| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 06.11.2013 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Öncelikle, tüketicinin korunmasıyla ilgili bu yasaya emek veren tüm grupların önünde saygıyla eğiliyorum.
Bizim amacımız tüketicinin korunması. Onlar bizim her şeyimiz. Ben bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Sayın Susam'ın başkanlığındaki heyete, komisyon üyelerime çok teşekkür ediyorum; çok duyarlı davrandılar, hep yardımcı oldular, hep çözümcü oldular, tüketicinin lehine ne gerekiyorsa hep bunu dile getirdiler.
Tekrar arkadaşlarımın bu konuda, bazı maddelerde görüşleri var. Sayın Bakanım, lütfen bizi dinleyin, arkadaşlarımı dinleyin. Tüketicinin lehine ne varsa, arkadaşlarım size önergeyle önerecektir. Eğer bu yasa çıkacaksa, tüm grupların birlik, beraberliğiyle bu şekilde çıksın ve el ele, kol kola çıkaralım.
Ben, bir kez daha, emeği geçen Bakanlık yetkililerine, tüm gruptaki arkadaşlarıma ve Sayın Susam ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum.
Ben, müsaade ederseniz, öncelikle, bu yasa ile ilgili birkaç kelime etmek istiyorum benim deneyimim, tecrübemle. Demin Sayın Bakan da söyledi, sigorta yaptırma zorunluluğu kaldırılıyor. Benim görüşüm -grubumdaki Komisyon üyesi arkadaşlarımdan özür diliyorum- sigorta, tüketiciyi de korur ama zorlamasın kimse. Ama mutlaka bir sigorta olmalı yani tüketici kredisi de olsa, konut kredisi de olsa. Allah korusun, bir yangın oldu, ev yandı, kimden parayı alacak? Bu nedenle, sigorta zorunluluğunu tüketiciyi de korumak açısından, dayatma değil, bir şekilde tüketici kendisi yaptırsın ama bu binanın veya o arabanın sigortalı olduğunu banka bilsin. Yani, zorunluluk, tüketiciyi korumak açısından söylüyorum.
Geçen dönem bir milletvekili arkadaşım, arabasını bir arkadaşına verdi, kaza yaptı. Kendi yok arabada. Sonra, o arabada ölüm olayı oldu. Şu anda, o milletvekili arkadaşımdan, araba sahibi olduğu için ondan -eski milletvekilim- 800 milyon ceza alınmasına hükmedildi. Yargıtayda.
Yani, sigorta sadece kredi veren kurumu korumuyor. Bu nedenle, ben tüketiciyi korumak amacıyla, bir kez daha bu maddenin gözden geçirilerek zorunlu olmamak kaydıyla mutlaka sigortanın bir kez daha ele alınması yönünde bilgilerinize sunuyorum.
Şimdi, yine, bu kanunun 34'üncü maddesinin (3)'üncü fıkrasında "Ekspertiz raporlarının satıştan en az on gün önce..." Sayın Bakanım, kimsenin malını haraç mezat sattırmayın. Belki ben müşteri bulacağım, belki ben müşteri arayacağım. İcra ve İflas Kanunu'nda -hukukçularım daha iyi bilir- satışın hangi koşullarda olacağı belli ama en az on gün içinde siz... Bu başımıza bela olacaktır, bu on gün. Burada İcra ve İflas Kanunu neyse, İcra ve İflas Kanunu'nda satış kararı alındığı zaman, kıymet takdiri de yapılmış olması lazım ama "Borçluya en az ön gün önce bildirilir." lafı mutlaka başınızı ağrıtacaktır. Ben bir kez daha tüm Komisyon üyesi arkadaşlarımdan bunun bir kez daha gözden geçirilmesini diliyorum.
Yine, aynı maddenin (4)'üncü fıkrasında, diyor ki burada:
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tebligat da yok, "bildirilir."
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Tebligat da yok tabii.
"...elinde bulunduran üçüncü şahıslar konutu tahliye etmekle yükümlüdür." Arkadaşlar, üçüncü şahıslar... Birinci şahıs zarar gördü, üçüncü şahıs "Orayı ben dekore ettirmişim, içine girmişim." ama zaten İcra ve İflas Kanunu'nda bir konutun sahibi altı ay önce, ihbar etmek zorunda olduktan altı ay sonra "Çık." diyebiliyor. Orada kiracıların hakkını koruyan bir madde yoktur. Yani, yarın satıldı konut, içinde eğer kiracı varsa "Hadi ya, hadi kardeşim! Bu madde uyarınca her şeyin bitti, tüm ilişkin bitti, çıkacaksın kardeşim!" Burada üçüncü kişilerin zarar görmesini önleyecek mutlaka bir şey koymamız lazım. Yani, konutu sattık ama içindeki üçüncü kişi... Hatta tapuya tescillerde bile, tapuya tescilli olsa bile orası kapalı. Yani, tapuya tescilli on yıllık bir kira kontratı var ama burada "Üçüncü şahıslar konutu derhâl tahliye etmekle sorumludur." diyor. Yani, kiracının hakkını yok eden bir madde bu madde.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Dava açma hakkını engelliyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bu nedenle, ben, bunu bir kez daha dile getiriyorum, bir kez daha Komisyon üyelerimin bilgisine sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, tüketiciyi korumak, tüketicinin sorununa sahip çıkmak, üreticinin sorunlarına da çözüm bulmaktan geçer. Eğer, üreticinin sorunlarına çözüm buluyorsak tüketicinin çoğu sorununu da biz çözeriz.
Sayın Bakanım, Türkiye'de organize sanayi bölgeleri sizin bakanlığınızla kısmen ilintili. Organize sanayi bölgelerinde olan fabrikalar, üretim yerleri nedense "leaseback" yapılmıyor. Yani, al-öde-sat. Yani, bir konut "leaseback" yapılabiliyor ama her ne hikmetse...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - "lease" de yapılamıyor, "lease" de yapılamıyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - "Lease" yapılamıyor, onu söylüyorum, "leaseback" yapılamıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sadece leaseback" değil, "lease" de yapılamıyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Yani, eğer, siz, Türkiye'de, bunun...
Nedir bunun anlamı? Fabrikanın tabusu kendisinde. "Ben finansman sağlayacağım." diyor. Türkiye'de uzun vadeli finansman bulmak çok zor. Türkiye'de uzun vadeli finansmanın en uygun yolu leasinglerdir. Ben, burada Leasing Kanunu çıkınca da, Türkiye'de özellikle küçük esnafın, özellikle küçük üreticinin, yani bir makine alacak, en kolay yolu... Çünkü, makine veya aldığı ekipman leasing şirketinin adına olduğu için bir şekilde daha kolay finansman buluyor. Bilançona veya birtakım şeylere bakılmıyor çünkü makine kendisinin. Bu açıdan, özellikle, organize sanayi bölgelerindeki yatırım şirketlerinin fabrikalarına neden leasing yapılmaz? Neden, bunu anlamakta zorlanıyorum.
Bir başka konu Sayın Bakanım, yapsatçılar. Sayın Bakanım, hâlâ, bunun önüne bu kanunun geçeceğine bir tek madde nedeniyle inanıyorum, imar durumunu ve yapı ruhsat belgesini almış olmak kaydı getirdi.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) - Şart var, var orada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Var, var ama şu anda, devam eden inşaatlara... Şu anda, Ankara'nın göbeğinde, anlı şanlı bir firma, imar planı iptal -mahkeme tarafından- kamulaştırma iptal, kentsel dönüşüm arazileri iptal, toprak sahipleri dava açmış, davaları kazanmışlar ama şakır, şakır, şakır satıyor. Bu kanun yarın çıktı, bunlara nasıl engel olacağız?
İstanbul'un Esenyurt'unu hepiniz biliyorsunuz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Binyapı...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bu Esenyurt'ta, arkadaşlar, ne binalar türedi; ne imar ne iskân ne kat yüksekliği, 50 kat, 40 kat, 30 kat... Hepsini önceden sattılar. Bir sürü insan perişan oldu. Bunun önüne... Yani, burada şunu göremedim. Hâlen devam eden, satış yapan kurumlar bu kanun çıktığında buna uyacaklar mı? Veya şu anda, satmış olanlar, bu yasa çıktıktan sonra -şu anda, oradan gayrimenkul alan kişilere- bu kanun geriye dönüp "Kardeşim sen imarını almamışsın, ruhsatını almamışsın, mahkeme kararın var, sen bunları yapmadan satmışsın." diye bir ceza görecekler mi? Burada yok.
Bu nedenle, ben, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.