| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR VE ARKADAŞLARININ KAMUDA ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA (10/185); KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ MESUT DEDEOĞLU VE ARKADAŞLARININ TAŞERON İŞÇİLERİN PROBLEMLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 5/11/2012 TARİH VE 6558 SAYI İLE; ELÂZIĞ MİLLETVEKİLİ ENVER ERDEM VE ARKADAŞLARININ KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 19/2/2013 TARİH VE 9766 SAYI İLE; MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ ÖZ VE ARKADAŞLARININ ÜLKEMİZDE TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 10/4/2013 TARİH VE 11604 SAYI İLE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUKLARI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 12 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 12.11.2013 |
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun vermiş olduğu önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce bizden önce söz alan saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımın parti grubumuzla, Sayın Bakanımızla veya partimizin temel bakışıyla ilgili yapmış oldukları değerlendirmeler hakkında bir iki cümle söylemek durumundayım.
Değerli arkadaşlar, bizim, her şeyden önce, Türkiye'de taşeron işçilerle ilgili bir problemin olmadığı, her şeyin güllük gülistanlık olduğu noktasında bir yaklaşımımız yok. Hükûmetin en yetkili ağızları, Sayın Çalışma Bakanımız, bu konuyla ilgili milletvekili arkadaşlarımız defalarca bu kürsüden ve değişik vesilelerle Türkiye'de çalışma hayatının demokratikleşmesinin Türkiye'nin demokratikleşmesinden ayrı olarak değerlendirilemeyeceğini, Türkiye'nin demokratikleşmesine paralel olarak da çalışma hayatının uzun yıllardır birikmiş olan sorunlarının çözülmesi gerektiğini ifade etmiş ve bu konuda da hükûmetlerimiz zamanında son derece önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Dün bu anlamda yapılan üçlü danışma toplantısı son derece önemli bir toplantı. Yıllardan beri Türkiye'de problem olarak görülen ama maalesef bizden önceki hükûmetler döneminde sorunların üzerine gitme yerine öteleme yolunu seçen bir yaklaşım yerine...
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - On bir yıl oldu.
ALİM IŞIK (Kütahya) - On bir yıl, on bir yıl...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - On bir senedir çözemediniz.
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - ...bütün taraflarla diyaloğu merkeze alan bir yaklaşımla Türkiye'nin temel meselelerini çözmeye çalışıyoruz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - On bir senedir çözemediniz mi?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Çapınız yetmez bu işleri çözmeye. Bu işte ihale yok, bu işte nema yok, bu işte avanta yok, o yüzden çözmeye gerek de yok!
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Kıdem tazminatıyla ilgili sorun şu anda çalışanların önemli bir kısmının mağdur olduğu bir sorun. Şu anda Türkiye'de alt işverenlikle ilgili sorun Türkiye'de çalışma hayatının önünde duran çok önemli bir sorun.
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Çözmenize kim mani oluyor?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Bizden önceki milletvekili arkadaşlarımızdan biri, kapalı ortamda yapılan bir toplantıda Sayın Bakanımızdan TİSK'in memnun olduğu gibi bir ifadeyle kapalı ortamda konuşulan konular üzerinden Sayın Bakanımıza yönelik haksız bir ithamda bulundu.
Değerli arkadaşlar, Çalışma Bakanı bu ülkede çalışma hayatının bütün aktörlerinin bakanıdır. Çalışma hayatında işçinin de işverenin de birbirine karşı olduğu bir yaklaşım bugüne kadar Türkiye'de çalışma hayatına kaybettirmiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - On bir senedir işçinin lehine hangi kanunu çıkardınız?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Bugün işçi ve işveren birbirinin tamamlayıcısıdır. Eğer merak ediyorsanız -Sayın Başkan Süleyman Çelebi çok güzel bir soruyla bitirdi- bu önümüzdeki hafta yapılacak olan Avrupa Birliği toplantısında grubu temsilen katılacak olan bir milletvekili olarak neyi ifade ettiğimizi tekrar sizlerle paylaşayım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Türkiye'de AK PARTİ iktidarından önce, bizden önceki hükûmetler döneminde, bu ülkede milyonlarca çalışandan tasarruf ettirilecek diye kesilen ama bırakın tasarruf ettirilmeyi bütçe açıkları için kullanılan yaklaşık 13,5 katrilyon parayı bu anlamda...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz de kullandınız deprem sigortasını. Siz de kullanmadınız mı?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Toplumsal bir talep olmamasına rağmen eğer memurun devletten alacağı varsa, memurun devlete güveninin olmadığı bir yerde vatandaşın devlete güveninin de olamayacağı yaklaşımıyla bu ülkede çalışanlara 13,5 katrilyon ödeme yapılmıştır ve bunların kesintisinin hiçbiri AK PARTİ iktidarı dönemlerinde yapılan bir kesinti değil. Bizden önceki hükûmetlerde kesilen, nemalandırılan ama maalesef bütçe açıklarına kullanılan 13,5 katrilyonu AK PARTİ iktidarı ödemiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi kıdem tazminatı getiriyoruz aynı mantıkla!
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Neleri anlatacağız? KEY ödemeleriyle ilgili, yine bizden önceki iktidarların "Konut edindireceğiz." diye memurlardan zorla kestiği ve bu anlamda yaklaşık olarak milyonlarca çalışanı ilgilendiren konut edindirme yardımının yasal faiziyle birlikte geri ödemesi yine AK PARTİ iktidarında olmuştur.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Arsaları ne yaptınız?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Sayın Çelebi'nin çok iyi bildiği bir konuyla devam edeyim. Devlet memurlarının uzun yıllardan beri Türkiye'deki mücadelelerinin en önemli ve temel argümanı toplu sözleşmeli ve grevli sendikal mücadeledir ama memurların ve memur sendikalarının toplu sözleşmeyle ilgili her talebi gündeme geldiği zaman bizden önceki hükûmetlerin en önemli karşı çıkışı iş güvencesiyle birlikte toplu sözleşme hakkının olmayacağıdır. Ancak 12 Eylül referandumuyla birlikte...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İş güvenliği mi geldi?
MAHMUT KAÇAR (Devamla) - ...milletimizin toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de "Evet." kararı neticesinde kamu çalışanlarının iş güvencesine dokunulmadan statü hukuku korunarak kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı veren uygulamalar AK PARTİ Hükûmeti döneminde yasalaşmıştır. Bugün memurlara verilen toplu sözleşmenin yerel yönetimler toplu sözleşmesi, genel toplu sözleşme ve hizmet kolu toplu sözleşmesi olması da çalışanlar açısından önemli kazanımları elde eden çok önemli bir düzenleme olmuştur.
Yine, hepimizin yıllardan beri şikâyet ettiği bir konu, farklı istihdam modelleriyle ilgili olarak yapılan eleştirilerdir; 4/B, 4924, 4/C uygulamaları ve benzeri uygulamalar. Biliyorsunuz, en son geçen aylarda yapılan bir düzenlemeyle yüz binlerce 4/B'li çalışan kadroya geçirilmiştir. 4924 uygulamalarına son verilmiş ve özellikle istihdamda kadrolu uygulamalarını bütünleştirme noktasında önemli adımlar atılmıştır.
Yine, darbe ürünü olarak önümüzde duran ve maalesef yıllardan beri değiştirilemeyen 2821 ve 2822 sayılı Sendikalar Yasası'yla ilgili değişiklik yine bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Şu anda yürürlüğe giren Toplu İş İlişkileri ve Sendikalar Kanunu'yla birlikte, bildiğiniz gibi üyelikte noter şartının kaldırılması, yetki itirazlarının iş kolu tespitinde bekletici sebep olmaktan çıkarılması gibi birçok önemli düzenleme yine bu dönemde yasalaşmıştır.
İş sağlığı ve güvenliği, gerçekten Türkiye'de her bir iş kazası gündeme geldiği zaman yüreğimizi dağlayan haberler aldığımız önemli bir alan. Bu anlamda, Türkiye, bugüne kadar iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemenin olmadığı bir ülkeyken, bütün çalışanları kapsayan iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasal düzenleme yine Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşmıştır.
Önümüzde çözmemiz gereken problemler var. Bunlardan bir tanesi de taşeron çalışanlarla ilgili yapılması gereken bir düzenleme. Bu konuyla ilgili hiçbir şey yapılmamış gibi bir yaklaşım kesinlikle haksız ve yanlış bir yaklaşım. Burada grubu bulunan siyasi partilerimiz de çok iyi bilirler ki bu konuda Çalışma Bakanlığımızın öncülüğünde, Mecliste grubu bulunan siyasi parti temsilcilerimizin katılmış olduğu bir toplantı, ayrıca taşeron işçi dernekleriyle birlikte iki ayrı toplantı yapılarak bu anlamda çok önemli bir yol haritası ortaya konuldu ve bu yol haritasıyla birlikte taşeron işçilerle ilgili sorunlar 7 temel başlık altında toplandı.
Bunlardan bir tanesi, alt işveren tanımının belirsizliği ve bundan dolayı çalışanların yaşadığı mağduriyet. Bizden önceki hatiplerin bahsetmiş olduğu bu muvazaa tespitinden kaynaklanan problemler, kıdem tazminatının ödenmemesi, bununla ilgili yargıya yapılan müracaatlar bu anlamda gerçekten önümüzde son derece önemli bir problem. Mutlaka taşeron işçi kardeşlerimizin kıdem tazminatı problemlerinin çözülmesi... Bu anlamda Çalışma Bakanlığı bünyesinde yapılan toplantılarda tespit edilen ve yol haritasında birleştirilen konular; yıllık ücretli izin hakkı tanınmaması... Biliyorsunuz bu anlamda, taşeron işçilerin sözleşmelerinin yıllık olmasından dolayı bir yıl dolmadan maalesef işveren çalışanın işine son verdiğinden dolayı yıllık izinlerini kullanamamaları, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yeterince alınmaması, ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesi, ihale sürelerinin kısa olması ve en önemlisi, çalışanların en temel hakkı olan örgütlenme haklarının olmaması şu anda taşeron işçiler açısından bir an önce çözülmesi gereken son derece önemli problemler. Taşeron işçilerle ilgili sorun anlamında söylenen bütün cümlelerin altına imza atıyoruz. Bunun çözülmediği noktasındaki yaklaşımı haksız ve yersiz buluyoruz. En son dün yapılan toplantı, bu anlamda, bu konunun gündemde olduğu ve son derece de önemli değerlendirmelerin yapıldığı bir toplantı. Biliyorsunuz, on gün sonra yeniden üçlü danışma kurulu toplanacak ve inşallah bir an önce alt işverenlikle ilgili, taşeronlukla ilgili ve gerçekten şu anda emek sömürüsüne dönen bu uygulamalara son verilmesi ve şartların düzeltilmesiyle ilgili yasal düzenleme bir an önce yapılır ümidiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)