| Konu: | 10/753, 10/754, 10/755, 10/756, 10/757, 10/758, 10/759, 10/760, 10/761, 10/762, 10/763, 10/764, 10/765 SIRA SAYILI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN ÖN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 05.11.2013 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, sporcularımızı ve gençlerimizi kavuran, âdeta çürüten doping konusunda verdiğimiz Meclis araştırma önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yalan söylemeyen, doping ile ilgili araştırma önergemize bugün olur verecek iken dört ay önce ret vermeyen milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sporun amacı beden sağlığıyla birlikte adil mücadele koşullarında eşitlik, hoşgörü, sabır, iyi niyet, başarı duygusu ve daha pek çok ulvi kavramı insana kazandırmaktır; büyük spor organizasyonlarında da toplumlar arası kardeşlik ve barışı ilerletmek için iyi bir araçtır. Bildiğiniz gibi doping, yarışmalarda haksız yere kendine avantaj sağlamak isteyenlerin çeşitli hileler yapmasıdır. Oysa sporun en belirleyici ilkesi eşitliktir.
Doping uygulamaları insan sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Doping, ülkemiz sporcuları arasında hızla yayılmakta ve çocuklarımızın, sporcularımızın sağlığını da ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Doping maddelerinin bilinen yan etkileri arasında gençlerde gelişme geriliğinden tutun da karaciğer, böbreküstü tümörlerine, psikoza, kısırlığa kadar geniş bir yelpazede çeşitli problemler yaratabilir. Ayrıca, dopinge bağlı ölümler de görülmüştür. Kısaca, başarmak değil sadece kazanmak için her şeyin mubah sayıldığı bir düzenin adıdır doping. Her türlü hilenin uygulandığı sistemin adıdır doping. Buna birazdan örneklerini vereceğim AKP düzenindeki dopingli uygulamaları da eklemek mümkündür. Yani, doping sadece sporda değil pek çok alanda yapılabilir.
Değerli arkadaşlar, dopingle ilgili benzer bir konuşmayı ben 25 Haziran 2013 tarihinde yani yaklaşık dört ay önce yine bu kürsüden yapmıştım. Dedim ki: "Doping maddeleriyle ölüme bile varan her türlü sağlık sorunları olabilir." "Dopingi araştıralım, nedenlerini bulalım ve engelleyelim." demiştim. Ne yaptınız? Önergemizi AKP'nin milletvekillerinin oylarıyla reddettiniz. Neden reddettiniz? Efendim, Meclis o zaman çok yoğunmuş, ilgilenemezmiş, bu doğru değildi. O zaman doğruları söylememiştiniz çünkü Genel Kurul bugün olduğu gibi en fazla üç saatte bu kararı alabilir ve komisyon çalışmalara başlayabilirdi. Peki ne oldu? En kötüsü oldu, ölüm meydana geldi. 30 yaşındaki vücut geliştirme sporcusu Şahin İrencin'i doping yüzünden kaybettik. Diğer sporcularımızda sağlık sorunları ne durumda, bunu bilmiyoruz. Bu konuda verdiğim soru önergesine, Sayın Bakan, cevap bile vermediniz. Birazdan size anlatacağım neler soruduğumu ve niçin cevap vermediğinizi de size soracağım. Bence önemsemediniz dopingi, hiçbir şekilde önem vermediniz ta ki ölüm olayı olana kadar. Ölüm olayı olmadan bu komisyon kurulsaydı, belki de bu sporcumuz ölmeyecekti.
Sayın Bakan, size neler sormuştum? Demiştim ki: "Mersin Akdeniz Oyunları'nda doping tespit edilen sporcularımızı oyunlar öncesi doping yapmaya acaba kim itmiştir, bunu araştırdınız mı, herhangi bir soruşturma yaptınız mı? Herhangi bir kimseyi görevden aldınız mı?" Cevap vermediniz. Oyunların açılışında, Sayın Bakan, hatırlar mısınız, bir sporcumuz Türk Bayrağı taşıyordu ve bu sporcu ülkemizin onuru ve spor camiasının evrensel kurallarına uymayan ırkçı davranışlarla anılmıştı o dönemlerde? "Bunu kim seçti, nefret suçu işleyen bu sporcuyu niye seçtiniz?" diye sormuştum. Başarılı bir sporcu Allah için, onu hiç inkâr etmem, başarılı bir sporcuydu ama o dönemde Türkiye çalkalanmıştı. "Niye bunu seçtiniz, neden?" demiştim, cevap vermediniz. Size demiştim ki "Son on yılda ulusal ve uluslararası yarışmalarda kaç sporcumuz doping sebebiyle yarışmadan men edilmiştir?" Bugün üç beş rakam verdiniz ama benim soru önergeme istediğim şekilde cevap vermediniz veya veremediniz ya da önemsemediniz. Çünkü sizin çok daha önemli işleriniz vardı, bir sürü şey satın alıyordunuz. "Son on yılda kaç sporcu veya takımımızın ödülü doping sebebiyle geri alınmıştır?" dedim, ona da cevap vermediniz. "On bir yıldır iktidardasınız ve niye dopingi engelleyemiyorsunuz, sporcu eğitimi ve denetiminden sorumlu değil misiniz, hangi insanlar hakkında işlem yaptınız?" dedim, yine cevap vermediniz. Burada da bunların hiçbirisine cevap veremediniz. Çıktınız, burada allı pullu birtakım laflar söylediniz, kendiniz de inanmadınız söylediğiniz laflara. Birisi hazırlamış, vermiş elinize.
AKP Hükûmeti olarak, Sayın Bakan, bir "sıfır tolerans" nakaratı tutturmuş, gidiyorsunuz her konuda. "Dopinge sıfır tolerans." diyorsunuz, doping tavan yapıyor. "Sağlıkta şiddete sıfır tolerans." diyorsunuz, şiddet sağlıkta doruğa çıkıyor. "Komşularla sıfır sorun." diyorsunuz, sorunlar tavan yapıyor. Allah aşkına, bir istirhamım var: Bari bugünün anısına artık şu "sıfır tolerans" kelimesini hiç kullanmayın. Hatta "sıfır" kelimesini de ağzınıza almayın. Çünkü ne zaman "sıfır" kelimesini ağzınıza alırsanız sorunlar çıkıyor.
Benzer bir olayı...
Siz buyurun Hakan Bey. Ben bekliyorum. Siz konuşmanızı tamamlayın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Süreniz bitiyor ama.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sürem bitsin efendim.
BAŞKAN - Sayın Konuşmacı...
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Eminim ki Sayın Şükür'ün konuşması çok daha önemlidir.
Buyurun, lütfen...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Böyle bir usul var mı ya?
BAŞKAN - Sayın Konuşmacı, lütfen konuşmanıza devam eder misiniz. Sayın Hatip...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Genel Kurula konuşsun. Biz dinliyoruz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sana mı soracağız kime konuşacağımı? Git Allah aşkına!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz dinliyoruz... (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah, öyle bir hareket olur mu?
BAŞKAN - Arkadaşlar...
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Her zaman gelip şurada oturup bir şey...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Böyle bir şey olabilir mi ya?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Olur tabii.
BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen konuşmanıza devam eder misiniz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Allah Allah...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, hatibe müdahale ettiğiniz gibi lütfen...
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Burada biz insanca bir şey konuşuyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Otururken hatibe sataşana müdahale etmeniz lazım öncelikle. Lütfen...
AYTUĞ ATICI (Devamla) - "Sen bunu üç ay önce kabul etseydin bir insan ölmeyecekti." diyorum. O adam orada konuşuyor.
Böyle saçma sapan şey olur mu? Bu mudur saygı, bu mudur terbiye?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Genel Kurula konuş.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bırak Allah aşkına...
BAŞKAN - Sayın Hatip, siz konuşmanıza devam edin.
Arkadaşlar, sayın milletvekilleri, siz de laf atmayın lütfen.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Aynı şekilde, sağlıkta şiddete de biz "Tolerans göstermeyin. Ne olur, bir komisyon kuralım." dedik 2011 yılında. Kurmadınız. Ersin arkadaşımız öldü, bir komisyon kurmak zorunda kaldınız. Yani illa birinin ölmesi mi gerekiyor Sayın Bakan komisyon kurmanız için? Burada da bir insan öldü, arkasından komisyon kuruyorsunuz. Aslında, komisyon kuruyorsunuz ama ne yapıyorsunuz? Elde edilen sonuçları değerlendirmiyorsunuz. Tıpkı sağlıkta şiddette olduğu gibi sorunların gerçek sebeplerini görecek cesaretiniz de yok sizin.
Gözünüzü kapatınca zannediyorsunuz ki her şey güzel olacak, çocuklar gibi. Ama inanın, çocuklar kadar hiçbir şekilde temiz değilsiniz. Eğer bir işte rant yoksa ancak ölümle harekete geçiyorsunuz. Bu da bizi gerçekten son derece üzüyor.
Eğer üç ay önce bir komisyon kursaydık ve o sporcu ölmeseydi belki de 2020 Olimpiyatları'nı bize vereceklerdi, 2020 Olimpiyatları'na adaylığımız belki kabul edilecekti ama siz başarısızlığınızı gittiniz, özgürlük ve demokrasi isteyen Gezi gençlerine yönelttiniz ve Gezi gençlerini suçladınız. Olimpiyat Komitesi size dedi ki: "Gençlere şiddet uygulayan, gaz bombası ve ölüm yağdıran bu zihniyete olimpiyatları teslim edemeyiz." Çünkü olimpiyatlar barış demekti. "Mersin'de Akdeniz Oyunları'nı Mersin halkıyla paylaşmayan bir zihniyete ben olimpiyat vermem." dedi. Şehrin sporu yaşamasına imkân vermeyen, sporu siyasete alet eden insanlara dünya ülkeleri oy vermedi ve bu olimpiyatları bize emanet etmediler. Yani başarısızlığınızı lütfen kabul edin ve bu başarısızlığınızı hiçbir şekilde Gezi olaylarına yansıtmayın, hiç olmazsa burada dürüst olun.
AKP Hükûmeti kendisi doping yaparsa sporcular ne yapsın? Aylardır, yıllardır ödemeler dengesinde kaynağı belirsiz milyarlarca dolar para yazılıyor. Merkez Bankasının açıkladığı verilere göre, net hata noksan kaleminden kaynağı belirsiz 2 milyardan 4,8 milyar dolara kadar rakamları görüyoruz Sayın Bakan. İşte bu, ekonomiye yaptığınız dopingdir. Bu, asla affedilecek bir şey değildir. Halkına hesap veren bir Hükûmet olsaydınız gider gelir dengesini ve bunların hesabını gelir, bize verirdiniz ama siz ekonomiye doping yapıp şirin görünmeye çalışıyorsunuz. Sporcuların doping yapmasına göz yumdunuz bugüne kadar 3-5 tane daha fazla madalya alabilmek için.
Serbest güreşte ilk olimpiyat madalyasını ülkemize getiren Mersinli Ahmet'in memleketi Mersin'de düzenlenen 17'nci Akdeniz Oyunları maalesef sadece dopinglerle anılır olmuştur. Bazı sporcularımıza yapılan testlerde doping çıktığı için geri çekilmişlerdir. Hatta bunlar numune vermemek için kamplardan kaçmıştır Sayın Bakan. Niye kaçar bir sporcu numune vermekten?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Kim aldırıyor numuneleri? Niye oradan bakmıyorsunuz?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Kimin aldırdığını siz de çok iyi biliyorsunuz. Uluslararası düzeyde alınan numuneleri vermekten kaçmıştır. Niye biliyor musunuz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Mücadele yoksa numune niye alınıyor?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Siz Sayıştay raporunu buraya getirmekten niye kaçtıysanız, oradaki sporcular da numune vermekten onun için kaçtı.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar