| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 07.11.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 490 sıra sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nın 31'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıda ciddi düzenlemeler yer aldığı gibi eksiklikleri de söylemeden geçmemiz mümkün değildir. Bilindiği gibi, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumun giderek kötüleşmesi, birçok vatandaşımızın bankalarla muhatap olmasına ve bu muhatapların sonuçta değişik vesilelerle mağdur olmasına yol açmaktadır. Bu mağdur kesimlerden birisi de dövize endeksli olarak kredi çekmiş; ev almış, araba almış ya da başka bir taşınmaza yatırım yapmış olan vatandaşlarımızın, bu kredilerini geri ödemede çektikleri sıkıntılardır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonuna da getirilen bu sorun, umarım Meclisimizin alacağı kararla ve Genel Kurulumuzun önergemize vereceği destekle çözülmüş olacaktır.
Değerli milletvekilleri, tüketici kredileri içerisinde söz konusu durumda olanların oranı aslında çok fazla değildir. Yüzde 2'lik bir orandır yani toplam tüketici kredileri içerisinde dövize endeksli olarak borçlanmış olanların oranı yüzde 2'ler civarındadır. Bu yüzde 2'lik kesimin içinde bulunduğu sorun, onlar açısından son derece büyüktür. Çünkü, dövize endeksli kredi kullanımı 22 Haziran 2009 tarihinde Merkez Bankasının yayınlamış olduğu 2009/22 sayılı Genelge'yle yasaklanmıştır. Ancak, o tarihten önce bu kredileri almış olan vatandaşlarımızın, gerek döviz kurlarındaki yükselme gerekse ekonomik durumlarındaki kötüleşme nedeniyle bugüne kadar kredilerini geriye ödeyemedikleri için ciddi mağduriyetler yaşadığı bir sorunu çözmek istiyoruz burada. Sayın Bakan da sorular bölümünde sormuş olduğum soruya cevaben, aslında bunun olabileceğini ama bir teknik hesaplama gerektiğini söyledi; ben kendisine huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bunun çözümü elbette ki bir teknik çalışmayı gerektirebilir ama bu önergeyle bu kanuna eklenmesi durumunda, çıkartılacak olan yönetmeliklerle bunun nasıl düzenleneceği konusu zaten bir zaman tanımaktadır. İnanıyorum ki beş altı aylık süre içerisinde, yönetmeliklerin düzenlenmesi sürecinde de bu teknik çalışma sonuçlanmış olacaktır. Ama, bunu bugün burada yapmayalım, daha sonra başka bir kanunda düzenleyelim diye sorunu ötelemek Türkiye'yi iyiye götürmeyecektir. Bu nedenle, bu önergenin çok yerinde bir önerge olduğunu ve Genel Kurulun siz değerli üyelerinin vicdanlarına, oylamada, bunu bıraktığımı ifade etmek istiyorum.
Sadece dövize endeksli kredi çekenler mi sorun yaşamaktadır? Hayır, Türk parası cinsinden kredi çekmiş, kredi çekilirken kefil olmuş birçok vatandaşımızın da bugün bu tüketici haklarını korumayla ilgili kanunda sorunlarının çözülmesi beklentisi vardır.
Yine, sorular bölümünde sordum ama tabii, Sayın Bakanımız vakit darlığı nedeniyle detaylı açıklayamadı. Bugün, yaşanmış bir örneği sizlerle paylaşarak sorunun ne kadar büyük olduğunu ifade etmek istiyorum. 2005 yılında 17 bin TL'lik bir araç kredisine kefil olan bir vatandaşımız, daha sonra ilgili bankanın talebi üzerine, "Aracı getir, bu işi bitirelim." dendikten sonra 25 bin TL'lik aracını teslim etmesine rağmen sorun çözülememiş, 2005 yılındaki 17 bin TL'lik borç bugün 95 bin TL üzerinden haciz aracılığıyla alınmak istenmektedir.
Değerli milletvekilleri, geriye dönük bu tür borçlanmalarda da bir sınır koymamız lazım. Eğer bunun önünü kapatamaz da kanunun yayımlandığı tarihten itibaren çekilecek krediler için ya da kredi kartları uygulamaları için bu hükümleri geçerli hâle getirirsek vatandaşın sorunu çözülmeyecek.
Ben bu duygu ve düşüncelerle önergemize desteğinizi bekliyor, tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)