| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 06.11.2013 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü gündemimizde Tüketicinin Korunması Kanunu var ve ben 3'üncü maddede verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Türkiye gerçek gündemine bir türlü dönemiyor. Bakın, geçtiğimiz günlerde bir başörtüsü tartışmasını, birkaç gündür de özel yaşantımıza ya da özel alanlarımıza müdahale konusunu tartışıyoruz. Sayın Başbakan, hafta sonu Kızılcahamam toplantısında AKP Grubuna sesleniyor ve Denizli Valisinin bazı şikâyetler aldığını, öğrencilerin, kız-erkek öğrencilerin bir arada yaşadıklarını ve dolayısıyla toplumun bundan rahatsız olduğunu, bu konuda yapılan şikâyetlere karşılık gerekli tedbirleri alacaklarını ifade etmişler. Daha sonra bu basında tartışılmaya başlanınca AKP Grubu bunu yalanladı, sözcüleri vasıtasıyla ama hemen salı günü, grup toplantısında bu konu tekrar gündeme geldi ve günlerdir de bu konuyu tartışıyoruz. Ben, Plan Bütçe Komisyonunda çalışıyorum. Her gün, bu konu, o gün bütçesi tartışılan bakanlığın yetkilisi ya da sayın bakan tarafından, kendince, herkes yorumluyor. Bugün de Aile ve Sosyal Politikalar Sayın Bakanı kendine has görüşlerini yukarıda dile getirdi.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, ortada, çözülmesi gereken yurt sorunu var. Bu, üniversite öğrencilerinin temel bir sorunu. Şimdi, bu sorunu alıp ve çözemediğiniz on yıldır... Belki de gerçekten bu soruna ilişkin ciddi adımlar atılmış olabilir ama bugün geldiğiniz noktada bu sorunlar çözülmemiş. Bu sorunların üstünü örterek konuyu başka bir alana çekmek sorunlardan kaçmadır ya da manipülasyondur, farklı yönlere Türkiye'nin gündemini, Türkiye'nin sorunlarını, toplumsal talepleri çekmedir.
Şimdi, Sayın Başbakana sormak lazım: Bu şikâyetleri kimler yapıyor? Ben de öğrenci babasıyım, benim de evlatlarım var, benim de üniversite okuyan çocuğum var, sizlerin de var. Ben böyle bir şikâyeti, böyle bir toplumsal şikâyeti ilk kez duyuyorum.
Şimdi, bu konuda sayın bakanlar açıklama yaptığı gibi, Sayın Adana Valisi de bir açıklama yapıyor: "Sayın Başbakanın sözü bizim için talimattır, gereği yerine getirilecek." diyor. Bunun gereğinin yerine getirilmesi ne anlama geliyor? Burası hukuk devleti, burada yasalar var. Yoksa kendinizce bir ahlak polisi mi ihdas edeceksiniz? Yeni bir yasa mı çıkaracaksınız? Bu çocukları ahlak polisi vasıtasıyla mı denetleyeceksiniz? Anlamak mümkün değil.
Bugün, Sayın Başbakan Finlandiya'da açıklama yapıyor "Vatandaşlarımızın özel hayatı bizlerin teminatı altındadır." diyor. Vallahi kusura bakmayın, benim özel hayatım sizlerin teminatı altında değil, hukukun, Anayasa'nın, onun emrettiği hükümlerin teminatı altındadır. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Onu o manada söylüyor zaten.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Sayın Bakan, görev alanlarınızdan biri gümrükler.
Bakınız, bizim Irak'a açılan tek ve en önemli kapımız Habur Sınır Kapısı. Ben Mersin Milletvekiliyim. Dünden bu yana, orada transit ticaretle uğraşan ihracatçı arkadaşlarım, transit ticaret yapan arkadaşlarım arıyorlar "Habur Sınır Kapısı'nda TIR kuyrukları 40 kilometreyi buldu." diyorlar, Cizre'ye kadar ulaşmış.
Şimdi, bir taraftan, Sayın Ekonomi Bakanı "İhracatı artıracağız." diye "Cari açığı kapatacağız." diye "Türkiye'nin kanayan yarası cari açıktır." diye kapı kapı geziyor, pazar pazar geziyor, ülke ülke geziyor; diğer taraftan, burnumuzun dibindeki Irak'a ihracat yapmak istiyor Türk iş adamı ama siz bir kapıyı, sınır kapısını orada kontrol altında tutamıyorsunuz. Orada sorunlar nedir? Niçin orada günlerce TIR'lar, ihraç malları beklemek zorunda kalıyor? Bunun cevabını vermek durumundasınız ve ivedilikle ama ivedilikle tedbir almak zorundasınız, oradaki işleyişi sağlamak zorundasınız.
Önergemizin kabul edileceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)