GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOMA'DA MEYDANA GELEN MADEN KAZASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:06.11.2013

HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on sekiz gün önce Soma'da meydana gelen maden kazasıyla ilgili olarak gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bildiğiniz gibi, Soma'daki bir maden ocağında meydana gelen yangında 27 işçi mahsur kalmış, yapılan müdahale neticesinde 26 işçi kurtarılmış, 1 işçimiz hayatını kaybetmiştir. Maalesef, her zamanki gibi CHP'li milletvekili arkadaşlarımız, bu olayı da siyasi bir şov malzemesi yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımış, basında da AK PARTİ Hükûmetini ve milletvekillerimizi suçlayıcı beyanlarda bulunmuşlardır.

Soma'da işçilerle, sendikalarla olan iyi ilişkilerimizi ve Somalılarla olan gönül bağımızı zedelemek için hemen kara propaganda yaptılar.

Bu kürsüden, daha sonra da yerel ve ulusal basında, madenin arkasında Hükûmetin siyasi desteğinin bulunduğunu, şirket işçilerinin AK PARTİ mitinglerine taşındığını ve özellikle adımı zikrederek destek olunduğunu cüretkâr bir şekilde dile getirdiler, aslı astarı olmayan beyanlarda bulundular. Ne Hükûmetimizin ne bakanlıklarımızın ne de benim ve arkadaşlarımın, adı geçen maden firmasına veya başka kömür ocağıyla ilgili olarak kanun dışı uygulama ve faaliyetlerine herhangi bir desteğimiz söz konusu değildir, olamaz.

Değerli arkadaşlarım, maden kazaları ülkemize has üzücü hadiseler değildir; alınan tedbirlere, uygulanan denetim ve kontrollere rağmen, dünyanın her tarafında olmaktadır, olmaması, yaşanmaması herkes gibi bizim de temennimizdir.

2011 yılında adı geçen maden ocağına gidip yeni yılı orada karşılayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Şimdi, biz, Kılıçdaroğlu'nun işçilerle oturup kalkmasını niye eleştirelim, neden altında bir şey arayalım ki? Kılıçdaroğlu, o maden ocağına gidip firmaya siyasi destek verdi diyebilir miyiz? Bu ziyareti siyasi baskı yapılıyor diye eleştirebilir miyiz veya 2011 öncesine kadar bu ocakta ciddi bir kaza olmazken, Kılıçdaroğlu'nu, maden ocağına gitti ve ardından sıkça kazalar oldu diye suçlayabilir miyiz?

Değerli arkadaşlarım, insan hayatıyla kimse oynayamaz,bu ağır vebali kimse yüklenemez. Hele ki 23 yıl bilfiil emeğin sözcülüğünü yapan, hakkının korunması için çaba sarf eden, 2002'den bu yana da bu çatı altında işçi hakları için mücadele eden birisi için bu bir züldür, açık bir iftiradır.

Elbette istihdamın büyümesi, yeni iş imkânlarının oluşturulması Hükûmetimizin temel kalkınma hedeflerindendir. Bunun için de herkesle her ortamda görüşürüz ve destek veririz. Elini taşın altına sokanlarla, taş üstüne taş koyanlarla, iş ve ekmek kapısı açanlarla her zaman diyaloğumuz vardır, olacaktır. Kaldı ki zaman zaman muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız da bu yönde teşvik edici girişimlerde bulunmakta, hatta bizden yardım talep etmektedirler. Bunun altında başka bir maksat aramak doğru olabilir mi? Bütün bunlar ortada iken bazı arkadaşlarımızın ısrarla kazaları, doğal afetleri ve istenmeyen durumları siyasi bir malzeme yaparak "çamur at izi kalsın" zihniyetiyle hareket etmesi doğrusu siyasi ahlaka sığmamaktadır.

Partimizin 2011'deki o muhteşem Manisa mitingine Somalı işçilerin baretleriyle, iş elbiseleriyle katıldığı doğrudur ancak, onlar bir siyasi baskı veya tehditle değil kendi iradeleriyle gelmişlerdir. Kömürlü elbiseleriyle, ellerinin karalarıyla geldiler ve yeni iş imkânı, ekmek kapısı açtığı için Başbakanımıza teşekkürlerini sundular...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN TANRIVERDİ (Devamla) - ...ve o gün baretleriyle mitinge renk kattılar. Buradan bir kere daha kendilerine teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıverdi.

HÜSEYİN TANRIVERDİ (Devamla) -Sayın Başkanım, bir dakika daha söz almak istiyorum.

BAŞKAN - Veremeyeceğim. Teşekkür ediyorum.

HÜSEYİN TANRIVERDİ (Devamla) - Ben de teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)