Yüzde 30'una ve yüzde 50'sine kadar ödülleri indirdik.
Şu konu edildi: "Olimpiyata sporcular götürülürken peşinen 60 cumhuriyet altını verdiniz." Evet, verdik. Ne için verdik? Şu an sağımda oturan Spor Genel Müdürümüzden önceki Spor Genel Müdürü arkadaşımız "Olimpiyata gidecek kafiledeki her bir sporcumuza spor yönetimi olarak 60 cumhuriyet altını vereceğiz." diye bir sözde, bir taahhütte bulundu. "Devlette devamlılık esastır." dedik, sporcuda bu motivasyon var, biz bu motivasyonu bozmamalıyız, giderken morallerini dağıtmamalıyız, bu yaklaşımı ortaya koyduk.
Şimdi, mücadeleye devam ediyoruz, en ufak bir tereddüt yok. Sol tarafımda oturan Rüştü Hoca, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonunun yöneticiliğini, koordinasyonunu sürdürüyor. Bünyesinde çalıştığı kurum Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi. Türkiye Millî Olimpiyat Komitesindeki bu faaliyeti finanse eden kurum Gençlik ve Spor Bakanlığı. Rüştü Hoca, profesör, Ankara Üniversitesinde spor hekimi ve şu an bir ekip hummalı, dikkatli, habersiz ama çok özenli biçimde numuneleri ani baskınlarla alıyor ve gereğini harfiyen yerine getiriyor, bu konuda kalbiniz müsterih olsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan çok başarılı! Bu kadar olumsuzluğa karşı bu kadar rahat konuşuyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Dopingin bir zehir olduğuna inananlardanım. Hükûmet olarak dopingin bir zehir olduğuna, insan fıtratına aykırı olduğuna, kız ve erkek gençlerimiz üzerinde olumsuz bedensel etkileşimlere yol açtığına kaniyiz, bu mücadeleye devam ediyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Burama geldi ya! Türkiye olimpiyatlarda, madalyada yirmi yıl geriye gitti. Burama geldi ya, böyle bir şey yok ya. Vallahi kutlamak lazım Sayın Bakanı. Biraz da eleştirilere cevap verseniz Sayın Bakan.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Yeni yapılacak düzenlemeler var: Sporcunun ödenmemiş ödülleri ödenmeyecek eğer doping çıkarsa. Federasyon başkanları mesuliyet altına girmiş olacak. Sporcusunda doping çıkan antrenörün lisansı iptal edilecek. Ayrıca çok önemli bir şey; konu federasyonların disiplin kurullarına intikal ettiriliyor.
HASAN ÖREN (Manisa) - Turgutlu Belediyesine verdiğin arabayı söyledim, gösterme elinle! Elinle gösterme! Arabayı 2 misline sattınız.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Federasyonların disiplin kurullarına intikal ettirilen konuların hangi sürede neticeye bağlanacağına ilişkin herhangi bir süre kaydı yok. Bunu üç aya indirecek bir düzenlemeyi şimdi getiriyoruz.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ Hükûmetinin refleksi ve Başbakanımızın spora olan düşkünlüğünün bir yansıması olarak şimdi yeni bazı adımlar atıyoruz.
Bir; Vural Kavuncu Hocam -ki tıp profesörüdür- konuyu çok detayıyla aslında işledi. Hacettepe Üniversitesiyle birlikte 200 milyon liralık yatırımla Beytepe Kampüsü'nde Türkiye Olimpik Sporlar Enstitüsünü kuruyoruz. Japonya'da var, Fransa'da var, Almanya'da çok eski yıllardan bu yana var, Amerika'da da var. Japonya'dakinden daha iyi, Fransa'dakinden, Almanya'dakinden, Amerika'dakinden de çok çok daha iyi bir olimpik sporlar enstitüsünü Beytepe Kampüsü'nde kuruyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, biraz da eleştirilere cevap verseniz. Verecek cevabınız yok ki neye vereceksiniz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Ayrıca, Eryaman'da Olimpiyat Hazırlık Merkezimizi faaliyete açtık.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türkiye olimpiyatlarda yirmi yıl geriye gitti, yirmi yıl; hâlâ konuşuyorsunuz ya!
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Güreşi bile batırdınız, güreşi!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - 200 yataklı oteli, olimpik havuzu, atış poligonları, spor salonları, atletizm pisti, diğer yönetsel ve sağlık birimleriyle birlikte Eryaman Olimpiyat Enstitüsü de hizmete girmiş bulunmaktadır.
Bu hafta sonu Trabzon'da Akyazı Spor Kompleksinin temelini attık. Bir gün öncesinde biz Trabzon Olimpiyat Hazırlık Merkezini açtık. Trabzon Olimpiyat Hazırlık Merkezini açarken Türkiye'de bölgesel 12 tane olimpik hazırlık merkezini hizmete açtık. Buralar olimpiyatın merkezi olacak. Antrenörüyle, mentoruyla, psikoloğuyla, diyetisyeniyle bütün buralar Türk sporunu ayağa kaldıracak...
HASAN ÖREN (Manisa) - Kaldırdın! 12 Dev Adam nerede, 12 Dev Adam?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - ...ve yeni olimpik vizyonu sistematik hâle getirecek bir yaklaşım olarak şekillenecek.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Seçim propagandasını bırak!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - 12 Dev Adam konu edildi.
VELİ AĞBABA (Malatya) - 12 Dev Adam nerede? Güreş nerede? Futbol nerede? Madalya nerede?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 12 Dev Adamı "12 Dev Adam" olarak kabullendiğimiz dönem AK PARTİ hükûmetleri dönemidir. Bu ülke 12 Dev Adamı AK PARTİ hükûmetleri döneminde duydu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Nerede 12 Dev Adam, nerede?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan, duyamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Bakan gayet güzel baş ediyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - "Filenin Sultanları ne oldu?" dediler, Filenin Sultanları ne oldu? Filenin Sultanları tarihinde ilk defa 2012 yılında Londra Olimpiyatları'na gitti.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sorulara cevap ver Bakan, sorulara!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Filenin Sultanları tarihinde ilk defa gittiği Londra Olimpiyatları'nda dünyanın takdirini kazanan bir performans ortaya koydu.
Siz unuttunuz, ben unutmadım; Potanın Perileri ne oldu? Basketbol Bayan Millî Takımımız tarihinde ilk defa olimpiyatlara gitme hakkını kazandı.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Her tarafa siyaseti kattın, millî takımın hocasına, kimin millî takıma gireceğine, kimin nerede oynayacağına...
BAŞKAN - Sayın Ağbaba, yeter artık!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama Sayın Başkan, eleştirilere cevap versin.
BAŞKAN - Anladım, tamam da ama oturduğun yerden olmaz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Londra Olimpiyatları'nda, ilk defa katılıyor olmasına rağmen olimpiyat 5'inciliği derecesini almayı başardı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Zaman daralıyor, size birkaç tane grafik göstereyim.
HASAN ÖREN (Manisa) - Arabayı göstereceksin, sattığın arabayı! Kendi belediyene sattığın arabayı göstereceksin!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Size birkaç tane grafik göstereyim. Son dört yılda yapılan dünya şampiyonalarında alınan madalya sayıları, değerli milletvekilleri, buraya bakın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Üzülüyorum, üzülüyorum. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak üzülüyorum, utanıyorum.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Tabii, hanesinde tükenen, kursağında bir şey kalmayan, pek çok şey söyleyecektir. Dünya şampiyonaları: 2009 yılında kazandığımız madalya sayısı 214, 2010 yılında 225, 2011 yılında 216, 2012 yılında 268, sadece dünya şampiyonaları. Gördüğünüz gibi hükûmetlerimiz döneminde alınan sportif önlemler, tesisleşme, spora yapılan yatırımın grafiklere yansıması bu şekilde. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir diğeri değerli milletvekilleri, olimpiyatlara gidilen yıllarda genelde ülkelerin madalya sayıları düşer, o nedenle baz rakam olarak olimpiyatlara gidilen yıllarda yapılan dünya şampiyonalarında alınan madalyalar hesaba katılır. 2000 yılı, bizim hükûmetlerimizden önceki son olimpiyat yılı, 2000 Sydney...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, siz çok başarılı bir hatipsiniz, bu kadar kepazelikle ilgili iki tane eleştiriye cevap vermediniz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - ...63 madalyası var Türkiye'nin dünya şampiyonalarında 2000 yılında. 2004 Atina Olimpiyatları yılı, Atina Olimpiyatları yılında Türkiye'nin dünya şampiyonalarındaki madalya sayısı 118.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, bin tane eleştiri var, bir tanesine cevap vermediniz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - 2008 Pekin Olimpiyat yılında Türkiye'nin dünya şampiyonalarındaki madalya sayısı 161 ve 2012 Londra Olimpiyat yılı, Türkiye'nin dünya şampiyonalarındaki madalya sayısı 2012 yılında 268.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türkiye'yi sporda rezil ettiniz!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Anlayana önemli bir rakam, anlamak isteyene önemli bir rakam. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bu kadar olur.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Bir diğer grafik, Akdeniz Oyunları çok konuşuldu, Akdeniz Oyunları grafiğine de şöyle bir göz atalım.
BAŞKAN - Bana niye elinizi sallıyorsunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne yapayım, duymuyor!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Akdeniz Oyunları'nda, 1993 senesinde 62 tane madalyamız var. Yine Akdeniz Oyunları'nda 2001 senesinde 63 tane madalyamız var. Yine Akdeniz Oyunları'nda 2005 yılında 61 tane madalyamız var.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, bozuk plak gibi...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Akdeniz Oyunları'nda 2009'daki madalya sayımız 65, 2005'teki 73, şöyle bakarsanız grafiğe, Akdeniz Oyunları'nda, Mersin'de yapılan Akdeniz Oyunları'nda 2013 yılındaki madalya sayımız 127. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kaç tanesi geri alındı, kaç tanesi?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Ve Akdeniz Oyunları tarihinde...(CHP sıralarından gürültüler)
Değerli milletvekilleri gurur duyun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bu ülkenin birliğine, dirliğine inanan insanlar olarak...
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Lan git!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne alakası var! (CHP sıralarından gürültüler)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - ...ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasından, dalgalanırken İstiklal Marşı'nın okunmasından gurur duyan insanlar olarak mutlu olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Mersin'de İstiklal Marşımızı sporcularımız 47 kez okutmayı başardı, bu çok önemli.
Bir diğer rakam, şuraya bakın şuraya! 2002 senesine bakın, önemli bir gösterge, lisanslı sporcu sayısı nedir? 2002 yılında lisanslı sporcu sayısı 278 bin, 2002'deki lisanslı sporcu sayısı. Gel bugüne bak, bugün lisanlı sporcu sayısı 4 milyon 732 bin. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kırkpınar Başpehlivanı doping yaptı, doping.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Kırkpınar'da ne zamandan beri doping olduğunu nereden biliyorsun? Kırkpınar'da ne zamandan beri doping olduğunu nereden bilecek? Bilmesi mümkün değil. İlk defa bu sene...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, süreme ilave edecek misiniz bilmiyorum.
BAŞKAN - Biliyorum, edeceğim.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Sayın Başkanım, süreme...
BAŞKAN - Devam edin, devam edin siz.
Sayın Ağbaba, rica ediyorum... Bakın, bu gürültüden...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama Sayın Başkanım, kanımıza dokunuyor.
BAŞKAN - Tamam canım da şimdi herkes yerinden bağırınca... Bu taraf bağırıyor, bu taraf bağırıyor, sonuç olarak hiç kimse hiçbir şey anlamadı Sayın Bakanın söylediğinden. Ne yapacağız şimdi?
Buyurun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Kırkpınar'da ilk kez bu sene müsabakalardan aylar öncesinden başlayarak sporcuların doping numuneleri alındı. 2011 yılında altın kemer verildi, 2012 yılında altın kemer verildi, 2013 yılında altın kemer verildi ama bu işin üzerine kararlılıkla gitmenin bir nişanesi olarak, bu işin üzerine cesaretle gitmenin bir nişanesi olarak dopinge göz yumulmayacağının tarihe not düşümü olarak altın kemer 3'üncü defa kazanan sporcudan geri alındı, Edirne Belediyesine teslim edildi, sonra da yeni hak sahibine. Burada Güreş Federasyonunun da önemli bir refleksi var.
Diyorsunuz ki: "Spor yönetimine siyaseti karıştırmayın."
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bütün spor yönetimi atamalarınız siyasi, bütün sporcularınız siyasi...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Spor yönetimine karıştırmayın dediğiniz siyaset nedir?
Bir: Siyaset bulaşık bir iş değil, siyaset hepimizin yaptığı iş, temiz bir iş siyaset.
İki: Hem dopingin hesabını benden soracaksınız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - ...hem "Atletizm Federasyonunun başında niye bir sporcu yönetici var?" diye soracaksınız.
VELİ AĞBABA (Malatya) - İlk kez Kırkpınar'da başpehlivan dopingli çıktı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Sayın Başkan, kimseye söz vermediniz biliyorum ama benim...
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen. Tamam, bir dakika süre veriyorum, tamamlayın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - İki dakika Sayın Başkan.
BAŞKAN - Yo, yo, bir dakika. Tamamlayın lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - Atletizm Federasyonu Başkanının görevden alınma nedeni dopingdir. Halter Federasyonu Başkanının istifa nedeni dopingdir. Şimdi, Vücut Geliştirme Federasyonunun özerkliğinin kaldırılmasıyla ilgili bir süreç başlatılacak.
Değerli milletvekilleri, bu konuda kararlılığımız tam, irademiz sağlam. 789 tane spor tesisini Türk sporuna kazandırıyoruz. Deniliyor ki: "Bu kadar tesise ihtiyaç var mı?" Evet var. 48 tane olimpik-yarı olimpik yüzme havuzu yapıyoruz Türkiye'de. 193 tane değişik büyüklüklerde spor salonu yapıyoruz ülkemizde.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, siz de dopinglisiniz, bir insan bu kadar konuşabilir mi ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - 25 tane stadyum yapıyoruz Türkiye'de. 21 tane atletizm pisti yapıyoruz Türkiye'de. 80 tane diğer branşlarda spor tesisi yapıyoruz Türkiye'de. Toplam 789 tesisle 81 ilimizdeki 76 milyon insanımızın hizmetindeyiz.
Mehmet Özal konusuna gelince; kendisine verilen resmî bir unvan, resmî bir makam, resmî bir mevki, rütbe söz konusu değil. Genel Müdürün onayı, Bakan oluru ile kendisine, adı tüzükte, yönetmelikte, genelgede, kanunda yazılı olmayan bir görevlendirme yapılmış...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Devamla) - ...fakat dopingle ilgili araştırma önergesini görüştüğümüz günün ertesinde hem Genel Müdürlükten Ankara İl Müdürlüğüne ataması gerçekleştirildi hem de sürece ilişkin soruşturma başlatıldı.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)