| Konu: | AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 16.05.2012 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 180 sıra sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı'yla ilgili şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, ülkemizde 74 milyon vatandaşımız 19 milyonu aşkın bina stoku içinde yaşamlarını sürdürmektedir, yaklaşık 10 milyona yakın bina da yenilenmesi gereken durumdadır. Şimdi, bu gerçekleri biliyoruz ve bu gerçeklerin bu hâle gelmesinin sebebi nedir, onu görüşmek gerektiğine inanıyorum.
Şimdi, Sayın Hükûmete ve Sayın Bakana "Günaydın" demek lazım. On yıldır merkezî hükûmettesiniz, yaklaşık yirmi yıldır yerel yönetimlerdesiniz. Yani yerel yönetimlerde kentlerin bu hâle gelmesinin birinci derecedeki sorumlusu yine aynı zihniyettir. Şimdi baktınız ki büyükşehir belediyeleriniz işin içinden çıkamıyor, kentleri yaşanmaz hâle getirdi, kentlerin yerle bir olduğu bir deprem felaketiyle nelerle karşılaştığının ortaya çıkması neticesinde birçok kanunları devre dışı bırakarak yeni bir çalışmayı getiriyorsunuz.
Şimdi buradan soruyorum: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanınız kaç yıldır bu şehri yönetiyor? Ve buradan yine soruyorum: Kaç milyar dolar borcu var? Yaklaşık 6 milyar dolara yakın borcunun olduğu iddia ediliyor ve yıllardır birtakım çarpık yapılaşmalarla bu kenti idare ediyor ve geçen gün bakıyorsunuz, bir su gösterisiyle Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Meclis Başkanının, Sayın Başbakanının siluetlerini yansıttığı Gençlik Parkı'nda şov yapıyor.
Şimdi Sayın Gökçek'e sormak lazım: Siz orada o gösteriyi yaparken, bu milletin paralarını, trilyonları oraya harcarken, geçen haftaki yağmurda şehrin merkezinde, göbeğinde, Emek'te, Çukurambar'da, en merkezî yerlerde biz sular içerisinde boğuşuyorduk. O twit'ten sağa sola çatmayı bırakın da şu milletin meseleleriyle bir uğraşın Sayın Gökçek.
Gelelim esas mesele İstanbul'a.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Nasıl cevap verecek?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Siz verirsiniz. Sen gel de ver o zaman biraz sonra. Tamam mı? Sen gel ver; ben iddiada bulunuyorum, yanlışsa ver.
Şimdi İstanbul'a geliyorum. Bakın, İstanbul Belediye Başkanınız 25 Mayıs 2005 yılında -sağında İstanbul Valisi Muammer Güler, solunda Profesör Doktor Hüseyin Kaptan- bir toplantı yapıyor. Yer: Tepebaşı TÜYAP ve diyor ki: "İstanbul'un bugünkü problemlerinin tümü plansız şehirleşmeden kaynaklanmıştır. Prost'un hayalleri dışında bakış getirilememiştir. İstanbul'un, ne geçmiş ne şimdiki ne de yakın ve uzak projeksiyonu ve planı vardır. Amacımız, İstanbul'un geleceğini planıyla kurmaktır."
Peki, şimdi buradan Topbaş'a sormak lazım: Sizden önce beş yıl İstanbul'da belediye başkanlığını kim yaptı? Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Akabinde kim yaptı? Ali Müfit Gürtuna yani devamı olduğunuz görüşler.
Şimdi, bu şekildeki iddialı bir toplantıyla -Sayın Valimizin de olduğu yerde- İstanbul Metropolitan Merkezi kuruluyor 2005 yılında ve yaklaşık 550'ye yakın akademisyen çalıştırılıyor burada. İçerisinde şehir plancıları var, mimarlar var ve İstanbul'un 1/100.000'lik planını yapıyor. Şehrin gelişimi noktasında 550 akademisyenle yoğun bir çalışma yapıyorlar ve 1/100.000'lik plan kabul ediliyor. 1/100.000'lik planda ne diyor? İstanbul'un kuzeye doğru gelişmesinin kontrol altına alınması, bunun yerine kentin güneyde, Marmara ekseninde kademeli ve sıçramalı olarak büyümesi öngörülmüş ve "Ben İstanbul'un gelecek yüzyılını planlıyorum." diye iddialı bir laf ortaya atıyor. Fakat bir bakıyorsunuz, seçimlerden önce bir sabah Sayın Başbakan "çılgın bir proje" diye ortaya çıkıyor, İstanbul'a kanal projesi. Yaklaşık altı yıl yüzlerce trilyon para harcanarak 550 akademisyenin şehri planladığı bir ortamda, bir sabah Sayın Başbakanın talimatıyla altı yıllık plan bir kenara atılıyor ve hedef gösteriliyor, "Hedef, İstanbul'un kuzeyidir ve Karadeniz eksenidir." deniliyor.
Şimdi, Sayın Başkan, buradan soruyorum: Dünyanın kaynağını burada babalarının çiftliği gibi kullanan başta İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları olmak üzere, fakir fukaranın, garip gurebanın rızıklarını buralarda lalelere, lale soğanlarına, lazerlerle ışık gösterilerine harcayan zihniyetin harcamalarının paralarını bu fakir fukara ve garip gureba halktan çıkarması ne kadar hakkaniyete uygundur? Bunu vicdanlarımıza sormamız gerektiği kanaatini taşıyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.